AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Love Games

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2
YazarMesaj
Nepthra Mystacorida

GezginGezgin
Nepthra Mystacorida



Mücadele Tarafı : Tarafsız Görünümlü çift taraf üyesi
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Panter

Love Games - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Love Games   Love Games - Sayfa 2 EmptyPaz Haz. 07, 2009 11:19 pm

Şehvet. Darren’ın en tatlı çilekten tatlı dudaklarıyla birbirine kenetlenmesine sebep olan duygu. Her zaman baştan çıkarıcı olduğunu bilmiş ancak bu baştan çıkarıcılığın Darren gibi bir çocuğun kollarında kendisini de mantıktan ve zekadan soyutlayabileceğini asla kestirememişti. Çocuk nereye nasıl dokunacağını öyle iyi biliyordu ki, Nepthra her geçen saniye daha fazlasına sahip olmamak için kendisini zor tutuyordu ancak eğer Darren biraz daha ileriye gidecek olursa aslında kendisine olan son damla öz saygısını yitirdiğini anlayacağını biliyordu. O yüzden sadece elindekiyle, Darren’a o saniyede erişebilmekle yetinmeye karar verdi, o an birbirleri için yeterince doyurucu olduklarını düşünüyordu. Her geçen saniye O’nun adını düşünürken aslında Darren’ın ne kadar tatlı, baştan çıkarıcı, karşı konulamaz olduğunu anımsıyordu. Çocuğun bakışlarından onun her zaman kendisini arzuladığını fark etmişti, sanki yıllardır ona susamış gibi, her daim sadece Nepthra’yı hissetmiş gibi onu öpüyordu. Nepthra o an kendisinden tiksindi, Darren’a saf ve temiz hislerle gelmiş olmayı Jesse’den gördüğü aşağılık muameleyi hazmettikten sonra teselliyi onun kollarında bulmayı diledi. Şu an bile zevkten uçuyorken aslında istediği zaman, yani baştan çıkmayı yok sayarak kalbiyle Darren’ı isteyebildiği zaman ona gelmiş olmayı diledi. Bu saf intikam hissi, Nepthra’yı gittikçe soğutuyordu ve sanki onu o an sıcak tutan tek şey Darren’ın dudakları ve durmak bilmeyen dokunuşlarıydı. Nepthra gözlerinin yaşlarla dolmak üzere olduğunu hissediyordu, Darren kendisini tamamen ona adamıştı. Kalbinin o anda sadece kendisiyle dolu olduğunu görebilirken kendisinin sadece bir başkasını bu kadar üzmek için böyle bir şeyi mahvedebilme yeteneğine aklı ermiyordu. Jesse canını o kadar acıtmıştı ki aynısını Darren’ı yok etme pahasına ona yapmak istiyordu, öyle ki bu onda saplantı haline gelmişti. Bunun tehlikesini göremiyordu, Jesse’nin Nepthra’dan başka her kıza olan tutkusunun kendisini an ve an daha da onu geçmek pahasına bilediğini hissediyordu. Jesse farkında olmadan durmadan Nepthra’yı kışkırtıyordu eğer sadece onu takmasaydı ya da görmezden gelseydi Nepthra onu aşmanın bir yolunu bulurdu ama çocuk her daim üstüne gelmeyi biliyordu. Nepthra bu duyguyu uykusuz gecelerden birinde adlandırmıştı, tiksinme.

