AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Kitabın Gizemi

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Olivia Scarlett Isis

VII. SınıfVII. Sınıf
Olivia Scarlett Isis



Mücadele Tarafı : Arspegus
Rp Sevgilisi : Tristan
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Golden Dog (Rottweiler)

Kitabın Gizemi Empty
MesajKonu: Kitabın Gizemi   Kitabın Gizemi EmptyC.tesi Ağus. 22, 2009 4:09 am


Zaman: Öğle arası
Kişiler:Olivia Scalett Isis, Jousten Lucas Onslow
Kurgu: Avluda okunan bir kitabı daha önceden okuyan ve hakkında epey bilgi, görüş sahibi olan Lucas'ın, Olivia'yla konuma çabaları...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Olivia Scarlett Isis

VII. SınıfVII. Sınıf
Olivia Scarlett Isis



Mücadele Tarafı : Arspegus
Rp Sevgilisi : Tristan
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Golden Dog (Rottweiler)

Kitabın Gizemi Empty
MesajKonu: Geri: Kitabın Gizemi   Kitabın Gizemi EmptyC.tesi Ağus. 22, 2009 4:28 am


'' Of, Olivia bıktım bu kitabından... ''
'' Bella o benim için çok özel. ''
'' O zaman bu öğlen seni kitabınla başbaşa bırakayım ne dersin? ''
'' Bir işin varsa tabikide tutmak istemem. Ama böyle tavır yapmamalısın. ''
'' Yapmaması gereken bir şeyi yapan sensin Olivia. Ezberledin artık. ''
'' Seviyorum Bella. Ne yapayım? ''

Biten dersler ile stressi üzerinde biriktiren Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Akademisi öğrencileri büyük bir oh çekmişe benziyordu. Kimisi toplanmış dedikodu yaparken kimileri birbirlerine asalarını yönelterek yeni öğrendiği büyüleri savuruyordu. Bu görüntü her zaman buranın en güzel yer olmasını sağlardı, farklı düşüncelerin ve farklı dünyaların birleştiği bu okulda her değişik ruhun tek ortak patdada buluşması. Ortaya çıkan enerjinin atıldığı yer yani avlu... Geniş, görkemli koridorlardan çıktığınızda sizi karşılayan bu bembeyaz bahçemsi, sarayımsı bölüm. Her zaman ki görüntü aynı şekilde devam ederken bizim ikili dersin verdiği stressi birbirinden çıkarıyordu. Artık Bella gitmiş, Olivia ise avluda yerini almıştı. Yavaşça araladığı kitabının simsiyah kapağı Güneş'i üzerine çekiyordu. Kapağı açmadan bile içine dolan o heyecan her seferinde git gide artarken artık tüm cümleleri hafızasına kazımıştı adeta. Belkide Bella haklıydı, Olivia bu kitabın kurdu olmuştu. Hayattan aldığı dersler, yaşamın zevkini çıkarma yolları bu kitabı her okuyuşunda kendini daha da başka dünyalarda bulmasına sebebiyet verirken, çoğu kişi onun aklını kaçırdığını düşünüyordu. Gözünün önüne düşen bir tutam saçı yavaşça eliyle kulağının arkasında iliştirdikten sonra gözlerini kitaba odakladı. Çevreden gelen kuş sesleri, mutluluğun o sessiz ama huzur veren kokusu ile yüzünde oluşan o gülümseme geçmek bilmiyordu. Hep aynı cümlede takılı kalıyordu, kilit noktasıydı belkide burası koskoca romanın. Aşkı anlatan en iyi şey bir paket cips bile olabilirdi. Yedikçe damağınıza batan, ağzınızda hoş bir tat bırakan ve bağımlısı yapan bir cips. Her çiçeğin kokusunun başka olması gibi her cipsin tadıda başkaydı tabiki... Kimisi öldürücü derecede acılar çektirirken kimisi tatlı komasına girmenize yeterde artardı bile. Karşıdan yaklaşan adımların farkında olmadan gözlerini kitaba bağlamıştı adeta. Oyunun en güzel yerinde çalan zil gibi kapatıyordu kitabın kapağını, aldığı tadı hiç bir kitapta alamıyordu. Gözlerini bir an için kitaptan ayrıdığı sırada karşısındaki Hufflepuff'lı büyücü ile gözgöze geldi. Gülümsemesini bozmadan başını tekrar kitaba götürdü. Onun yanına gelmediğini düşünüyordu, tanımıyordu bile aslında onu.

