AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Huzur ve Konuşma

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Margrit Elsja Peratha

GezginGezgin
Margrit Elsja Peratha



Mücadele Tarafı : Hmm, neden belli edeyim? -.-
Rp Sevgilisi : Aşk boş iş.
Kan Durumu : Safkan.

Huzur ve Konuşma Empty
MesajKonu: Huzur ve Konuşma   Huzur ve Konuşma EmptyCuma Haz. 05, 2009 7:05 pm

Kişiler: Marque Aleron Leroux, Margrit Elsja Peratha.
Yer ve Zaman: Muska dersinden hemen sonra, yasaklanmış bölgede.
Konu: Elsja'nın hastalığı, Marque'nin onu bulması ve ardındaki konuşmalar.

****

''Sen bizle gelmiyor musun Elsja?'' Elsja? Biri, ona birşey mi sormuştu? Eğer, tüm büyü yeteneğinin alınacağını söyleseler bile anlaması dakikalar alırdı. Kanı, damarlarına fışkırmak istercesine güç uygularken, yer ayaklarına altından kayıyordu. Yutkundu, nefes almakta zorlandığını belli eden sesi beyninde yankılandı. ''Hayır, biraz yalnız kalmak istiyorum.'' Arkadaşlarına sırtını dönüp, onlara zıt yönde koridorda ilerlemeye başladı. Yarısı sahte olan arkadaşlarının, onun hakkında ne düşündüklerine dair asasının üzerine bile bahse girebilirdi. *Bildik Elsja. Ne zaman beraber takılmayı planlasak yalnız kalmayı tercih eder. Ee, ne de olsa buna ihtiyacı var. Fazladan düşünmeye.* En azından hepsi sahte değil, diye düşündü. Sofia. O gerçekten iyi bir dosttu, Elsja'yı her haliyle kabul edebilen, gerçek olduğunu gösteren sevilesi bir cadıydı. Dost kavramı denildiği an belleğine hemen onun görüntüsü gelirdi. Sadece o değildi tabii, sayılı birkaç dostu daha vardı. Mesela Marque, ondan bir yaş küçük olmasına rağmen, birbirlerinden çoğu zaman ayrı görülmezlerdi. Son günlerde az görüşseler, hatta hiç görüşmeseler bile hala kalbinde özel bir yeri vardı. Neden görüşmedikleri hakkında bir fikri yoktu, belki de sürekli beraber olmanın sonucu doğan bir bıkkınlıktı.

'Ah!' Ufak bir çığlık asıl düşünmesi gereken şeyi hatırlatmıştı. Baş dönmesini ve baş ağrısını. Son iki gündür, bitmek bilmeyen baş ağrısı bu sabah son düzeyine erişmişti. Ne dediklerini ne girdiği dersleri ne de yaptıklarını hatırlayabiliyordu. Sanki, son iki gününün üstüne kalın bir sis perdesi örtülmüştü. Baş ağrısının azalmasını sağlamak için gerekli olan sessizlik ve yalnız olduğu bir ortam olurdu genellikle ama bu sefer bu ikili bile bir etki yapmıyordu. Tek düze ve yavaş adımlarla nereye gittiğini bilmeden ikinci katın koridorlarını arşınlıyordu. Baş dönmesinin dakikalar öncesine göre azalması onu mutlu etse bile çok sürmeyeceği gerçeğini kabullenmesi gerekliydi. Neden buralarda dolaştığını bile bilmiyordu. En mantıklısı, yatakhanesine gidip yatmaktı ama mantıklı olan hiçbir şey yapmak istedikleri arasında yer almıyordu. Fazla boş ve kullanılmamış hissi veren bir koridora doğru döndü. Sessizlik koridora hakimdi, iki yanındaki kapılar kapalıydı. Aslına bakılırsa uzun süredir kapalı gibiydiler.