Ancak resim o kadar pürüzsüz değildi. Darren’ın ilişkiler hakkında bildiği tek şey nasıl dokunması ya da nasıl öpüşmesi gerektiği değildi. Olay neler fısıldayacağını bilmekten ibaret de değildi. Çocuğun gerçek ilişkiyi kurmaması için Nepthra’nın tapılası fiziği bile yetmemişti ama o kadar da beceriksiz değildi. Darren’ın kızlarla olan ünü bu işi sevdiği için ilerlemiyordu, çocuk kızlarla düşüp kalkmak onu etkilediği için yapıyordu. Ne zaman Nepthra’yı itse kız kışkırtıcı gülümsemesini yüzüne ekliyordu ve Darren ancak ondan beş saniye kadar uzak kalabiliyordu, uzaktansa bu sadece ve sadece kışkırtıcı bir çimenlik oyunuydu. Nepthra bunu neden yaptığını açıklamaya çalıştı, kendisini öyle suçlu öyle yetersiz hissediyordu ki duramadığını kendisine itiraf edemedi. Durması içinse artık Jesse’nin kendisi bile yetmeyebilirdi. Başlattığı işi ve kirlettiği şeyleri kendi zihninden uzak tutamıyordu, nasıl mantığı sahiplenmek için yetiştirildiyse gerçekleri öylece kenara itemiyordu her ne kadar aşifte genleri ağır bassa da. Eğer Darren’dan kendisini uzaklaştırırsa, ne kadar soğuk ve iğrenç hissedeceğini biliyordu, onunla buluşarak üstüne de baştan çıkararak hem onun Jesse’yle olan ilişkisini hem de kendisinin Jesse’ye olan duygularını mahvettiğini biliyordu. Aynı zamanda öğrendiği zaman Jesse’nin artık hiç umursamayacağını da biliyordu zaten o yüzden duramıyordu. O ana kadar yaptıklarının zaten çoktan kulağına gittiğini tahmin ediyordu. Eğer umursayacağını bilseydi çoktan durmuştu çünkü ona kıyamazdı. Ne yaparsa yapsın asla çizgiyi geçmezdi. Ancak Jesse’nin artık bittiğini biliyordu. Çocuk ondan tiksiniyordu. Sürtük tayfasından birinin sadece Jesse’nin ne kadar afallayacağını ya da ne kadar mükemmel gülümseyeceğini görmek için Jesse’ye yetiştireceğini biliyordu, Jesse ne veriyordu karşılık olarak, bir gülümseme mi yoksa öpücük mü? Kendisi onun peşinden ağlayarak koşarken Jesse’nin dudaklarına verdiği masumane öpücüğü hatırladı ve ardından da tiksinerek kaç kıza birden o öpücüğü verdiğini izlediğini hatırladı. Kendisinin de ne kadar neşeyle Trixie’ye aralarında geçenleri anlattığını ve Trixie’nin hiç şaşırmamasından aslında Jesse’nin ne mal olduğunu anladığı dakikaları, ensesinden boşalan soğuk terleri hatırlıyordu. İşte bu yüzden artık ne kadar ileriye gideceğini kestiremiyordu çünkü Jesse var olduğuna güvendiği sınırları ezip geçeli çok olmuştu. Oyunu kendisi başlatmış olabilirdi ama bitirmeyi bilemeyen sadece Jesse’ydi.

