AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Catastrophe'un Tutkusu

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2
YazarMesaj
Raziel Stormfury

StormfuryStormfury
Raziel Stormfury



Mücadele Tarafı : Kendi Çıkarları

Catastrophe'un Tutkusu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Catastrophe'un Tutkusu   Catastrophe'un Tutkusu - Sayfa 2 EmptyPtsi Ağus. 10, 2009 11:14 pm

Karanlığın sonsuzluğunda kadının yaptıkları Ràzìèl'in beyninde şimşekler çakmasına yol açmıştı. Kadın belki bir vampir olacaktı ya da ıslak bedeninin etkisiyle yağmur suyu kadının iyileşmesi için yeterli katalizörü yaratacak fakat kanın etkisini hafifletecek ve insan olarak kalmasını sağlayacaktı. Her iki durumda da değişmeyecek tek bir durum vardı; Raziel'in kanı bu iki canlı arasında kırılamaz bir bağ oluşturacaktı.

Kadının hareketlerini izliyor fakat kanının içilmesinin etkisiyle hareket edemiyordu. Kadının elinin çatıdan kayarken Raziel de gözlerinin kapandığını hissediyordu. Direnmeliydi... Belki kanı kadını koruyacaktı. Fakat kanın içine karışan yağmur suyu bunu engelleyebilir ve onu sona mahkum edebilirdi. Raziel tüm bunları düşünürken kendini hafifçe öne bıraktı. Düşerken kadına yetişmiş. Onu kendi üstüne alarak önce kendisinin yere düşmesini sağlamıştı... Fakat şimdi kendini boşluğa bırakma zamanıydı... Kadının onu öldürebileceğinin farkındaydı ve ilginç bir biçimde korkmuyordu. Gözlerini hafifçe kapadı... Herşey kaybolmuş. Eski anılarına dönmüştü.

Rüyasında gördüğü şeyler geçmişine aitti. Vampire dönüştürüldüğü ilk anı görüyordu. İlk zamanlar bunu çok istemişti. Karanlık hediye adını vampirizme ilk kullananlardan biriydi. Tam üç asır önce yaşadığı acıyı unutalı çok olmuştu. Şimdiyse yeniden yaşıyordu. Bütün o acı, kan, ve öfke geri dönmüştü. Yaratıcısı... Orada duruyor ve ona bakıyordu. O bakışı yalnızca iki kez görmüştü. Biri o zaman. Diğeriyse öldüğünü kehanet ettiğinde...

Vampirin kanı içildiğinde içen kişiyle vampir arasında kırılmaz bir bağ oluşur ve bu bağ taraflardan biri acı çektiğinde diğerinin bunu görebilmesini ve hissedilmesini sağlar. Ursula ve Raziel arasında da bu olacaktı... Asıl soru ise bundan sonra olacaklardı...


En son RàzìèL StormFury tarafından Perş. Eyl. 03, 2009 4:13 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Zosia Silimauré

Büyüceşura Baş HakimiBüyüceşura Baş Hakimi
Zosia Silimauré



Patronus : Gergedan

Catastrophe'un Tutkusu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Catastrophe'un Tutkusu   Catastrophe'un Tutkusu - Sayfa 2 EmptySalı Ağus. 11, 2009 12:01 am