Durup koridorun sonunda ne olduğunu keşfetmek isterken, kehaneti gerçekleşti. Kendi etrafında saniyede onlarca tur atıyormuş gibi hissediyordu. Bulanık, herşey çok bulanıktı. Birkaç adım ilerisinde koridor boyunca tek olan bankı farketti. Sinirlerini kontrol etmeye çalışıyordu. Ayaklarına yürümelerini emretti, itaat yetenekleri ortadan kalmış gibiydi. Son bir adım kala herşey bulanıklığını koruyordu, elini uzatsa banka değebilirdi. ''Ah!'' Çığlığının duyulabilitesi ilkine göre daha fazlaydı. Bulanıklık tacını karanlığa veriyordu. Siyah, bu sefer herşey siyahtı. Hiçbir organı ona itaat etmiyordu. Sadece başının sağ kısmındaki acı belirgindi. Yere düştüğünü anladı. Karanlıkta kaybolmuştu. Nasıl başardığını bilmeden elini acıyı duyumsadığı yere götürdü. Kan yoktu, herşey kontrol altındaydı. Belki huzura kavuşacağını sanarken yanılmıştı. Hala çok uzaktı. Onun huzuru, onun ölümü.



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Marius Cioran

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Marius Cioran



Mücadele Tarafı : Yoldaşlık.
Rp Sevgilisi : Brenda,
Kan Durumu : Muggle kökenli!
Patronus : Naja

Huzur ve Konuşma Empty
MesajKonu: Geri: Huzur ve Konuşma   Huzur ve Konuşma EmptyCuma Haz. 05, 2009 9:55 pm



Güne nasıl başladığının belirsizliği içinde Muska dersliğinde en son sıralarda kalmış bir şekilde ayrıldı. Dersin nasıl geçtiği yönünde de pek aklında kalan bir şey yoktu. O geçmişin izlerini içinde hissettiği derin anılardan birinde takılı kalmıştı. Konuşmaya oldukça ihtiyacı vardı. Etrafında onu dinleyecek ne kadar az insan olduğunu da işte o zaman fark etmişti. Duygularını, düşüncelerini anlayacak bir elinin parmağını geçmeyecek sayıda kişi! Ama bu isimlerin ilki Elsja’ydı. Okula ilk geldiği yılda tanıma şerifine nail olmuş, onun ilk yıl deneyimlerinden yararlanmıştı. Daha sonrası kendiliğinden gelişmişti. Onun büyük olması veya kendinin küçük olması hiç de kafa yapılarında bir ayrım yaratmamıştı. Aynı şeylerde eğlence bulabiliyor, aynı şeyler de hüzünlenebiliyorlardı. Bunları düşünürken aklındaki insanın da muska sınıfından çıktığını duyumsadı ve gözlerini etrafında hızlıca çevirdi. ‘ İşte Els!’ Omuzlarına yayılmış sarı saçların gölgesinde kalmış bedeni öylece bir an süzdü. Cübbesinin ucunda çıkan ayakların hareket etmesine şahit olduğunda bakışlarını tekrar Margrit’in sarı saçları ile bezenmiş sırtına çevrildi. Onunla aynı sınıftan olanların bulunduğu grubu görünce yavaş adımlarla kızı izledi. Onlar varken nedense Margrit’e yaklaşmak istemiyordu. Tabi aralarında sevdiği arkadaşları da vardı ama onlarla paylaşmak istemediği bir zaman için uğraşmaya değecek değildi. Belki de Marque o zamana kadar aldığı karardan vazgeçer, ortak salonun yolunu tutardı. Margrit’in arkadaşlarından ayrıldığını fark ettiğinde verdiği karardan çabuk dönmediğine sevindi. Siyah çerçeveli gözlüğünü gözlerinden alarak cübbesinin derinliklerine attı. Gözlerinde ki yükten de kurtulunca daha da yavaş davranmaya başladı, yürüyüşünün canlığını kaybetmesi biraz da önünde ağır ağır adımlarını alan Margrit’ti. Bu hızla ona ulaşmanın kolaylığını kavramak zor değildi. Ellerini ceplerine attığı an ufak bir çığlığın kulağına çalınmasıyla irkildi. Nedense çığlığın kızdan mı geldiğini kavrayamamıştı. Portrelerle dolu olan koridorun oyunu olarak kabullenmeyi yeğlemişti. Bu çığılık kendine getirmiş Margrit’e bir an önce varma isteği doğurmuştu. Kapıyı araladığında onun yasak koridora girdiğinden bile haberi yoktu. O kadar kıza yoğunlaşmıştı ve içinde onunla alakalı bir sorun olduğu düşüncesi bir anda belirmişti ki heyecanlanmaya başlamıştı. Onun ardından kapıyı araladığında her şey kısa bir anda oluşmuştu. Margrit’ten çıktığına emin olduğu ikinci çığlık ve onun hızla gözünün önünde düşüşü! Ne yapacağını şaşıran Marque için ilk tepki kıza doğru koşmak olmuştu.
“ Hey, Els! Els!”
Kızın yanına aynı hızla çömeldi ve gözlerini kapamış kıza korkuyla baktı. Ne yapacaktı? Ona nasıl davranmalıydı? ‘ Bilmiyorum.’ Hızla dokunduğu yanağı ile onu sarsıntıya uğrattı. Bu muydu yolu? İyice korkmaya başlamıştı. Kızın başına ne gelmişti ki! Düşüşünde yaralanmamıştı. Hafifçe mırıldanıyordu. Kendinde olmadığı kesindi ve baygınlık yaşıyordu. Revire gitmeliydi ama nasıl başkalarına haber verecekti. Margrit’i yalnız bırakmak istemiyordu. Son bir kez daha tekrar denedi.
“ Elsja, lütfen gözlerini aç hadi!”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/c-i-o-r-a-n-t637
Margrit Elsja Peratha