Darren’la olanların ne kadar ileriye gidebileceğini bilemiyordu ama aklındaki tek şey artık duygularının da silinmeyecek veya onarılmayacak şekilde kırıldığıydı. Jesse son günlerde bir şey yapmamış olabilirdi ama Darren bile onun yanında öyle saf kalıyordu ki kendisinin ona ne kadar çabuk kandığına inanamıyordu. Özellikle onun da kendisi kadar masum olduğuna, sadece eğlenme amacıyla sınırları zorlayabileceğine inanıyordu. Zaten kendisinden çoktandır nefret ediyordu ama bunu Jesse’nin vicdansızlığına yedirmek Nepthra’nın kolayına gitmişti. Körü körüne Jesse’ye inanabilmesine, hatta onca yaptığına rağmen Jesse’ye âşık olabilmesine kızmak zoruna gitmişti. Bu tarz şeylerin hep zekâyla ilgisi olduğuna inanmış, dokunuşlarınsa şehvetten ibaret olduğunu düşünmüştü. Jesse’yse onun karmaşıklığın içine oturttuğu düzeni sadece tek bir yazla mahvetmişti, zaten ona olan kızgınlığı asla ona yaptığından değildi. Ona sadece üzülüyordu ve utanıyordu, çünkü yaptığı şey yanlış olmasına rağmen yine de küçük düşürülen Nepthra olmuştu. Jesse’nin kendi değerlerini bozabilmesine ve inanıp güvendiği her doğruyu yeniden değerlendirmesine sebep olmasından ötürü ondan nefret etmeye çalışıyordu. Öfkesini ve hayal kırıklığınıysa birbirlerine karşılıklı söyledikleri ‘Jesse’yi Mahvedelim’ oyununu başlatmasına sebep olmuştu ama Nepthra burada Darren’la öpüşürken bile her şeyin sadece Jesse’den ibaret olmak zorunda olduğunu idrak edince aslında kazanıyor gibi görünse de aslında yenen kişinin her zaman için Jesse olduğunu anlıyordu. Üstelik kendisi ona sırılsıklam aşıktı, başka bir çocuğun kollarında aynı kız olmayı başarıyordu ama kalbinin uğruna attığı tek kişi Jesse’ydi. Jesse’yse uyuz bir tembellikle kendisine karşılık veriyordu, sanki etrafında uçan sinekle uğraşırmış gibi Nepthra’nın vızıldamasına tepki gösteriyordu. Yakında kendisini ezmek isteyeceğini biliyordu yani bundan tamamen kurtulacağına. Nepthra ondan küçüktü ve Jesse’nin yatağından kızların ağlayarak kaçmasına sebep oluyordu, her ne kadar bir şeyleri mahvetmiyor olsa da Jesse’nin paşa gönlünün onu etrafta istemediği kesindi. Nepthra’nınsa yakınlarda durmaya niyeti yoktu özellikle de Jesse her şekilde uzakta da olsa bu kadar baştan çıkarıcı olabilirken.

Darren’ın artık her şeyi anladığını anlıyordu. Çocuğun durmamasının sebebinin de kendisiyle aynı olduğuna inanıyordu, ikisi de birbirlerine bir daha dokunamayacaklarının bilincindeydiler. İkisi de birbirlerine göre olduklarını anlamışlardı ama yine ikisi de birbirlerine ait olmadıklarını biliyorlardı. Nepthra küfretti, Jesse’nin varlığı hiçbir zaman bu kadar belirgin olmamıştı. Darren’la alay eder gibi onu tutkuyla öpebiliyordu ve çocuğun hislerinin gerçek olduğuna inanıyordu kendisiyle karşılık veremediği için ölesiye pişmanlık duyuyordu. Her ne kadar ikisi de huzurlu görünse de cambazlık oynadıkları ipin çok yakında kopacağını ve ikisinin de alevlere karışıp cayır cayır yanacağını biliyordu ama içinden şeytanı da baştan çıkarabileceğini düşündü, nasılsa o kadar ileriye gidebiliyordu. Yine de düşüncelerinde kaybolmuş ve sadece vıcık vıcık şehvetin yansımalarını tenindeki sıcaklıkta hissederken onları bölecek olanın kıkırdayan bir kız grubu olacağını düşünmemişti, Kendi cinsinin daha ne kadar ileriye gidebileceğini bilemiyordu, Darren’la tek vücut olmuşken bile onun bir gülümsemesini kendilerine bahşetmesini bekliyorlardı. Kendisinin yaptığının da aynı derece aşağılık olduğunu düşünüyordu aslında, hatta daha bile beter durumdaydı. Onlar çocuğun kucağına atana kadar maskelerini yüzlerinden ayırmıyorlardı, Nepthra’ysa Darren’la oynaşırken bile maskesini yüzünden ayırmıyordu üstelik perde çoktan kapanmıştı. Bıkkın bir ifadeyle Darren’dan iki saniyeliğine ayrıldı ve gidin dercesine dikilen üç dört kıza baktı sonra Darren’a gülümseyerek geri döndü ama çimenliğin üzerine daha güçlü ayaklar basıyordu. Herhalde liderleri ya da Darren’ı asıl isteyen tipti, öyle düşünmeyi tercih etti. Rüzgarın daha hızlı esmesiyle dehşetle dona kaldı, Darren da onun duraklamasını yorulduğu ya da sıkıldığı şeklinde algılamış olacaktı ki daha hızla devam etti. Nepthra burnuna gelen kokuyu öyle iyi tanıyordu ki dehşetle titremekten kendini alamadı, yine yanlış alarmdı Darren bunu şehvet dalgası sanıyordu. Aralarındaki çekim daha da hızlanırken Nepthra gözlerini çok daha derin yumdu artık çizgiyi ne kadar çok geçtiğini anlıyordu. Yine de gözlerini açma cesaretini kendisinde buldu, asla Jesse Ehasz karşısında bir kere daha eğilmeyecekti. Darren’ı bir süre için iterek ondan ayrıldığında görmeyi umduğu umursamazlık dolu tiksinti onun tapılası yüzünde yer almıyordu. Aksine katıksız bir öfkeyle ikisine bakan Jesse Ehasz tüm görkemiyle çimenlerin üzerinde sanki ikisinin durmasını bekliyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/nepthra-
Nepthra Mystacorida