Yaklaşan büyücü yanına oturarak ona bakmaya başladı. Gözlerinin üzerinde olduğunu bilen Olivia kendini rahatsız hissediyordu. Bu rahatsızlığı farketmemiş gibi görünen Hufflepuff'lı bakmaya devam ederken arada bir gözünü saate kaydırıyordu. Biraz düşündükten sonra onu tanıdığını farketti, bir kaç derste yüzünü görmüştü, adını bilmese bile siması beynine oturmuştu. Gözlerini kitabına getirdiğini hissettiğinde ise artık tahammül sınırı dolmuştu. Neden bakıp durduğunu merak eden Olivia '' Bir şey mi söylemek istiyorsun? '' dedi o tatlı ses tonuyla. Başı büyücüye dönmüş ve gözlerindeki meraklı bakışlar arada bir elindeki kitaba kayıyordu.


En son Olivia Scarlett Isis tarafından Çarş. Ağus. 26, 2009 7:22 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Routhen Dannyl Báthory

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Routhen Dannyl Báthory



Mücadele Tarafı : ZAY
Kan Durumu : Melez
Patronus : Alageyik

Kitabın Gizemi Empty
MesajKonu: Geri: Kitabın Gizemi   Kitabın Gizemi EmptyÇarş. Ağus. 26, 2009 5:39 am

Koridorlardan amaçsız amaçsız geçiyordu. Elindeki ince bilekliği sallarken, baş ucuna konulan garip notu anımsadı. Sağ elinin işaret ve orta parmağıyla alnını kaşıdı hafifçe. Ağzındaki kürdanı aldı ardından. Çevirmekten yorulan dudakları arasında son kez ıslattıktan sonra, biraz hava almak için soğuğa rağmen dışarı çıkmaya karar verdi. Merdivenlerin eziyet dolu basamaklarını inerken, hafif bir acıyla yüzü burkuldu önce. Ardından arkasını döndü sakince. Vücuduna dayanan asa ile çektiği acı arasındaki bağlantıyı, karşısındakinin öfke dolu yüzünden okumak mümkündü. Kısa kısa nefesler alırken ekledi. ‘’ Ne istiyorsun? ‘’ Kızın yüzündeki öfke görülmeye değerdi. Hala yüzündeki keskin hatlarda acının etkisiyle hafif kasılmalar vardı. İnce ancak etkileyici bir ses devam etti. Hırsla konuşuyordu hasta kelimelerini. ‘’ Nerdeydin? Seni bekledim sabaha kadar ortak salonda. ‘’ Hafifçe rahatlayan yüzü anlık bir nidayla yeniden kasıldı. Daha çok bastıran asanın ucundan bütün vücuduna rahatsızlık veren sancılar yayılıyordu. Ufak; ama rahatsızlık verici. Sözlerine başlamadan kızın gözlerine bakabildi hafifçe. Yalnızca iki saniye süren gözlerle yapılmış düello sonrası, ellerindeydi asası. Ardından yavaş yavaş doğruldu. Trabzanlarına tutunduğu merdiven değişirken, konuşmaya başladı. ‘’ Uyuyordum canım. Yeterli mi? Konuşmak için geç olmuştu. ‘’ Sürekli sorulan hesaplar. Acımasız olduğunu sanan güçsüz kadınlar.

Kızın ekşiyen yüzüne bakarken sıkılmıştı. Biten şeylerin ardından başlayan pişmanlık hissinin boşluğu sardı dört bir yanını. Hangi duyguyla dolduracağını bilmediği bir karanlık ele geçirmişti görüşünü. Birkaç tatlı sözün esiri olabilecekken, indiği merdivenlerin yolunu takip etti. Okulun dışına yönelen adımları, avluda son bulacak gibiydi. Yürürken kokuyu çekti içine. Bir dişiye ait kıvrımları fark etti. Ardından narin ellerinde tuttuğu sayfaların kapağını. Uzun gecelerini dolduran kitabı bir başkasında ilk kez görüyordu. Aklı karıştırma sanatının ustası olan bu yazarın eserlerini anmak bile cesaret isterken, bu kız. Onu okuyordu. Karşısından ona yaklaşırken bir anlığına kalkan çenesi ve güzel gözlerini görebildi. Ardından yanına yaklaşmak ve kısa bir keşfe çıkmayı arzuladı. Oturduğunda ısrarcı halinden rahatsız oluşundan keyif alarak devam etti. Dudaklarından kelimelerin dökülüşünü rüzgarı izler gibi izledi. Ardından hafifçe dudaklarını ıslattı konuşmak için. ‘’ Seni izliyorum. Bu kitabı bir kızın elinde göreceğim bir an daha olmayacaktır büyük olasılık. Hem de bu kadar uzun süre elinden atmadan. Kaçıncı bölümdesin? ‘’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Olivia Scarlett Isis