Yaralar zaten vardı sönük kalbimde her gelen sonu bekleyişte, şimdi vücudunda hissettiği güç bu adamın soluksuz canından mı gelmişti? Peki ya artık o nefret ettiği gibi bir mahlûkat mıydı? O zaman neden bu adamdan nefret etmiyordu onun kollarında olmaya neden bu kadar ihtiyaç duyuyordu, onun sarılışına bu kadar amaçsızca nasıl bağlanmıştı. Derin derin nefes alan vücudu hala onun yaratık olmadığını gösteriyordu ama o bundan acı çekiyordu sanki olmayı mı istiyordu? Neden kafası bu kadar karışmıştı?
Üstünde yattığı bedenden uzaklaştı ve
“Yağmuru severim ama ıslanmayı sevmem, yaratık! Hele boğazımdaki diş izlerini, asla!” Mavi gözleri öfke ve merakla parlıyordu. Bir yandan asasıyla onu mahvetmek istiyorken bir yandan da onu yıllar önce ki gibi tanıma merakıyla tutuşuyordu.
Neden bugün dünle yıpratıyorsun ki kendini. Ya da neden sadece geleceğin hayalini kuruyorsun. Neden uzun düşünüyorsun ki. Ne kadar uzun düşünürsen o kadar kısa yaşarsın. Çünkü hayatın düşünmekle geçer. Bugünün yarın dün olmayacak mı? Ne kaybedersin bugünü yaşarsan geleceği yaşamaya çalışmak yerine. Bugünü yaşamalısın. Çünkü hayat geleceği yaşayabileceğin kadar uzun değil. Kendin olmalısın, çünkü hayat başkası olmak için çok kısa.
Boğazına düğümlenen bu sözler onu olduğu yerde tutulmasına neden oldu bir kez içinden geldiği gibi davranacaktı ve arzuladığı bu vampiri öldürmeyecekti Ursula adama baktı ve
“Senin değil ama benim sıcak bir şeyler içmeye ihtiyacım var. Ne de olsa sen aperatif olarak benim kanımı kullandın.” Cümlesi bittiğinde küçük bir kahkaha attı ve
“Hadi vampircik üstümü de değiştirmem lazım, kaldığım eve gelmeye korkuyor musun yoksa?”
Onu neden kızdırmaya çalıştığını bilmiyordu ama evine doğru yürürlerken asası ve bedeni her an tetikteydi ya da kendini kandırıyordu çünkü yaratığın yanında hayatında olmadığı kadar huzurla yürüyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Raziel Stormfury

StormfuryStormfury
Raziel Stormfury



Mücadele Tarafı : Kendi Çıkarları

Catastrophe'un Tutkusu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Catastrophe'un Tutkusu   Catastrophe'un Tutkusu - Sayfa 2 EmptyCuma Ağus. 14, 2009 7:59 pm

Gecenin yaratığı ilk defa ısırdığı bir insana kanını içirmişti. Fakat vampire dönüşmemesi için adeta yalvarıyordu içinden. Kadın düşerken onu yakalamayı başarmış ve düşüşün etkisini hafifletmeyi başarmıştı. Kanı onu iyileştirmişti. Fakat uzunca bir süre Raziel artık eskisi gibi olamayacaktı. Gücünün büyük bir bölümünü Ursula'ya devretmiş ve bunu yaparken de vampir olmaması için onu korumaya çalışmıştı ve bu çok yorucu bir işti. Normal dönüştürülmelerden farklı olarak. Ursula, Raziel istediğinde vampirik güçler elde edebilecekti. Raziel onu kendi türünden yapmak yerine daha önce çok az rastlanan bir şeye dönüştürmüştü...

Ursula'nın kalkışını ve söylediği sözleri hayal meyal hatırlıyordu. Bu iş hoşuna gitmemişti. Lakin artık birşeyden emindi. Asırlar sonra ilk kez bir kadını seviyordu ve onun için birşeyler yapmıştı.

Gecenin yaratığı aşık olursa bütün gece onun önünde eğilir. Karanlık bütün ihtişamıyla ikilinin etrafında birleşiyor onlara yol açıyordu adeta. Karanlık onların önünden çekiliyor ve önlerini görmelerine fırsat tanıyordu. Raziel yine geceye hükmediyordu. Bu hükmediş her zaman kendi için olurdu. Lakin şimdi yanındaki genç ve güzel kadın için yapıyordu bunu.

