AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Buluşma

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : 1, 2  Sonraki
YazarMesaj
Rosalie Mariélla McAdams

GezginGezgin
Rosalie Mariélla McAdams



Mücadele Tarafı : Zümrüdüanka Yoldaşlığı~~
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Tavşan

Buluşma Empty
MesajKonu: Buluşma   Buluşma EmptyPtsi Eyl. 14, 2009 1:50 pm

Kişiler: Olivia Scarlett Isis, Rosalie Mariélla McAdams
Zaman: Öğle saatinde
Kurgu: Ne zamandır baş bşa kalamayan iki dostun buluşması.


Her şey çok güzel ilerliyordu. Rosalie, bu dönem olaylardan fazlasıyla uzak kalıp sadece derslerine yoğunlaşmayı tercih etmişti. Yeniden sınıfta kalma korkusu tüm aklını sardığı için, artık o eski kızı içinde hissedemiyordu sanki. En azından derslerden yakaladığı boş bir gündü bugün. Bugünü Marcus ile değerlendirmek isterdi elbette. Ama ne zamandır Olivia ile de görüşme fırsatı bulamamıştı. Onu çok ihmal ettiğini düşünüyordu. Hem Rosalie olmasa kim sinir edecekti onu? Sarı saçlarını salık bırakmış, beline kadar uzanıyordu. Mavi gözleri her zaman ki gibi o melek suratının arasında parıldıyor *ben buradayım* diyordu. Üzerine burada giymeyi pek tercih etmese de; siyah bluzunu giymiş altına da bacaklarına tam oturan dar pantolonunu geçirmişti. Cebinde her zaman yanında bulundurduğu ruju, birde küçük şişedeki parfümü vardı. Hızlı adımlarla saat kulesine doğru ilerliyordu. Adımlarını ilerletirken, hafif topuklu ayakkabılarının koridorda çıkarttığı ses bazılarının sinirini bozsa da genç cadı bunu hiç takmamıştı. Bir anda her şey yavaş çekim ilerliyor gibiydi sanki. Tam koridorun uç köşesinde bekleyen o iki Slytherin’li öğrencileri hemen tanımıştı. Bunlar bu dönem boyunca onu sinir eden son sınıf çocuklardı. Gerçi kendisiyle yaşıt oldukları için onları pek takmıyordu. Nede olsa Rosalie’e de on yedi yaşındaydı, şimdi son sınıf olması gerekirken sınıfta kaldığı için altıncı sınıfta sürünüyordu. Onları görür görmez değişen yüz ifadesinde ayrı bir hava seziliyordu. Havalı bir şekilde saçlarını savurarak yanlarından geçecekti ki; yine o kanı bozuklar laf atmıştı.

“Şşşt güzellik.”
“Nerelere gidiyorsun böyle bizsiz?”
“Çak dostum benim.”

Rosalie onların kendisine alaylı ifadeyle sırıtan suratlarını gördükçe yumruğunu daha da sıkıyordu. İçinden, hayır artık dayanamayacağım galiba; kesinlikle dalacağım diye geçirdi. Evet artık kendini tutamıyordu. Nice zamandır ‘Son sınıflar bir dahaki dönem olmayacaklar bir tatsızlık çıkmasında neşeyle bitirelim şu dönemi’ düşüncesini benimsese de; bunların bıkmayacağını anlamıştı. “Yeter artık sizi sersemler! Densaugeo” Diyerek asasını çocuklardan kızıl saçlı olana doğru doğrulttu. Bir anda çocuğun dişleri büyümüş, yüzündeki alaylı ifade yok olmuştu. Rosalie çocuğun bu gülünç durumuna sesli bir kahkaha patlattıktan sonra diğer arkadaşına bakıp, ” Sende bu duruma düşmek istemiyorsan defol!” Diyerek kaşarlını çattı. O sırada çocukta asasını çıkarmış tetikte duruyordu. Genç cadı onları umursamadan yürümeye devam etti. Arkasından kendisine söylenen küfürleri ve bağrışmaları takmamaya çalışıyordu. Kısa zamanda Saat kulesine gelmişti zaten. Buraya her geldiğinde Marcus ile tanışmalarını hatırlıyordu. Olivia da zaten orada onu bekliyordu. Onu görür görmez çatık kaşları düzelmiş, hemen beyaz dişlerini ortaya çıkararak sırıtmaya başlamıştı. Sağ kolunu havaya doğru kaldırarak ona el salladı ve “Olivia ben geldim.” Diyerek yanına koşturdu. Acaba hemen sinir etmeye başlasa mıydı? Hayır, bunun için daha önlerinde uzun bir zaman vardı. “Buraya gelene kadar öldüm, başımda iki bela off.” Diyerek söylenmeye başladı hemen.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/rose-gab
Olivia Scarlett Isis