VII. SınıfVII. Sınıf
Olivia Scarlett Isis



Mücadele Tarafı : Arspegus
Rp Sevgilisi : Tristan
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Golden Dog (Rottweiler)

Kitabın Gizemi Empty
MesajKonu: Geri: Kitabın Gizemi   Kitabın Gizemi EmptyÇarş. Ağus. 26, 2009 7:07 am


Dudaklarının arasından dökülen sözcükler Olivia'nın bu kadar cesarete pes demesine yetmişti. Nasıl bu kadar rahat olabiliyordu ki bu çocuk? Daha ismini bile bilmezken oturmuş onu seyrediyordu lafta. Ne hakla böyle bir şey yapıyordu? Bir selam vererek konuşmaya başlasaydı, kötü ve itici bir karşılık almayacaktı ama bu direk lafa dalmıştı. '' Seni izliyorum. Bu kitabı bir kızın elinde göreceğim bir an daha olmayacaktır büyük olasılık. Hem de bu kadar uzun süre elinden atmadan. Kaçıncı bölümdesin? '' Kitaptan açtığı sözle beraber Olivia'yı tam on ikiden vurmuştu adeta. Gözleri büyüyen genç cadı, ilk defa karşısında bu kitapla ilgili fikir sahibi bir kişi oluşunun heyecanını yaşıyordu. Gözlerini ona doğru yönelltiğinde pelerinindeki Hufflepuff arması gözüne çarptı. Bir Hufflepufflı zararsız olacaktı herhalde. Yüzündeki değişik gülümseme ile Olivia'ya bakmaya devam ediyordu. Oldukça düzgün hatlara sahip bir yüzü, sempatik bir gülüşü vardı. Gerçekten iyi bir dost olabilirdi ve aynı kitaba ilgi göstermesi ortak bir yön ortaya koyuyordu. Bakışlarındaki cevap verme umudu Olivia'nın bir an önce konuşması gerektiğini aşılıyordu ama gözlerini tekrar kitaba döndürmüştü. Yavaşça çevirdiği sayfa ile ortaya çıkan kocaman 23. Bölüm yazısı büyük ihtimalle Hufflepuff'lı büyücünün sorusuna cevap oluyordu. Havadaki hafif meltem rüzgarı kitabın sayfalarını çevirmeye çalışsada Olivia eli ile buna engel oluyordu. Rüzgar şimdi saçlarıyla oynuyordu, önüne düşen bir tutam saçını üfleyerek gözünden çekmeye çalışan Olivia'nın elleri hala kitapta duruyordu. Kitabın kapağını yavaşça kapatarak narin ellerini yüzünün önüne düşen bir tutam saça götürdü. Onları yavaş bir hamleyle kulağının arkasına iliştirdikten sonra ellerini kucağına indirerek kitabın kapanmış o kara kapağının üzerine koydu. Zaten bir vampir kadar beyaz olan teni soğuğunda verdiği etkiyle bembeyaz ve pürüzsüz bir hal almıştı. Başını tekrar büyücüye yönelterek yüzündeki şaşkın ifadeyi bozmadan söze başladı. '' Yirmi üçüncü bölümdeyim ama daha önce çok kez bitirdim. Yazarın anlatımı hapsedici bir güzellikte. Benden başka kimsenin bu kitaba ilgi gösterdiğini düşünmüyordum, üzerinde çok düşündün sanırım bu satırların? ''