GezginGezgin
Margrit Elsja Peratha



Mücadele Tarafı : Hmm, neden belli edeyim? -.-
Rp Sevgilisi : Aşk boş iş.
Kan Durumu : Safkan.

Huzur ve Konuşma Empty
MesajKonu: Geri: Huzur ve Konuşma   Huzur ve Konuşma EmptyC.tesi Haz. 06, 2009 7:33 pm

Karanlığın hâkim olduğu dünyasında, ufak bir ışık kaynağı arıyor; bulamıyordu. Işık yoktu, huzur yoktu. *Peki ben niye varım?* Onların yerine geçen acı ve rahatsızlık, hücrelerini teker teker ele geçiriyordu. Öncelik başındaydı; daha sonra boynu ve tüm vücudu. Kapana kısılmıştı, nefes almakta güçlük çekiyor; akciğerlerini buna zorluyordu. Anlamıştı, huzur hayatından uzun müddet olmayacaktı. Öyleyse, rahatsızlığını dindirmesi gerekiyordu. Bu karanlığı delmeli, uçurumun kenarında olan hayatını düzene sokmalıydı. En azından, biraz daha normalleşmeliydi. Başarabileceğine inancı tamdı; o Elsja'ydı, yapamayacağını hiçbir şey yoktu. Bir anlığına düşüncelerini, sahibini tanımlayamadığı bir ses deldi. Adı söyleniyordu. *Işığımı bulmama yardım et.* Binbir türlü düşüncenin dolandığı beyninden bu yardım çağrısını yaparken, dudaklarını oynatmaya çalışıyordu. Başarmalıydı, yeni sesler kulaklarına ulaşmıştı. Kendi teni sesin merkeziydi, başka bir el yanağına dokunmuştu.

Saniyelerdir ona itaat etmeyen uzuvlarına, son bir çağrı yapılıyordu. ''Lütfen gözlerini aç! '' Bu çağrı Elsja'nınkilerden daha kibar fakat; daha netti. Duyduklarına uydu, göz kapaklarını tüm gücünü kullanarak aralamaya çalıştı. *Olmuyor!* Olmalıydı, olumsuzluk ekine hayatında yer yoktu. Yeni sesleri keşfederken, son bir kez denedi. Eğer, başaramazsa mağlup olan taraf olacaktı. Ona doğru eğilmiş hayli tanıdık bir yüz, başardığını farkettirmişti. Aklında beliren sorunun içeriğini bu yüzün kime ait olduğuyla ilgiliydi. Hafızasını yokluyordu, -ne kadar başarabilirse- çok yakındı bu yüz ona. Tüm ânılarında, o vardı. Onu ne kadar çok sevdiğini biliyordu, tüm hayatında olmasını istediklerindendi. Hafızasında canlanan imge, onun omzunda ağladığını bile söylüyordu. Bunlara rağmen isminin üzerine koyu bir perde inmişti. ''Ah!'' Acı, bir anda yeniden belirginleşmişti. En sonunda görevlerini yerine getirmeye başlayan uzuvlarına yeni bir emir vererek sağ elini acıyı hissettiği kısma hareket ettirdi. Ufak bir şişik, parmaklarının ucunda şeklini almıştı.