VII. SınıfVII. Sınıf
Olivia Scarlett Isis



Mücadele Tarafı : Arspegus
Rp Sevgilisi : Tristan
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Golden Dog (Rottweiler)

Buluşma Empty
MesajKonu: Geri: Buluşma   Buluşma EmptyPtsi Eyl. 14, 2009 7:14 pm


Güneş en tepede kendini gösterirken bunaltıcı gökyüzü artık can sıkıyordu. Derslerden sonra koca bir araya çıkan öğrencilerin yüzünde büyük bir mutluluk ve rahatlama vardı. Olivia'nın bugün dostuyla aralarına koydukları o buzları eritme günüydü. Hatta, onun için makyaj bile yapabilirdi bugün, onu gerçekten çok özlemişti. Ona şarkı söylemeyi, ondan stil için tavsiyeler almayı... Bu dostluk bitmemeliydi. Koridorda ilerlerken arkasından bir nefes hep onu takip ediyordu. Rahatsız olsa da kim olduğunu görerek onunla muhatap olmak zorunda kalmamak için yürümeye devam ediyordu. Başı önüne eğik ve kollarının arasında dersten hemen sonra koşarak onu aldığı köpeği Queen vardı. Queen'in gözleri arkadaki bedene bakıp duruyordu ve kötü bir köpek gibi hırlamalarıyla Olivia'nın canını sıkıyordu. Olivia ona kızgın bir sesle " Queen! Hırlama!" dediğinde Queen'in o masum havlayışı ile beraber hırlaması kesilmişti. Yavaş adımlarla ilerlediği yollarda arkasındaki nefes onu terketmemişti. Neydi bu? Yavaşça başını çevirdi fakat kimseyi göremedi. Endişelenmeye gerek yoktu, havanın sıcaklığı dolayısıyla oluyordu ona göre bu sıcaklık. Fazla düşünmeden saat kulesinde vardı. Orada dostunu bekliyordu ve beklerken Queen'in patileriyle oynamayı da ihmal etmemişti.

Çok geçmeden orada beliren dostu Rose ona el sallıyor ve geldiğini söylüyordu oldukça yüksek bir sesle. Olivia gülümseyerek ona baktı ve Queen'i yere indirdi. Yaklaşan dostu muzip bir gülümseyişin ardından tekrar sakinleşmişti. Hızlıca yolda peşine takılığını söylediği iki kişiden dolayı duyduğu rahatsızlığı dile getiriyordu. Cadı ise yalnızca bir kahkaha atarak elini Rose'un omzuna koydu. "Sakin ol Rose, sanki tonlarca nota kovalamış gibi düşünme. Bulutlarda olduğunu varsay ve seni çok özlediğimi duy." Sözlerini bitirdiğinde ona sıkıca sarılmıştı, o kadar özlemişti ki. Bu sakinliği her zamanki gibi sıkıyordu belkide Rose'u ama birazdan onu deli edeceği kesindi. Her zaman ki gibi çileden çıkarma saatleri tutuyordu yarım saat geçmeden aradan. Bu sarılma fazla boğmadan geri çekildi ve Queen'i tekrar kucaklayarak patisini eliyle tokalaşır gibi yaparak "Bir merhaba da buradan var tatlım." dedi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rosalie Mariélla McAdams

GezginGezgin
Rosalie Mariélla McAdams



Mücadele Tarafı : Zümrüdüanka Yoldaşlığı~~
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Tavşan

Buluşma Empty
MesajKonu: Geri: Buluşma   Buluşma EmptyPtsi Eyl. 14, 2009 10:26 pm