Ursula'nın evine yürürlerken bedeni yavaş yavaş normale dönmüştü, lakin artık bir farklılık vardı. Ursula vampire dönüşmemiş olsada aradaki bağ kurulmuştu. Artık bu kadının gözlerine baktığında kadının içini görebiliyordu. Düşüncelerini... Hissettiklerini... Hatta anılarını... Bu RàzìèL'in hoşuna gitse de Ursula'nın hoşuna gitmeyecekti, bu yüzden kendi anlamasını bekleyecekti. Bu bağ çift taraflıydı. İkisinin arasında oluşan bu ayrılamaz bağı kendi keşfetmeliydi. Tepkisini hala tahmin edemiyordu. Fakat ortada bir gerçek vardı bu yaratık tam 3 asır sonra ilk kez yeniden huzurluydu ve bunu kesinlikle kaybetmeyecekti. Kadına oracıkta sarılmak için beslediği arzuyu zor bastırıyordu. Kadının gözlerinin içine bakıyordu. Gördüğü şeyler onu etkiliyordu. Bir film izler gibiydi. Onun hayat hikayesini izliyor, düşündüklerini beyninin derinliklerinde duyuyor, hissettiklerini hissediyordu. Bundan sonra olacaklarsa asıl önem teşkil eden şeydi... Ursula ne tepki verecekti... Daha da önemlisi bu ilişki devam edecek miydi? Yoksa başlamadan bitecek miydi?


En son RàzìèL StormFury tarafından Perş. Eyl. 03, 2009 4:12 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Zosia Silimauré

Büyüceşura Baş HakimiBüyüceşura Baş Hakimi
Zosia Silimauré



Patronus : Gergedan

Catastrophe'un Tutkusu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Catastrophe'un Tutkusu   Catastrophe'un Tutkusu - Sayfa 2 EmptyPtsi Ağus. 17, 2009 10:01 pm

Göğü tutan kin ve nefret ateşlerinden ayrıntılarıyla söz etmenin bir anlamı yoktu felaketin tutkusuyla yürüyorlardı. Kişilerin tüm yetilerini tersine çevirebilecek bir kavrama ve anlayışa sahip bir kadın, yıkımın ayrıcalığına sahip bir vampir. Bu iki kişi asla yan yana gelmemesi gereken ateş ve barut…
Gerçekler konusunda ne kadar katı olarsak olalım yalan hayatın vazgeçilmez bir unsurudur ve kendimizi hep kandırmaya çalışırız çünkü var oluşumuzda ki tatminsizlik ancak bu yapılanla son bulur. Aradığımız küçük bir umuttur hayata karşı, tatlı bir dokunuştur, belki de kaybettiklerimizin yerini dolduracak büyüdür o. Asırlık bir hayatı yaşamış karanlığın yaratığı acaba karanlığa ruhunu bağlamış birini etkileyebilir miydi, içlerinde sakladıkları kötülük mü yoksa iyilik miydi? Soruları bulmak şuan için kolaydı zor olan acısız yanıtları bulmaktı. Şimdi yeni bir av başlıyordu Ursula için tek bir farkla bu sefer avcı değil avdı, kalbi bu avın en büyük kazancıydı ama aşka ve sevgiye sunulmuş bir kalp tüm amacını unutturabilirdi ona.

Yağan yağmur iliklerine kadar ürpermesine neden olsa da tüm alaycılık ve baskısını yanındaki yaratığa yönlendirmeye çalışıyordu. Böylece kafasında ki her açmazın sonlanacağını ve onun sineceğini düşünüyordu. Ruhunun başladığı ayin belki onu karanlık saatlere hapsedecekti belki de yersiz düşünceleri onu boğacak ve çılgına çevirecekti, peki denemeye değer miydi?
Mavi gözlerinin içinin daha da parlamasına neden olan yağmur onu kutsuyordu sanki saçından yüzüne damlayan bir damlayı dilinin ucuyla içine çekti ve tadına baktı. Uzun süredir yapmadığı bir şeydi bu…
Her değen damla teninde başka bir hatırayı canlandırıyordu bunları düşünmeyi bırakalı uzun zaman olmuştu ama yine açılmıştı işte Pandora’nın kutusu. Gece ayın saflığında akan gözyaşlarını vampirin fark etmediğini düşünüyordu ve rahatlıkla ağlamaya devam ediyordu Ursula, evin önüne geldiklerinde hafif bir nefes aldı ve kafasını toparlamaya çalıştı.
Anlık duygulara esir olmak istemiyordu ama vücudunda ki uyuşukluk beynini yemeye yetiyordu, birden fazla hissi beyninde hissetmek onu açmaz bir sona bağlıyordu sanki…