Sözlerindeki sorgulayıcı ve şaşkın tavır onun masum yüzünü bozamıyordu. Günün bu saatinde ondan başka kaç kişi avluya gelip dostlarıyla oturmak yerine defalarca okuduğu bir kitabı sil baştan okurdu ki? Bazı şeyleri tekrar tekrar yaşamak ona müthiş bir tat veriyordu. Her defasında farkettiği yeni bakış açıları, keşfedilen yeni ülkeler daha dikkatli olmasını sağlıyordu. Kitabın verdiği keyif gitgide artıyordu. Kitabın üzerinde beliren beyaz bir nokta Olivia'nın oldukça ilgisini çekmişti. Simsiyah olduğundan yüzde yüz emindi. Gözlerini kitaba yönelten Olivia noktanın yavaş yavaş büyüdüğünün farkında değildi. Yanındaki büyücüde kitaptan yükselen ışıkla beraber gözlerini karakaplı bu beyaz ışık demetine yönlendirmişti. Gözlerini bir anlığına kapatan Olivia bir yanılgı olmasını bekliyordu fakat tekrar gözlerini araladığında çok değişik bir avludaydı. Daha saliseler kadar kısa bir süre önce tüm Hogwarts'ın toplanmış olduğu avluda artık sadece ikisi vardı. Birileri bir şaka yapıyor olmalıydı, gözleriyle etrafı kolaçan ederken tedirginliğini belli etmemeye gayret gösteriyordu.

Ses seda çıkmayan bu ortam artık germeye başlamıştı. Bu sıralarda oldukça inanılmaz olaylar yaşıyordu ama bu gerçekten çok ani olmuştu. Bu şeyin ne olduğu hakkında en ufak bir fikri bile yoktu üstelik. Gözlerini büyücüye çevirerek '' Neler oluyor? Şaka falan mı yapmaya çalışıyorsun sen? Eğer öyleyse hiç komik değil... '' dedi. Yükselen kahkaha sesleri ile başını gökyüzüne doğru kaldırdı. Sanki cam bir fanusun içerisine kapatılmışlardı. Ve yukardan birileri onları izleyerek kahkaha atıyordu. Gözlerini yanındaki şaşkınlık içerisinde bakan büyücüye çevirdiğinde '' Sesleri duyuyor musun? '' diye fısıldadı. Başı çatlamak üzereydi, bu kahkaha ona işkence ediyordu ama diğeri sanki hiç bir ses duymamış gibiydi. Olivia'ya kahkaha falan duymadığını ifade eden gözlerle bakıyordu. Birden bire beliren siyah gölge ile Olivia bir adım geriye doğru ilerlemişti. Hufflepufflı çok ise asasını gölgenin oluştuğu yere doğru kendinden emince yöneltmiş ve savunmaya hazır gözlerle bakıyordu. Olivia ve Hufflepufflı'nın etrafında dört - beş kez dönerek kaybolan bu cadının kahkahaları sağır edici derecede sinir bozucuydu. Kitap neredeydi? Buraya o getirdiğine göre, o götürebilirdi. Yükselen sesle beraber gözleri dolan Olivia kendine hakim olamıyordu. '' Kitabı mı arıyorsun tatlım? Onu biraz zor bulursun... Hahahahahaha.... Seni kaçırdığım gün benden kurtulmayı başardın ama şimdi geri döndüm ve iki kişiyi birden tutsak edeceğim! Söyle bakalım o küçük sevgilin Tristan nerede? Hahahahaha...'' Olivia ağlamayla karışık bir ses tonuyla bağırmaya başladı. '' İhtiyar cadı! Ne istiyorsun benden? İstediğin olmadı mı? Lanetledin beni! Bırak onu, o gitsin! Onun benimle bir alakası bile yok! Ayrıca Tristan'ı senin ellerine teslim etmek yerine ölmeyi tercih ederim! Yüce Merlin, sen bizi koru.. ''


En son Olivia Scarlett Isis tarafından Perş. Eyl. 03, 2009 8:04 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Routhen Dannyl Báthory

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Routhen Dannyl Báthory



Mücadele Tarafı : ZAY
Kan Durumu : Melez
Patronus : Alageyik

Kitabın Gizemi Empty
MesajKonu: Geri: Kitabın Gizemi   Kitabın Gizemi EmptyPerş. Eyl. 03, 2009 8:03 pm

Bir centilmen, güzel bir bayanın üzerinde sabitlememelidir gözlerini. Onu kaçamak bakışlarla rüzgar gibi fark ettirmeden sevmeli ve hatta bu esintiden hoşlanmasını sağlamalıdır.