Arkadaşına sarıldığında içinde bir sıcaklık hissetmişti. Bu aslında şey gibiydi… Taze kokan dostluk. İkinci –merhaba- faslı da Olivia’ın biricik köpeği Queen dendi. Rosalie köpeğin kafasını yavaşça okşayarak, “Sana da merhaba Queen.” Dedi gülümseyen bir ifadeyle. Daha sonra aklına küçüklükten beri beslediği hamsterı Yui geldiğinde yüzünü buruşturup, “Yui’i getirmedim. Bugünlerde hasta olduğunu seziyorum.” Dedi üzüntülü bir ifadeyle. Yui küçüklükten beri onunla olduğu için artık canının yarısı haline gelmişti. Tıpkı ikizi gibi, ailesinden bir parça gibi taşıyordu onu yanında. Her geçen saniye onun daha da yaşlandığını bilmenin ona verdiği acıyı kimse bilemezdi. Ve şu son günlerde hareket bile edemeyecek kadar hasta olması… “O çok hasta. Sanırım yaşlanıyor.” Dedi mırıldanarak. Kaşları bir anda inmiş, omuzları çökmüştü. Yelkenlerini indirmiş bir gemi gibiydi sanki. Ama bugün Olivia ile dertleşmek için buluşmamıştı ki; onu sinir etmek için buluşmuştu. Gözlerinde hemen dolan, akmaya hazır bekleyen yaşları inadına geri göndererek gülümsedi ve cebinden –her zaman hazır bulundurduğu- rujunu çıkararak Olivia’a göz kırptı. Tek kaşını kaldırdı ve, “Bir denesek, Tristan senin bu halinde ne buluyor anlamıyorum. Biraz güzelliğini açığa çıkar genç cadı.” Dedi bilmiş bir ifadeyle. Queen’in kendisine garip bir bakış attığını fark ettikten sonra ekleme yaptı. “Sende ister misin?”

Daha sonra içinden iyice saçmalamaya başladım, bir köpeğe ruj sürmediğim kalmıştı zaten diye geçirdi. Olivia kaçmaya başlamıştı. Rosalie ise arkasından kovalıyordu. Tıpkı birinci sınıf gibiydiler… Çevrede onları görenler arkalarından kahkahalara boğuluyordu adeta. Çocuk muamelesi görmekten bıkan Rosalie ise o anda duraksayarak Olivia’a seslendi. “Hey! Yeter dur pes ediyorum.” Aklında çok sinsi bir plan vardı elbette. Yoksa pes etmek Rosalie’in ne işine? Olivia ona inanarak durduğunda, genç cadı yüzünde şeytani bir gülümseme belirterek sessiz adımlarla yanına yaklaştı. “Tamam, tamam. Söz sürmeyeceğim.” Dedi onu inandırmaya çalışarak. O sırada da rujunu eliyle arkasında saklamaya çalışıyordu. Tam Olivia’ın dikkatinin dağıldığı bir anda harekete geçerek onu tuttu ve ruju sürmeye çalıştı. “Dur, hadi ama bir dakikamızı almayacak.” Diyordu bir yandan çırpınarak. Yanlarından geçenler ise “Şunlara bak, çocuktan farkları yok.” Diyerek kıkırdıyordu. Haklıydılar da… İyice çocuklaşmışlardı. Tıpkı eski günlerdeki gibi, Rosalie onu kendisi gibi süslemeye çalışıyor; Olivia da her zaman ki gibi kaçıyordu. Bu huylarından hiç vazgeçmeyeceklerdi zaten. Oldukça gülünç duruma düştüklerini fark eden Rosalie, Olivia’ın omzuna şakasına bir şaplak patlatarak kahkaha atmaya başladı. İkisi de yere yığılmıştı…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/rose-gab
Olivia Scarlett Isis

VII. SınıfVII. Sınıf
Olivia Scarlett Isis



Mücadele Tarafı : Arspegus
Rp Sevgilisi : Tristan
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Golden Dog (Rottweiler)