İçinde hissettiği zamandı onun yaşadıklarıydı, kendi yaşadıklarıydı biliyordu oda biliyordu artık onu. Bulmuştu, kimseye sunmadığı benliği bir vampirindi artık herkesten sakladığı kaçtığı şeyler en büyük düşmanlarından birinin hafızasındaydı ama bu onu rahatsız etmiyordu. Onunla olmak onun bir parçası olmak onu rahatsız etmiyordu…
Elini kapının tokmağına dokundurur dokun durur dokunmaz kapı itaatkâr bir köle gibi geri geri giderek açıldı. Ursula eşikten içeri girip adamın gözlerinin içene baktı ve

“Evime hoş geldin, yaratık.”

Yorgun yüzünde canlı bir gülümseme belirdi ve geldiği gibide kaybolarak gitti, arkasına bakmadan içeri doğru ilerledi kapanan kapının sesini duysa da devam etti. Burası bir evden çok dev gibi bir stüdyoya benziyordu. Camın önünde Marina’ya bakan kısımda siyah deri bir sandalyenin önünde nazlı edalara gebe olan arp duruyordu. Hemen yanında duran dev boyutlardaki aynanın üstüne başlanmış harika resim karanlık gecede odaya farklı bir gizem veriyordu, resim rengârenk boyanmış kırık ayna parçalarının birleşimiyle yapılıyordu. Yerdeki bezin üstünde binlerce kırılmış ayna parçası vardı, ayın ışığı onlara vurdukça odanın içinde bir gökkuşağı şöleni yaratıyordu. Yerde sıralanmış duran bardaklar ve onların yanında duran kitaplar odanın son eşya parçalarıydı, büyük balkona hatta evdeki tek balkona açılan yerde de siyah dev gibi bir minder ve onun üstünde de ona uyan bir yastıkla çarşaf buruşmuş bir şekilde duruyordu.
Ursula odanın Marina kısmını kaplayan boydan boya cam olan yere gelince durdu, eli istemsizce kalkmış ve boynundaki iki diş izinin üstünde naif hareketlerle gezdirmeye başlamıştı. Karanlık odaya alışan mavi gözleri dışarıda dinmiş olan yağmurun bıraktığı izlere bakıyordu. Arkasından yaklaşan vampiri hissetmiş ama olduğu yerde kıpırdamadan beklemeye devam etmişti. Onun kanı damarlarında akarken onun hissettiklerini hissediyordu belki bu onun için ölümcül olmalıydı ama o hiçbir şey hissetmiyordu ya da hissediyordu hissettiği kalbinin derinliklerinden yükselen bir sıcaklıktı. Tüm vücuda yayılan hoş bir şaraptı, onun önce başını döndürüyor sonrada ayaklarında ki gücü alıyordu.