Korkusu her halinden belli olan isimsiz büyücüye baktı; teselliye ihtiyacı vardı. Az önce gözlerini açmayı başardıysa, dudaklarını bu sefer bilinçli olarak hareket ettirebilirdi. ''Korkma, sadece... Dengemi kaybettim.'' Sesi, kendi kulaklarında yeniden oluşurken, teselliye benzer bir hali olmadığını farketti. İyi bir yalancı olmadığını çok belliydi. Ve o her kimse, onunda ikna olmadığı. Doğrul komutunu verdiği vücudu, işlemine başlarken etrafa göz gezdirdi. Issız, ikisinden başka kimsenin olmadığı bomboş bir koridorda bayılmıştı. Kaçıncı kattaydı? İki mi?! Ah, kesinlikle iyi bir yalancı değildi. Dengesini kaybeden biri, görüş yeteneğini de kaybetmezdi. Nasıl bu kadar kör olup, bilincini yitirebilmişti ki? Yasak Koridor'a gelmeyi başardığı için özel bir madalya almalıydı. İki kelime daha dudaklarının arasından çıktı. '' Lanet olsun! ''


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Marius Cioran

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Marius Cioran



Mücadele Tarafı : Yoldaşlık.
Rp Sevgilisi : Brenda,
Kan Durumu : Muggle kökenli!
Patronus : Naja

Huzur ve Konuşma Empty
MesajKonu: Geri: Huzur ve Konuşma   Huzur ve Konuşma EmptyPaz Haz. 07, 2009 2:42 pm



Ellerinin titrediğine ilk defa şahit oluyordu, hem de bedenini saran korkudan! Daha önce heyecandan dahi titremeyen ellerini kontrol etmeye çalışarak Margrit’in pürüzsüz yüzünde ellerini dolaştırdı. Onun iyi olması için dudaklarının ucuna gelen ama içinde dönüp dolaşan kelime hazinesi konuşmasına engel oluyordu. En yakınının, dostunun böyle bir şekilde yok olmasını izleyemezdi. Onu bırakmak zorunda olduğunun bilincine vararak ayağa kalkacakken aralanmaya çalışan göz kapaklarını fark etti. Kendine geliyor olmalıydı. İçini saran birkaç damla huzur yanında kalmasını da öğütledi. Gözlerini açtığında derin bir nefesi kızın yüzüne yollamıştı. Kızın saçlarından bir tutum geriye doğru savruldu. Gözleri yavaşça dudaklarına kaydı ve beklenmedik bir şekilde onların da aralandığını fark etti. ‘ Korkma mı?’ Ona böyle karşılık vererek daha da endişelendirmek istemediği için içinden haykırmıştı endişesini. Onu öylece görmek kolay mı sanıyordu? Ama onu yüreklendirmek istediğini rahatlatmak istediğini biliyordu. Nasıl rahatlayabilirdi ki? Kızın elini alına götürürken vurduğu yerin şişkinliği gözle görülecek düzeye çıkmıştı. Ses etmesine, onu engellemesine gerek yoktu, kız dokunduğu an anlayacaktı olanı! Yine de onunda içine biraz olsun huzur kaplasın diye sessizce konuştu.
“ Merak etme o kadar da şiş değil!”
Margrit’i biraz doğrultarak sırtını duvara dayamasında yardım etti. Onu ilk gördüğü zamandan biraz daha iyi görünüyordu. Elleri ile önüne gelmiş saçlarını düzelterek ferahlamasını sağladı. Neden böyle bir şey başına gelmişti. Rahatsızlığı olduğundan hiç bahsetmemişti ya da kötü olduğunda! Bir şeyi mi aklına taktığı endişesi içine girdi. Kafasını kurcalayan konular üzerinde çok yoğunlaşıyor olmalıydı. Yine de bu tür konular açmanın uygun olmadığının farkındaydı. Ona neden başın döndü diye sormayacaktı. Şimdi nedenlerin bir önemi yoktu. Etrafına usulca göz gezdirdi, kahrolası yasak koridordan kimse elbette geçmezdi. Başka bir yerde olsalardı şimdiye kadar çoktan revire gidebilmeleri için gerekli yardım gelirdi. Profesörlerden birinin de buraya öğrenci geldi mi diye kontrol etmek aklına gelmezdi. Derin nefes alışına engel olarak bunları düşünmeye çalıştı. Margrit biraz daha iyi hissettiğinde revirin yolunu tutarlardı nede olsa!
“ Revire gidecek duruma geldiğinde konuş, şimdi ferahlamaya çalış olur mu?”