Buluşma Empty
MesajKonu: Geri: Buluşma   Buluşma EmptySalı Eyl. 15, 2009 2:27 am


Cadının gözleri dostuna son kez baktığında elind bir ruj yoktu fakat Queen'in başını okşadıktan sonra gözlerinde hafif bulanık bir üzüntü belirmişti. Sorun Yui'ydi... Onun yaşlanıyor oluşu kalbini derinden etkiliyor, bebekliğinden beri onunla olan hamsterının kaybetme anını düşünmesine sebep oluyordu. Dudaklarının arasından yükselen özlem, korku ve bağlılık dolu sözler Olivia'nın gözlerini doldurmuştu. Başını yukarı kaldırdı ve yaşların akmasını engellemeye çalıştı. Rose bunu görürse o da üzülecekti, böyle durumlara zaafı vardı ve bunu yenemiyordu. Şimdide Yui için tutmuştu zaafı. Cadı yaşlarının akmayacağını hissettiğinde Rose'a tekrar badem gözlerini yöneltti. Şimdi zorla bulmaya çalıştığı bir gülümseme vardı gözlerinin içinde. Elinde farkettiği rujla beraber gülümseme arayışı da kabolmuştu tabiki. Gözleri Olivia'ya ve Queen'e bakarken "Ya... İnanmıyorum sana, bare bunu Queen'e yapma. Ah, Rose sok onu çantana. Yani biliyorsun, sevmiyorum..." İşte yaramıyordu bu sözler, bariz bir şekilde ortadayı bu ve onları görenler bebek muamelesi yaparak etraflarında kahkahalarla dolaşmaya başlıyordu. Birazdan burası kocaman bir topluluğa ev sahipliği yapacakmış gibi görünüyordu. Rose ise ilk defa inadını kırarak ona sürmeyeceğini dile getirdi.

Cadı rahat bir nefes aldıktan sonra köpeği çoktan yere inmişti ve yanından geçen arkadaşına başını yöneltti ister istemez.Telaşlı görünüyordu, birden dudaklarında hissettiği o iğrenç ötesi maddeyle beraber Rose'un ellerinden kurtulmak için kıvranmaya başladı. Git gide onu kollarının arasında tutmaya ve ruju sürmeye çalışan diğer cadı ise muzurca ona bakıyordu. Dudaklarını dilerinin arasında doğru çekerek kurtulmaya çalışıyor ve bir yandan da "Rose yapma, bak gerçekten iğrenç durur. Merak etme..." diye yalvarıyordu. Aklından bir anda dostunu ısırmak geçmişti, bunu yapamazdı. Ne saçma bir düşünceydi bu. Düşüncenin saçmalığını düşünürken Rose çoktan işini bitirmişti. "Ah, tanrım ... İğrenç oldu biliyorum. " diyerek ona çok değiştiğini ifade eden hayran yüze baktı. "Rose, sen iyi misin?" Elini gözlerinin önünde salldıktan sonra Rose'un birden bire çığlığımsı konuşmasıyla korkmuştu. " Seni bir gün ısıracağım..." diyerek yüzüne imalı bir bakış attı. "Beklediğin oldu di mi? On beş yıllık çaban sonra ulaştı mı?" Sesindeki gülmeye hakim olamıyordu. Isırmak fikri ile ikiside kahkahalarına devam ediyordu. Rose'un attığı şaplakla beraber, dengesini her zamanki gibi sağlayamayan Olivia, ona yükünü veren arkadaşını da yere düşürmüştü. Yerde uzanmak diye buna denilirdi büyük ihtimalle. İkisi de yumurcaklara benziyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rosalie Mariélla McAdams

GezginGezgin
Rosalie Mariélla McAdams



Mücadele Tarafı : Zümrüdüanka Yoldaşlığı~~
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Tavşan

Buluşma Empty
MesajKonu: Geri: Buluşma   Buluşma EmptySalı Eyl. 15, 2009 1:31 pm

Olivia ile bir süre yerde tepindikten sonra kendini toplayarak üzerini silkti. “Bu kadar çocukluk yeter.” Diyerek ciddileşmeye çalışan genç cadı ayağa kalkmaya çalışıyordu. Tam ayağa kalkacaktı ki kaygan zeminin gıcıklığına uğrayarak sağ ayakkabısının küçük topuğu *çat* sesiyle kırıldı. Ve o anda Rosalie –güm- sesiyle yere düştü. Rezil olmuştu… Neyse ki fazla kişi yoktu. Yine de burada olanlar yetiyordu zaten. Hepsi kahkahalara boğulmuştu. İçinden Aman tanrım bir bu eksikti! Rezil oldum, tüm havam battı diye geçirdi içinden. Yanakları kızarmıştı hemencecik. Bir tek Olivia gümlememişti ona. “Yardım et akıllı.” Diyerek kıkırdadı ve onun yardımıyla yerden kalktı. O sırada da kırılan topuğuna içinden lanetler savuruyordu. Böyle bir yerde topuklu giymek senin neyine? Beceriksiz, ahmak… diye geçirip duruyordu. “Çaktırma rezil oldum.” Diyerek ona omuz attı ve kıkırdamaya başladı. Zaten Olivia’a sürmeye çalışırken ruju da iflas olmuştu. Kısacası her şeyi korkunç durumdaydı. Daha deminden beri uç köşede ona gülmeye devam eden iki salağı izliyordu. Artık kıkırdamak yerine somurtmaya başlamıştı. Kesin bunlarda o aptal Slytherin’li öğrencilerden olmalıydılar. Boylarına bakılırsa da yaşları pek büyük gözükmüyordu. Tahminen üç yada dördüncü sınıf olmalılardı.