Yaratığın eli ıslak saçlarına değdiğinde midesindeki kelebekler onu güldürecekti nerdeyse, odanın havası ciğerlerindeki boşluğu dolduramıyordu artık. Yağmurun ardından tüm ihtişamıyla ortaya çıkan ay saman sarısı saçlarında büyüleyici bir hale etkisi yaratıyordu. Gözlerini kapamış kendini tamamen adamın dokunuşlarına bırakmıştı. Yılların etkisiyle sertleşip katılaşması gereken eller bir sanatkârın heykeli üzerinde gezinen narin ve onu kırmaktan gerçekten korkan parmaklara dönüşmüştü. Kadının pürüzsüz beyaz tenine değen parmaklar onu giderek uyuşturuyordu, ölümüne kadar saklayacağı olan izler karanlık bir armağandı onun için. Son acı dökülen gözyaşıyla gitmişti sessizlik içinde duran bedenler artık sonsuz bir açmazla bağlanmışlardı.
Yaratığın elleri nazikliğinin içinde barındırdığı tutkulu bir ateşti ve boynunda gezinen dudaklar Ursula için iki lanetin en büyük kırılma noktasıydı. Bu zamana kadar olan tüm güveni, tüm kızgınlığı ve tutkusu paranoyak bir saldırıydı belki benliğine ama bu sayede örmüştü ona ulaşılmayan ve onu gizleyen surları.

Bedenindeki heyecan bu zamana kadar hiç tatmadığı bir kör düğümdü ama yapacağı şeyden korkmuyordu. Bütün öğretilerini yıkarak kalbine yol veriyordu onun yaşamasına bir kez olsun onu bağlayan tüm zincirlerden kurtarmasına ve kâbuslarındaki saf sevgiyi bulmasına. Evet, bu zaman kadar ağzına bile almadığı şeyi bu lanetli yaratıktan istiyordu. Onu sonsuz bir aşkla sevmesini tüm kalbine hapsetmesini dudaklarındaki özgür mührü ona vermesini istiyordu. Onun soğuk bedenindeki soğukluğun unutulmayan acılarının bıraktığı ateşi dindirmesini istiyordu.
Yaratığın elleri onu kendine çevirip, üstündeki ıslak kıyafetleri çıkarmaya başladığında annesini kaybetmiş ve bulamamış bir çocuğun saflığıyla bakıyordu. İtaatkâr bir şekilde yana eğdiği boynundan aşağı ıslak saçlarından damlalar damlıyordu. Ölüm yakın olabilirdi ama beynindeki yargıç bile yaratığa teslim olmuş, onun etkileyiciliği tüm stüdyoda elle tutulabilir bir hal almış hatta sahile bile ulaşmıştı.
Onu ürperten ıslak kıyafetlerden kurtulmak onu daha bir ürpertiye bırakmıştı, yaratığın hiç zorlanmadan onu kucağına almasına bir şey dememişti.
Ve hayat yine seçimlerle doğar sen ki zavallı bir toz tanesisin karmaşıklığın içinde belirsiz olduğunda ruh suskunlaşır. Bu sessizlik belki de gizli kalmış duyguların açıklanamayan inancıdır, beklersin anlaşılmayı ya da anlayacak olanı. Seni bir gün düşmanının kollarına iten gerçekler bu dünyadaki en vurucu etkidir. Aşk…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Raziel Stormfury

StormfuryStormfury
Raziel Stormfury



Mücadele Tarafı : Kendi Çıkarları

Catastrophe'un Tutkusu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Catastrophe'un Tutkusu   Catastrophe'un Tutkusu - Sayfa 2 EmptyPerş. Ağus. 20, 2009 6:39 am

Asırlar önce ekilmişti tohum onun içine, kötülüğün tohumu zamanla filizlendi, büyüdü ve herşeyi içine aldı. Gecenin yaratığı olduğunda, artık o kötülüğün dünyadaki yüzüydü. Yıllar önce ona bir isim verilmişti... Kaosun lordu... RàzìèL kaos yaratır, onu kullanır, gerekirse orada kalıcı olmasını sağlar ve işi bitince de hiçbirşey olmamışçasına rahat bir biçimde oradan ayrılırdı.

Ursula hayatına girdiğinden beri bunu yapamıyor, ne olduğunu, neden yaptığını unutuyor ve daha önemlisi ölmek bile onun için birşey ifade etmiyor, önemsizleşiyordu. Herşeyin yerini o almıştı ve dünya onun için vardı. En önemli istekler onun istekleri, dünyanın en güzel kokusu bedenindeki ter ve en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederdi...