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/c-i-o-r-a-n-t637
Margrit Elsja Peratha

GezginGezgin
Margrit Elsja Peratha



Mücadele Tarafı : Hmm, neden belli edeyim? -.-
Rp Sevgilisi : Aşk boş iş.
Kan Durumu : Safkan.

Huzur ve Konuşma Empty
MesajKonu: Geri: Huzur ve Konuşma   Huzur ve Konuşma EmptyPtsi Haz. 08, 2009 4:53 pm




Salaklığının neticesine, katlanmamak için buradan gitmeliydiler. Kimsenin baş dönmesi sonucunda kaybolduğuna inanacağını sanmıyordu. Hatta, emindi. Tanrı aşkına, eğer biri ona söylese bile inanmazdı! Tek olsaydı bu kadar sorun etmezdi belki de ama ona göre hala isimsiz olan büyücü yanındayken görmezden gelemezdi. Hatıraların yansıttığı sonuçlar, onun yakını olduğunu gösteriyordu. En yakını. Bu durumda onu bu durumdan kurtarması gerekliydi ve boş yere ceza almasını istemiyordu. Onu da tehlikeye sokmamak için birşeyler bulmaya çalıştığı büyücü, bir erkeğe göre yumuşak hareketlerle yüzünü gizleyen sarı tutamları düzeltmekle meşgul oluyordu. Elsja için bu kadar endişeliyordu ama Elsja'nın teşekkürü adını hatırlayamamak olmuştu. Zihni onu tek başına bırakıp, arkasına bile bakmadan uzaklaşıyordu. İsmini ona soramazdı da, kırılırdı. Kim bu durumda kırılmazdı ki?


Ne yapacağını bilemeden karşısınında duran büyücünün, tek kelime etmemesi rahatlamasına yardımcı oluyordu. İsmiyle hitap etmeden konuşma zorluğuna katlanarak açıklama yapmak, yorucu olacaktı. Sırtını duvara yaslanarak gözlerini kapadı. Buradan çıkması için en fazla on dakikası vardı. İsimsiz büyücü, revire gitmekten bahsetmeye başladığında, göz bebeklerini onun üzerinde takılı kaldı. Revire gittiklerini an tüm okul, Deli Elsja'nın bayıldığını duyacaktı.
*Ah yazık delicik bayılmış, çok yazık.* Çoğunun düşüncesinin böyle olacağından emindi. Reddettiğini belirten ifade, yüzüne yerleşirken dudakları aralandı. '' Şu an gayet iyiyim. Revire gitmek istemiyorum, hatta en son gitmek istediğim yer orası.'' Çocuğun şiddetle karşı çıkacağını biliyordu ama kararından dönmeyecekti. Elini yeniden başına götürdü, sinirleri şişliğin arttığı söylüyordu. Tekrar düşmemek için duvara ve büyücüye dayanarak ayağa kalkmaya çalıştı. İlk denemede yapamayacağını biliyordu. İsimsiz, ona yine yardım ediyordu. Ona böyle hitap edemezdi. *Belki düşmenin etkisinden, uff her durumda kabul ediyorum. İğrenç bir varlığım. Beni burada bırakıp gidebilirsin bile. İsmini unuttum! Berbat biriyim. Ah! Başım! ''
Pek affedileceği düşünmüyordu. Konuşmasının ardından gelen, sancı belki affını kolaylaştırabilirdi. Elini yine başına götürdü. Ağrısı artmaya başlamıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Marius Cioran