Olivia’a göz kırparak onların yanına doğru ilerledi. Adımlarını atarken özellikle kıvırtmaya da çok dikkat ediyordu. Her ne kadar bir topuğu kırık olsa da… “Hey siz ezikler! Neye gülüyorsunuz iki saattir, çok mu komiktim? İsterseniz birde sizin üzerinizde deneyelim aynı şeyi?” Dedi sarı saçlarını havalı bir şekilde savurarak. Savurduğu anda saçlarından dağılan çiçek kokuları tüm havasını ortaya çıkarmıştı. Adeta büyüleyici bir özellikte gibiydi. “Biz sadece, aramızda bir konu vardı ona gülüyorduk.” Diyerek kekelemişti siyah, kıvırcık saçlı olan kız. Rosalie –hadi ya- anlamında başını bilmiş bilmiş sallayarak “Valla mı? O zaman ben sizi güzelliğimle büyüledim çünkü sürekli bana bakıyordunuz.” Dedi ve kahkaha attı. Her defasında güzelliğini vurgulamaya bayılıyordu. Olivia da arkadan kızlara laf atıyor, Rosalie’i destekliyordu o sırada. “Neyse sizin gibilerle vaktimi harcayamam, şimdi cebimden asamı çıkartıp bir büyü savurmayı bilirdim ama üşengeçliğime verin.” Ses tonunda her zaman ki o asil hava seziliyordu. Olivia’ın koluna girdi ve kıkırdamaya başladı. Rezil olmanın bile ona böyle komik anılar ve avantajlar sağlayacağını şimdiye kadar hiç düşünmemişti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/rose-gab
Olivia Scarlett Isis

VII. SınıfVII. Sınıf
Olivia Scarlett Isis



Mücadele Tarafı : Arspegus
Rp Sevgilisi : Tristan
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Golden Dog (Rottweiler)

Buluşma Empty
MesajKonu: Geri: Buluşma   Buluşma EmptyÇarş. Eyl. 16, 2009 11:16 am


Yerdeki tepişmenin arkasından ayağa kalkmanın ve bu çocuksuluğu bırakmanın vakti gelmişti. Herkes onlara bakıyordu ve yükselen bir kırılma sesi ile Olivia'da gözlerini Rose'a döndürmüştü. Fakat herkes gibi değildi bakışları, o yalnızca iyi olup olmadığını kontrol ederken, diğerleri dalga geçmek amaçlı bu davranışlarda bulunuyorlardı. Kıpkırmızı olmuş yanaklarına hakim olamayan dostunun daha fazla utanmaması için içinden gelen o küçük gülme isteiğini sıfırladı. Ardından yüzü asılan ve o an belkide kendinden nefret eden Rose'a baktı. Ama o kendinden nefret ediyor olamazdı, hep severdi kendini fakat o burnu havada ucube kızlar gibi değildi. Ona destek olduğu zamanlar gözüne geldiğinde şuanda dostuna gülen herkese acı çektirmek istemişti. Biricik dostu ona laf eden bir ikilinin yanına ilerliyordu. Ah, yine kötü bir şeyler olacaktı anlaşılan. Bu kızın güzelliği sebebiyle o tatlı başı hiç rahat kalamıyordu. Aaron gelecek planları yapıyorsa kesinlikle kıskançlığından Azkaban'a tıkılacaktır. Hızla peşinden giden cadı küçük Sly'li öğrencilere büyük bir edayla söylediği sözlere destek çıkıyordu. Kendiside bir dördüncü sınıf öğrencisiydi fakat diğer öğrencilere nazaran olgun olduğu kesindi. Cadının koluna giren ve az önce tehditkar bir şekilde sözler savuran dostu kıkırdıyordu şimdide. Gerçekten havalı bir konuşma olmuştu bu. Oliv'de kendisini tutamayarak gülümsemişti. " Rose, kesinlikle seni bir kutuda saklamamız gerek. Hem ben sana defalarca Hogwarts'ın içinde topuklu ayakkabı giymemeni söylememiş miydim?" Daha önceden onu uyardığını söylemeyi seven tiplerden olmasada bu sefer gururla söyledi bunu çünkü günlük hayatta bunu hep Rose'dan duyardı. İkilinin yanından uzaklaşan dostlar tekrar eski yerlerine geçmişlerdi.