Büyük babasının emektar cümlelerinden biri daha. Faydalı bir kelimeler topluluğu olduğu su götürmez. Jousten içinse mükemmel bir öğüt, kullanışlı bir taktik. Kolayca belli etmediği, kabuğunun içinde gizlediği sakin tarafını göstermeden önceki yakıcı sertliğiyle hayatı yaşıyor olmanın verdiği bıkkınlıkla kızın yanına doğru yaklaşıyordu büyücü. Koca kitabın narin beyaz parmaklar arasında duruşuna dikkat ediyordu. Parmaklarını hafifçe hareket ettirişinden kızın huzurunu bozduğunu anlayıp bir iki adım geride durdu. Kendisine doğru çevrilen sayfadan, sorduğu sorunun cevabını almıştı elbette. Ancak karanlık renginde narin ve kırılgan bir kalp taşıdığı belli olan cadının sesini daha fazla duymak istiyordu. Günler öncesinden planlanmış gibi değildi elbette, ama en azından kitapla ilgili bilgisinin olması, onu diğerlerinden ayırıyordu. Biçimli dudaklarını aralayan beyaz tenli güzel cadı, kadife gibi sesiyle şakırken, kitapla ilgili düşünceleri, büyücünün ilgisini çekmişti. Bir Ravenclaw kızı onu zekasıyla etkilemekte zorluk çekmeyebilirdi. Bir Slytherin ya da hırçın bir Gryffindorlu’ysa damak tadına göreydi. Ancak zeka ve güzelliğin aynı bedende birleşimine saygı duyduğunu hatırladı. Daha farklı bir yaklaşım tarzı benimseyip dinlemeye koyuldu kısa süren cümleleri. Soruyla biten konuşmasına oldukça memnun olmuştu. Sohbet, insanları hayvanlardan ayıran yegane özelliğin kullanılıp, beyinlerin buluşmasını sağlamak için en iyi yöntemdi. Usulca girdi söze. Avluda kimseler yoktu. Ona kendini rahatça duyurabiliyordu.

‘’ Satırların, paragrafların ve hatta sayfaların üzerine defalarca düşündüm aslına bakarsan. Sürekli olarak yeni bir şeyler keşfediyor olmanın verdiği haz ve heyecanla okumaya devam ettim. Ve nedense, yeniden okumak aklıma her geldiğinde, başka bir şeylerle karşılaşacağımı bildiğimden heyecanlanıyorum. Ah elbette ki artık kitapla birlikte seni de hatırlayacağımdan, iki katı heyecan duyacağım. Şu bana yaptığına da bak. ‘’

Kız cevap vermek için başını kaldırmıştı ki, yeniden kitaba döndü. Gözlerinin büyümesi yeni fark ettiği bir başka gerçekten miydi? Yoksa sayfaların arasında koca bir örümcek mi vardı anlayamamıştı. Yakından görmek için yaklaştığında, o güne dek hiç görmediği kadar parlak bir ışık demetinin yuvarlak bir halde büyüyor olduğunu gördü. Bir şeyler demeden önce yorulan gözlerini kırpmalıydı. Yavaş gibi gelen bir hareketten sonra gözlerini açtığında, birden bire kızdan birkaç adım geri çekildi. Bulundukları ortam az evvelkinden yani Hogwarts’ın avlusundan tamamen farklı bir başka avluydu. Korkuyla şaşkınlık arası bir şeyler hissediyorken, yine kızın sesini duydu. Biraz olsun rahatlamıştı. En azından ikisine de bir şey olmamıştı. Kızın şımarık tavrına sinirle karşılık vermek istedi; ancak kendisi de bir o kadar şaşkın ve tedirgindi. Fazla konuşamadı. ‘’ Şaka falan değil. Nerde olduğumuzu bilmiyorum. Buraya bizi kitap mı getirdi?! Vay be! ‘’ Hala dalga geçiyordu. Bunu nasıl başardığını kendisi de bilmiyordu ama oluyordu işte. Kızın endişeli haline bakıp sordu. ‘’ İyi misin? ‘’ Cevap yerine bir soru geldi cadıdan. Ses falan duymuyordu Jousten. Duymak için kendisini zorladı. Ama hiçbir şey yoktu. ‘’ Hiçbir şey duymuyorum.’’