GezginGezgin
Nepthra Mystacorida



Mücadele Tarafı : Tarafsız Görünümlü çift taraf üyesi
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Panter

Love Games - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Love Games   Love Games - Sayfa 2 EmptyPaz Haz. 07, 2009 11:20 pm

Beklenen olmadı. Nepthra ona hiçbir iğneli söz söylemedi. Durmadı. Aksine Darren’a devam etmesini söyler gibi çocuğun ensesinde gezen dudaklarını yeniden yakaladı. Nepthra’nın çocukluğuna kızmış olmalıydı, işleri bu kadar ileriye nasıl götürdüğüne. Ancak yüzünde gördüğü öfke öylesine canlıydı ki tekrar kalbi kırılır diye kendisini inandırmaya korkuyordu. O saatten sonra kendisine ne itiraf ederdi bilemiyordu ama Jesse Ehasz kesinlikle kendisinden kurtulmak istemiyordu. İstediği her şeyi yapabilirdi ama yüzündeki ifade Nepthra onu her bir kızla gördüğünde aynada gördüğü suratın aynısıydı. O bakışlar özlem kokuyor dudaklar öfkeyle büzüşüyordu. Onun bunu daha çok hissetmesini istediği için devam ediyordu zaten, Jesse çok daha beterini hak etmişti. Jesse’yle bakıştıkları sırada onun gözlerindeki tutkuyu gördüğünde Darren’la her şey daha da canlandı. Ancak yanında da Jesse’nin kızın tekiyle şehvet inildemelerini yaşamaya başladığını duyunca gözlerinin yaşardığını hissetti. Çocuk dibindeydi, bunu onu çıldırtmak için yaptığını biliyordu ama yine de kahrolası zihnine engel olamıyordu. Her ne kadar tutucu olmasa da Jesse’ye dokunabilecek kız kendisiydi, başka hiçbir kızın onun tapılası vücuduna bu kadar yaklaşmasını istemiyordu. Aralarında geliştiğini fark ettiği ilişkide hiç bu kadar önde olduğunu hissetmemişti ve kazandığı yeni canlılık Darren’la ikisinin şehvetli öpüşmelerini perçinliyordu, aslında onun Jesse’yi çoktan fark etmiş olmasını beklerdi. Belki de bir profesör ya da onları izlemeyi gelen birinci sınıflar diye düşünüyordu. Canlandığını düşündükçe Darren’ın aslında onu iyileştirmediğini fark etti. Her geçen dakika çocuk Jesse’yi daha çok kanatıyordu, onun dokunuşundaki kutsallığı Darren’ın iyi niyetli bile olmakla beraber yalnızca delici öpücüklerinin daha da derinleştirdiğini fark ediyordu. Giderek kendisinden ve Jesse’nin ona yaşattıklarından ötürü daha da mahvoluyordu, yanında rekabet edercesine gelen öpüşme sesleri devam etmesini söylerken aslında bunun yettiğini düşünüyordu. Jesse’yi incitiyor olabilirdi, onu üzdüğünü düşünüyordu ama kendi içindeki yaraları daha da deşiyordu. Parfümünün kokusu burnuna bir süre daha dolduktan sonra, Darren’ı itti, “Özür dilerim, devam ede…” derken pişman sesini Jesse’nin haykırışı ve Miley’nin tiz çığlığı doldurdu.