Olivia onunla epeydir konuşamıyordu ve neler yaptığını büyük bir merakla soracaktı tabiki de. Balo için kesin büyük hazırlıkları vardı onun. "Ee sütlüm, hazırlanmaya başlamışsındır sen baloya? Kesinlikle göz kamaştıracaksın ama önce bir yanıma gelde göreyim seni. " Ah, evet bu söz... Sütlüm, Olivia'nın ona taktığı lakap ve bu yüzden defalarca onunla küsmüş olan dostu karşı karşıya. Olivia bu sözü sevgiyle söylesede dostu istemiyordu nedense, ona göre sadeliği, bebeksiliği ifade eden bu lakabı hala dilinden söküp atamamıştı. " He bu arada, gerçekten sadece giyimimde değil dengesizliğimde de senden gelen birşeyler var bana sütlü..." diyerek bir kahkaha patlattı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rosalie Mariélla McAdams

GezginGezgin
Rosalie Mariélla McAdams



Mücadele Tarafı : Zümrüdüanka Yoldaşlığı~~
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Tavşan

Buluşma Empty
MesajKonu: Geri: Buluşma   Buluşma EmptyÇarş. Eyl. 16, 2009 7:07 pm

“Tabi ki güzelim ne sandın, balonun en muhteşem kızı olacağım.” Dedi hava atmaya çalışarak. Buna bayılıyordu. Kendini en güze görmeye ve böyle iltifatlar almak onu fazlasıyla mutlu ediyordu. Tek takıldığı nokta o –sütlüm- lafıydı. Olivia o kelimeyi ağzına aldığında hemen surat ifadesi değişiyordu genç cadının. Tam *lütfen şu sütlüm lafını kullanma* diyecekti ki ağzı açık kalmış; Olivia hemen konuşmaya başlamıştı. Resmen dalga geçiyordu bu kız. Rosalie yalandan sinirli ifadelere bürünüp, “Şu sütlüm lafını söyleme, gıcık kapıyorum.” Dedi tıslayarak. Bu laf hep ona kaba erkeklerin sevgililerine seslenişi gibi gelirdi. Küçük kasaba erkekleri… Bunları düşünmek bile Rosalie’in tiksinmesine hatta tüylerinin diken diken olmasına sebep oluyordu. “Aslında seni baloya ben hazırlamak istiyorum.” Dedi tek kaşını kaldırarak. Arkadaşının bunu kabul etmeyeceğini çok iyi biliyordu. Ama yine de şansını denemekte fayda var felsefesini takip etti. Olivia’ın her zaman sadelikten yana olduğunu biliyordu elbette. Ama bir sorun vardı işte. Rosalie de hep bu yüzden onu kendine benzetme çabalarına giriyordu. Arkadaşının böyle olmaması gerekirdi. Rosalie rujsuz evde bile gezinmezken, arkadaşının sade halde dışarı çıkması sinirine dokunuyordu.