Bu zamana dek her zaman kontrol ettiği duyguları dışarı çıkmıştı. Normalde bundan korkan, nefret eden ve kaçan adam, bu kadının yanında hiç çekinmeden bunları yapıyordu. Asırlarca yıkımın, kaosun ve yoketmenin adeta tanrısı olmuş bir varlık olan Ràzìèl şimdi bu kadının yanında kendini buluyordu adeta. Kadın onu zorluyor, tavırları, hareketleri ve söyledikleriyle onu öldürüyor ve sonra müthiş mutlulukları tattırarak hayata döndürüyordu. Bu kötülüğün hapsettiği iki insan, dünyada varolduğuna bile inanmadıkları duyguların ve karmaşanın pençesinde yaşıyor. Birbirlerinden sonsuz sevgi bekliyor ve birbirlerinin yanından ayrılmamak istercesine birbirlerine sokuluyorlardı.

RàzìèL'in aklından geçeni hisseden Ursula ürkmüştü fakat artık bunun bir anlamı yoktu. Adam hafifçe eğilip Ursula'nın dudağına masum bir öpücük kondurdu ve "Sıkı tutun..." diye fısıldadı. Genç kadının bedeni bunu duyduğunda istemsiz bir şekilde adamın boynuna sıkıca sarıldı ve yeniden o can sıkıcı, mide bulantısına yol açacak kadar güçlü his...

Ursula gözlerini açtığında, simsiyah ve çok geniş bir odadaydı odanın tam ortasındaki kraliyet ailelerinde bulunan yataklara benzer şekilde yapılmış bir yataktan başka birşey yoktu ve odanın dört duvarının da ortalarında aynalar vardı. Odada yavaşça ilerleyen RàzìèL kadını yavaşça yatağın üzerine bıraktı. Hala ıslak olan saçlarını hafifçe okşadı. Kadının yanına sokulurken kulağına doğru eğildi, yüzünü adeta zarar vermekten korkarcasına okşadı ve gizemli bir sesle söylediğine kendisi bile inanamayarak fısıldadı "Seni seviyorum" kadının yüzünü kendine çevirirken dudaklarına doğru eğildi ve şimdiye kadar hiç yaşamadığı bir arzuyla kadını öptü...

Artık Ursula'dan korkmuyor aksine şu yaptığı hareketlerle ona adeta meydan okuduğunu belli ediyordu... Bundan sonra ondan çekinmeyecek ya da korkmayacaktı... Bundan böyle aynı kurallarla oynayacaklardı... Bu çift giderek garip hale gelirken birbirleri için vazgeçilemez oluyorlardı... Onlar artık bir bütünün iki yarısıydı...


En son RàzìèL StormFury tarafından Perş. Eyl. 03, 2009 4:08 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Zosia Silimauré

Büyüceşura Baş HakimiBüyüceşura Baş Hakimi
Zosia Silimauré



Patronus : Gergedan

Catastrophe'un Tutkusu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Catastrophe'un Tutkusu   Catastrophe'un Tutkusu - Sayfa 2 EmptyC.tesi Ağus. 22, 2009 7:39 am