Kısa zaman sonra yanındaki kızın daha kötü hale geliyor olması ile tüm dikkatini ona vermişti. Ona doğru yaklaşıyordu ki, birden oldukça hızlı hareket eden bir karaltı çarptı gözüne. Etraflarında dönen karaltıya kendisini siper etti ve kızı arkasına aldı. Artık yanındaki cadının sesleri duyuş sebebi belli olmuştu. Jousten kalbinin dakikada yüz kez çarptığından emindi. Cesur olduğunu iddia edebilirdi. Ama göremediği bir şeye karşı cesaret ne işe yarardı ki. Etraflarında dönerken kitaptan bahseden lanet olası cadıyı dinledi. Artık tam olarak ne olduğunu ara ara yavaşlamasından fark edebiliyordu. Yanındaki kızı iyice ardına alıp bir büyü savurdu. Zarar vermesini amaçladığı büyü uzakta duran saksıyı vurdu. Aynısını bir kez daha denedi. İşe yaramamıştı, ancak kısa süreliğine de olsa, gelen şey geri gitmişti. Kızın bağırtılarını işitmişti onu korumaya çalışırken, soru sorma sırası ona geldiğinde hiç beklemedi.

‘’ Lanet olsun! Bu da neydi böyle?! Söylesene ne laneti? Ne sevgilisi? Ne kitabı? Bu yaratığı daha önce nerde gördün? Daha adını bile bilmiyorum. Kahretsin. Nasıl çıkıcaz buradan? Eğer kitapla alakalıysa, bir şeyler düşünmeliyiz. Bana bildiklerini anlat. Nerde olduğumuza dair bir fikrin var mı? ‘’

Jousten etrafına bakıyordu. Bir yandan da genç cadıdan cevaplar istiyordu. Aslında bulundukları alan şaşırtıcı derecede tanıdık geliyordu. Burayı nerden hatırladığını anımsamaya çalışırken birden nefesi kesildi. İkisi, o ve yanındaki cadı. Kitaptaki yerlerden birindeydiler. Peki ya cadının bununla ilgisi neydi? Cevaplar almak için sabırsızlanıyordu. Yüzündeki gülümseme yok olmuş, yerini beklenti dolu bir ciddiyete bırakmıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Olivia Scarlett Isis

VII. SınıfVII. Sınıf
Olivia Scarlett Isis



Mücadele Tarafı : Arspegus
Rp Sevgilisi : Tristan
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Golden Dog (Rottweiler)

Kitabın Gizemi Empty
MesajKonu: Geri: Kitabın Gizemi   Kitabın Gizemi EmptyCuma Eyl. 04, 2009 10:44 pm



‘’ Lanet olsun! Bu da neydi böyle?! Söylesene ne laneti? Ne sevgilisi? Ne kitabı? Bu yaratığı daha önce nerde gördün? Daha adını bile bilmiyorum. Kahretsin. Nasıl çıkıcaz buradan? Eğer kitapla alakalıysa, bir şeyler düşünmeliyiz. Bana bildiklerini anlat. Nerde olduğumuza dair bir fikrin var mı? ‘’

Olivia'yı korumaya çalışan Huff'lı işittiği bağırmalar üzerine şaşkınca ve meraklı gözlerle Oliv'e bakıyordu. Ona bu soruların cevabını vermesi gerekiyordu, gitgide sinirlenmeye başlayan genç büyücünün sabrını taşırmak istemezdi. Sesindeki titremenin gitmesi adına yutkundu ve derin nefes aldı, artık konuşmaya hazırdı. Dudaklarını yavaşça aralayarak sözcükleri serbest bıraktı. Fakat sesindeki çekingenlik hala devam ediyordu. " Sakin olmalıyız, yoksa herşey birbirine karışacak. Bu lanet dediğim şey, ailemi kaybettiğim gece bu aptal cadı tarafından bana yapılan bir büyü. Bu kıskanç mahluk... Of.. Bu cadı ailemi kıskandı ve beni büyüledi. Ben Hogwarts'a gelene kadar konuşamadım. Gerçek aşkın bulunduğu ortama gelmem gerekiyordu dilimdeki düğümün çözülmesi için. İşte bu düğümde Tristan sayesinde çözüldü... Olay sadece bu kadar. Büyünün çözülmeside bu ihtiyarı kıskandırdı sanırım. Ya da her ne yaptıysa işte... Bağardığım için üzgünüm. Bu arada ben Olivia, ne kadar değişik bir tanışma oldu değil mi?..." Yüzünde çarpık bir gülümseme belirmişti ansızın. Böyle bir tanışmayı hayatında ilk kez görüyordu. Buradan çıkmaları gerekiyordu ve o ise sadece sorduğu soruların yarısını cevaplamıştı. Bir kaç cevaba daha ihtiyacı vardı Huff'lının. " Ve nerede olduğumuza gelince... Bana inanmak istemeye bilirsin belkide ama o okuduğumuz kitapta, Michael'ın, Susan'ı işkence yapmak için getirdiği o güzel görünümlü avluya benziyor burası. Ya da ben mi fazla hayalperestim?..." Yüzündeki gülümseme git gide yerini boşluğa bıraktı ve çocuğun ismini söylemesini beklemeye başladı, artık buradan nasıl çıkacaklarını bulmaları gerekiyordu. Onları bir kitap getirdiğine göre, aynı kitap çıkarabilirdi. Oysa ki, kitap ne yazıkki artık Olivia'nın ellerinin arasında değildi. Nerede olduğu ise bilinmiyordu.