Profesörler rujuna kızdığı için Rosalie sadece derslerde parlatıcı sürmekle yetinebiliyordu. Zaten bu bile sinirlerinin alt üst olmasına sebep oluyordu. *Seni ben hazırlayayım?* sorusunu duyan Olivia’ın hemen suratı ekşimişti. “Aman be tamam kendin hazırlan hıh.” Dedi somurtarak. Artık balo hakkında dedikodu yapma zamanı gelmişti. Rosalie somurtkan ifadesini yüzünden hemen silerek, sırıttı. Heyecanlı bakışlar fırlatarak soluksuz bir şekilde konuşmaya başlayan genç cadı oldukça eğleniyordu. “Balo için uzun bir elbise aldım. Sarı bir şey, ayrıca saçarlımla da bütünleşiyor. Üstünde güzel desenleri var. Bakıldığında şey gibi… Şey, tutku… Evet insana tutkuyu çağrıştırıyor.” Bir an soluklandı. Nefes nefese kalmıştı heyecandan. Günlerdir elbisesini üzerine geçirip geçirip aynada kendini seyrediyordu zaten. Derin bir iç çekerek konuşmaya devam etti. “Saçlarımı da kıvırcık yapmayı planlıyorum, hoş duruyorlar.” Aslında düz saçı kendine daha çok yakıştırsa da, özel bir gün olduğu için farklılık yaratmak istemişti. Genellikle hep düz saçıyla dolaştığı iç,n oraya da öyle giderse pek dikkat çekmeyeceğini biliyordu. “Ha birde baloya özel bir parfüm aldım, gerçekten çok fazla galleona bedeldi.” Diyerek ekledi havalı ifadesini koruyarak. Aslında parasıyla övünen büyücülerden değildi. Zaten öylelerini de pek sevmiyordu. Sadece özel günlere değer veriyordu ve böyle günlerde kendini çok farklı biri yapma çabalarına girerdi.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/rose-gab
Olivia Scarlett Isis

VII. SınıfVII. Sınıf
Olivia Scarlett Isis



Mücadele Tarafı : Arspegus
Rp Sevgilisi : Tristan
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Golden Dog (Rottweiler)

Buluşma Empty
MesajKonu: Geri: Buluşma   Buluşma EmptyPerş. Eyl. 17, 2009 7:04 am


Uzunca anlattığı balo görünümünden sonra yüzündeki gülümseme ile Olivia'ya bakıyordu Rose. Aklından kurnaz planlar geçiyor gibiydi. Olivia büyük bir duygusuz ses tonuyla "Ah, iyi işte size iyi eğlenceler SÜTLÜM. Eminim ki göz kamaştıracaksın." diyerek ona tüm iyi niyetlerini dile getiren bir bakış attı. Gerçektende çok güzel olacağına emindi, her zaman güzeldi sonuçta değil mi? Fakat birde şu boyalardan kurtulsa... Her neyse. Olivia bunları düşünmek istemiyordu, ne kadar zamandır onu görememişti buralarda ve onu çok özlemişti. Şuan başka bir konuya odaklanmak gibi bir niyeti yoktu. Yanlış anlaşılmayacağını bile Rose'a sarılıp öylece kalabilirdi. Onu görünce hali hep melankoli oluyordu ister istemez. Geçirdikleri günlerden dolayıydı belkide bu ruh hali. "Rose, biliyor musun ben seni çok özledim. " Ah, herhalde biliyordu ama Olivia diyecek başka bir şey bulamamıştı. Yüzündeki gülümseme ile ona bakmaya devam etti. O sırada yanlarında gülenler artık bu saçma davranışa son verebilmişlerdi. "Aslında bir fikrim var, bir güzellik iksiri yapalım ve senin adını verip piyasaya sürelim. Hahaha... Senin yaptığını söylersek herkes kapış kapış alır. Ne dersin?" Bu fikirde nereden çıkmıştı şimdi? Ama gerçekten güzeldi bu düşünce, büyük planlar yapar gibi duran Olivia gayriciddi bir şekilde Rose'dan cevap bekliyordu.

Dilini her zamanki gibi dışarıya çıkaran cadı, muzur bir çocuğa benzemişti. "Ah, bu aralar içimdeki çocuk durmuyor ya... Hoplayıp zıplamak istiyorum. Muzurluk yapmak." Büyük bir iştahla söylemişti bunu. Ona garip bir şekilde bakan dostu, ilk defa böyle germesinin verdiği şaşkınlığı dışına vurmuştu. Kendinde olup olmadığını soruyordu. "İyi olduğumu biliyorum o kadar... Ama kendimde değilim sanırım. Hahaha..." Birden bire duraksayarak ona neler olduğunu düşünmeye başladı. Gerçektende o eski pısırık Olivia değildi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Buluşma

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : 1, 2  Sonraki

 Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-