Ursula sonsuz güveni bırakalı çok olmuştu karşısındaki yaratığın güven istediğini biliyordu ama o güven için yaratılmamıştı, hele ki bir yaratığa asla…
Fakat ruhunda filizlenen arzu onu ele geçirmişti sonunu bilmediği bir gecede yaratığın kollarında onun evine gelmişti. Gözlerini açtığında, vücudunun yansıdığı onlarca aynada kendini görmüştü. Yaratığın dudakları özlemle kendi dudaklarıyla birleştiğinde beynindeki düşünceler durmuştu, şuan için tek önemli olan şey onun olmaktı. Kadın kendini yatağın içine bıraktığında vampir yanına uzandı sessizliğin kutsadığı bedenler bir süre tavana baktılar. Hareketler ruhun telaşsız algoritmasıydı ve şuandaki sakinlik gecenin kör karanlığında Ursula’ya en iyi gelen ilaçtı. Yanı başında duran beden Tanrı’nın cennetine giremeyecek lanetli bir yaratıktı, çöken omuzlarındaki çığlıklar alabileceği en büyük yenilginin içindeydi. Su gibi akıp giden yıllar öldürücü yaralar bırakarak ilerleyecekti ve her kapı gidişin dönüşü olmaksızın kapanacaktı. Kim kimin kavgasına ne zaman tanık olacaktı, ne zaman gömecektiler içlerindeki yangını? Bırakmaya dayanabilecekler miydi, çabaları anlam bulabilecek miydi?

Ursula’nın ruhundaki karmaşa onu ayağa kalkmaya zorlamıştı, ani bir hareketle öne doğru gitmek istediğinde, yaratık ondan önce davranmış ve kollarının arasına onu hapsetmişti. Soğuk bedene yaslanan vücudu korkudan çok beklentinin verdiği bir arzuyla titriyordu, kalbinden bir oda verebilirdi elbette ki bu yaratığa ama ailesini katledende yaratıklar değil miydi? Biri çıkacak ve yanacaktı tüm hüsranları biliyordu fakat bilmediği bunun kaderin en saçma firarı olacağıydı. Kelimeler yersizdi o an için belki de olması gereken en önemli yerde konuşmamışlardı, şimdi sıra bu olmamalıydı bir kez olsun açmazların kelepçelediği ruhunu serbest bırakacaktı.

Yaratığın onu kendine doğru çevirişine karşı koymamıştı, yüzünü kavrayan eller aşırı derecede soğuktu ve ne kadar onun canını acıtmamaya çalışsa da canını yakıyordu çünkü olması gereken bu olmamalıydı. Bu düşünceler Ursula’yı yavaş yavaş hapsolurken soğuk dudaklar bir kez daha dudaklarını buldu ama ona karşılık vermemekte kararlıydı, sıkıca kapadığı dudakları nefesini tutan bedeni bunun en büyük kanıtıydı. Yaratık en sonunda dayanamamış ve onu öpmeyi bırakmıştı, Ursula tuttuğu nefesi bırakmıştı. Odada onun derin derin iç çekişinden başka ve kalbinin deli gibi atan temposundan başka hiçbir şey yoktu. Kadın yaratığa arkasını dönüp yattı bir cenin gibi koca yatakta büzülmüştü. Onu saran kollardan destek alıyordu ve soğuk kollara ruhunda yıllarca gizli kalmış acıları döküyordu. Onu böyle yapan her ne ise kafasındaki yargıcıda uyuşturmuştu ama her an onun ortaya çıkabilecek olma korkusu Ursula’ya daha büyük bir acı ve ağlama isteği veriyordu. Hıçkırıklarını yüzünü bastığı sert kollarda boğmaya çalışıyordu ama dinmeyen acıların var olduğu ruhu bir türlü sakinleşmiyordu. Sessizce saçlarının arasında gezen parmaklar onu biraz olsun rahatlatıyor, adamın hiç durmadan kulağına fısıldadığı sözler onun bulunduğu boşluktan çıkmasına yardımcı oluyordu.