Olivia, büyücünün onu arkasına almasının verdiği güvenle beraber onu dostu olarak görebilmişti. Dikkatlice gözlerine baktı ve orada yalan yoktu. Evet, buradan kurtulmak için birlik olmaları gerekiyordu. " Kitabın nereye gittiğini gördün mü? " diyen dudaklarından artık sinirle ya da merakla çıkmıyordu bu ses. Oldukça dost canlısı bir şekilde yükseliyordu. O sırada cadının sesi tekrar ortamı çınlatmıştı, fakat bu sefer ortalıkta görünmüyordu. Sanki onları yukarıdan izliyordu ve onlar ise bir fanusun içerisinde kapalı kalmıştı. " Kitabı aramayın aptallar, Olivia seni ele geçirdiğimde tüm gençliğin benim olacak. Hazır ol ! Lucas... Sende benim olacaksın. Genç bir kızın genç bir sevgilisi olur öyle değil mi? Buradan çıkmanız için ölmeniz gerekiyor! Bir yol daha var tabikide... Ama siz bunu başaracak kadar cesur değilsiniz." İkisinin yüzünde de kullandığı aptal kelimesinden dolayı bir öfke belirmişti. Fakat cümlelerin sonuna doğru geldiğinde ise Olivia'nın yüzünü büyük bir endişe kaplamıştı ve bu sefer onu Lucas'ta duyabiliyordu. Artık bu işkence bitmeliydi, cadının sesi tamamen kaybolmuştu ve artık sadece ikisi vardı. Ki buna kimse inanmıyordu, cadı hala onları izliyor olmalıydı. Olivia ellerini başına götürdü ve biraz sıktı. Başında oluşan delice ağrı dinmeliydi ki bu uzun sürmemişti. Ellerini tekrar iki yana indirdiğinde ise etrafa öfkeli gözlerle baktı. Ona öfkelenmek bile sinirli bir ifade kazandıramıyordu, o iyi biriydi ve hep böyle kalacaktı. Şımarık bir yumurcak gibi görünmek istemiyordu kimseye karşı, hayatında yapacağı son şey şımarıklık olmalıydı. Ama yinede dudağının bükülmesine engel olamamıştı ve yanağından yere damlayan göz yaşı ile beraber yerde oluşan bir papatya konuşmaya başlamıştı. İkisininde gözleri şaşkınlık içerisinde papatyaya döndü ve mırıldandığı şarkıyı dinlemeye çalıştılar.

" Umut geldi bak, çok uzak değil kurtulmak. Kitabı bulmalısın, tek yapman gereken umut etmeyi bırakmamak. Gökyüzüne bir bak, yıldızlar çökünce sana yardımcı olacak. Şimdi korkular olsun uzak, karanlık çökene kadar bir ışık ara, bul ve yak. Işık seni yanıltmayacak. "

Papatyanın rüzgara savurduğu mırıltı hoş bir şarkı gibi zihinlerine kazınmıştı. Bir ışık bulmaları gerekiyordu, doğa onlardan yanaydı adeta. İpuçları birleşmeye başlayacaktı yakında. Büyük bir heyecanla gülümseyen Olivia, aceleci bir sesle " Hadi ışığı bulalım...Ne dersin?" dedi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Kitabın Gizemi

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-