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Marius Cioran



Mücadele Tarafı : Yoldaşlık.
Rp Sevgilisi : Brenda,
Kan Durumu : Muggle kökenli!
Patronus : Naja

Huzur ve Konuşma Empty
MesajKonu: Geri: Huzur ve Konuşma   Huzur ve Konuşma EmptyC.tesi Haz. 13, 2009 5:48 pm



Boş gözlerle bakan bir Margrit, onunda düşüncelerini allak bullak etmişti. Kızın kafasını kurcalayan bir şeyler var gibiydi ama bunun çarpmanın etkisine yormak daha mantıklıydı. Kafasını sert şiddetle zemine çarptığına şahit olmamış mıydı? Gözlerinin içine bakamaya ve onun ne durumda olduğunu kavramaya çalışıyordu. Revire gitmeyi reddetmek de nesi oluyordu? Ama sözde boyun eğmeye kararlıydı. Yoksa Margrit’in ne kadar inatçı olduğunu unutmuş değildi. Kızın bir keresinde sırf bu yüzden elindeki her şeyi hırsla sağa sola fırlattığını dahi görmüştü. Onun için temkinli olması ve melek tarafı ile anlaşmayı sağlamlaştırması gerektiğini biliyordu. Yoksa Margrit’in şeytan tarafı çokta tekin değildi. Onun iki yönünü kabullenmek kendi şeytan taraflarını kabullenmekten dahi kolay olmuştu nede olsa? Kızın yüzüne son bir kez daha baktı ve onun ayağa kalkışını belinden sarılarak denge kurması için uğraştı. Margrit’in bu uğraşı aksi yöne çevirmesini elbette bekliyordu. Her ne kadar iyiyim pozunda konuşsa da sarsıntı dengesini bir hayli bozmuş olmalıydı. Tekrar yere kayan ve oturan kıza gülümseyerek baktı. O an Margrit’in konuşması ile şok oldu. ‘ İsmimi mi hatırlamıyor yani?’ Revire gitmek istemese de kendinin daha inatçı olduğu zamanları hatırlayarak bunun sonunu getireceğini biliyordu. Yumuşak bakışlarını onun üzerinden gezdirirken ikinci kez kızın ayağa kalkmasına yardım etti. Bu sefer kızın belini iyice kavramıştı ve kolunun birini omzuna asarak ona sarılmasını sağlamıştı. Ancak kalkmasını sağlayan tek konum bu gibi gelmişti. Kızın omzuna yakın başına doğru kendininkini çevirerek sakin sesle konuştu.
“ Beni hatırlamayacak kadar kötüyse Elsja revir gitmek şart oldu demektir. Bu arada ben Marque!”
İsmini söylerken biraz olsun bastırmıştı. Yine de hatırlanmamak hoşuna gitmemişti. O onun için herhangi biri miydi ki, ismini hatırlamıyordu. Başını vurmasının nedeni olduğu ufak bir unutkanlık olsa da kendine yedirememişti. Anıların bu kadar çabuk ortadan kalktığına daha önce hiç şahit olmamıştı. Bu yüzden de daha fazla burukluk hissetmişti içinde. Bakışlarını tekrar ondan alarak koridorun sonundaki kapıya çevirdi ve sakin ses tonun yanına biraz alınganlık da ekli halde konuştu.
“ Hadi şu koridordan bir an önce çıkalım.”

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/c-i-o-r-a-n-t637
 

Huzur ve Konuşma

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-
» Huzur
» Huzur.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-