Nasıl döndüğünü bile anlamadan önüne dönmüş ve sıcak nefesini adamın yüzüne bırakır olmuştu. Mavi gözlerinde süzülen yaşlar ay ışığında inci tanesi gibi parlıyordu ve denizin engin ufkunu taşıyan gözlerinde saydamlaşıyordu. Biri insan biri yaratık olabilirdi ama imkânsızı yenebileceğine inanan güçlü beden elbette ki tüm gerçekleri ortaya çıkaracaktı. Ve bu kaybı da en çok genç kadının dudaklarında bulacaktı çünkü suskunlukla mühürlenmiş bu dudaklar aşkın karmaşasıyla çözülecekti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Raziel Stormfury

StormfuryStormfury
Raziel Stormfury



Mücadele Tarafı : Kendi Çıkarları

Catastrophe'un Tutkusu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Catastrophe'un Tutkusu   Catastrophe'un Tutkusu - Sayfa 2 EmptyPaz Ağus. 23, 2009 3:41 am

Gecenin karanlığında içinde sakladığı vahşi yaratık onu kontrol etmeye başlıyordu. Öfke bütün bedenini sararken, onun yanında olmak ve onu hissedebiliyor olmak herşeyin üstündeydi. Bu kadını seviyordu, lakin kadın isteklerini karşılamakta güçlük çekiyor, kimisiniyse bilerek yapmıyor ya da korkusu yüzünden çekiniyordu. Yanında duran kadına baktıkça kendini rahatlamış hissediyor ve sanki arınıyordu.

Kadının kararsız hareketleri onu adeta öldürüyordu. Kadının hissettiği şeyleri kalbinin en derininde hissederken ve düşündüklerini beyninde görürken, gördüğü şey karışık ve çözülemez bağlar, mühürler ve tanımsız denklemlerdi.

Kadının geçmişini görmüş ve bundan irkilmişti. Kadın güvenmemekte haklıydı... Lakin bu Raziel için ölümün eş anlamlısıydı. Kadın kendi içinde verdiği savaşta henüz nihai sonuca ulaşamamıştı fakat bu savaşın sonucunu beklemek, bu adamı öldürüyordu. Herşeyi daha da kötüleştirircesine adamın hayatı giderek sarpa sararken o sadece bu savaşın sonucuyla ilgileniyor ve yaptığı eylemlerle bu savaşın kaderini çizmeye çalışıyordu.

Olaylar bir tuvalde oluşan resim gibi anlaşılmaz bir sırada ilerliyordu. Fakat olaylar devam ettikçe resim yavaş yavaş anlam kazanıyordu, bu anlamlar farklı değişkenlerın oluşturduğu bir düzlemi oluşturuyor ve sürekli birbirleriyle etkileşimi sürdürüyorlardı.

Bu iki insanın yaşadığı şeyler o an için anlamsızdı. Fakat daha sonraları anlam kazanacak, bağlarını sağlamlaştıracak, hatta onları yenilmez kılacaktı. Bütün bunlar aslında birbirleri için yaratıldıklarınnın göstergesiydi, onlar yaşadıkları ve hissettikleri şeylerle bir bütünün parçalarıydı. Ayrılmaları olanaksızdı, gereken şey ise birlikte yaşamayı yeniden öğrenmekti....

Kadının sürekli hareketlenmesi ve kararsızlığı onu yormuştu. Raziel kendine bir yaklaşıp sonra birden uzaklaşan kadını acı ve kederle izliyordu, kendi çektiği acının yanında onunkini de hissediyor ve üzülüyordu. Ursula tamamen bitkin düştüğündeyse hafifçe kendine doğru çekti. Kadın artık herşeyi boşvermiş ve kendini Raziel'in koynuna bırakmıştı. Belki de yıllardır uyuduğu en huzurlu uyku olacaktı...

Artık bu gecenin belirlediği resim belli olmuştu, bu çift sonsuza dek ayrılmayacak ve her zaman birbirleri için orada olacaklardı. Resim artık bir başyapıt halini alıyordu. Küçük ayrıntılar dışında geneli belli olmuş bu tabloyu görüp onlar için mutlu olmamak imkansızdı. Lakin kadının içinde sürdürdüğü bu savaş bitene kadar Raziel acının esiri olacaktı...

RàzìèL dişlerini ortaya çıkardığı anda kadın uyumadan önce bütün geceye inat haykırdı; "SENİ SEVİYORUM!

SON...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Catastrophe'un Tutkusu

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
2 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-