Darren hızla yanından çekilerek ağaca doğru yapıştı, Nepthra dehşete düşmüştü. Jesse’nin kontrolden çıktığını görebiliyordu ve içini tahmin edilemez bir haz doldurmuştu. Bunu ona o yapmıştı. Nihayet onun iğrenmiş yüzünden ve tembel aşağılayıcı gülümsemesinden bir başka ifade, öfke bile olsa, Jesse’nin yüzüne yerleşmişti. İç güdüleri ona sakin olmasını söylüyordu, eğer sakin olursa bu savaşı kazanacaktı. Saniyesiyle beraber kendisinin de çekildiğini hissetti. İşte artık sakin olamazdı, Jesse’nin gülüp gideceğini düşünmekle aptallık edecekti. Gözleri dehşetle kısılmıştı, Jesse’nin mavi gözlerine dikmişti yine de. Çocuk o an Nepthra’dan aldığı her şeyi geri veriyordu. Aralarındaki şeyin hiçbir şey olduğunu düşünecek kadar aptaldı Nepthra. Jesse’nin itiraf etmesini söylemesinin ardından düşünceleri film şeridi şeklinde devam etti. Jesse onu istiyordu, ondan uzak kalamıyordu. Oyunun bitmeme sebebi, Jesse’nin arsızlığı değil bitirememesiydi. Çünkü Nepthra’dan uzak kalamıyordu. Belki şefkatle değildi, ama tutkulu bir şekilde Nepthra’yı seviyordu. Jesse’nin haykırışları sürerken Nepthra mutlulukla dehşet arasında süzülüyor, kıvançla boğazının daha da sıkılmasını umursamamaya çalışıyordu. Yüzünde ise kızarmaktan başka bir ifade gözükmüyordu bunu biliyordu. Çünkü ancak eğer Jesse’ye şimdiye kadar onun verdiği karşılığı verirse devam edeceğini biliyordu. Çocuk eğer gerekeni almazsa onu orada bırakacaktı. Bir sınır vardı. Nepthra bunu ancak o an görebiliyordu. Jesse’nin kalbini kırdığı zaman bu oyunu bitireceğini biliyordu ve Darren’la ikisi bunu yapmışlardı. Nepthra göz yaşlarına o an hâkim olamadığını biliyordu, ancak eline damlayan yaşın Jesse’nin öfkeden parlayan ama yine de tutkuyla bakan gözlerinden geldiğini görebilecek kadar da düzgündü görüşü. Ona sakin kalamazdı. Ve Jesse’ye ne yapmış olursa olsun asla kıyamazdı. Ona her şeyin iyi olacağını söyleyip, dudaklarını belki de gerçekten tutkuyla öpmek istedi ama oyun o şekilde ilerlemiyordu. Jesse’yle kendisinin arasındaki asla düzelmeyecekti, onlarınki hastalıklıydı. Şimdiyse sadece intikamına odaklanması, önceden incinmiş hislerini Jesse’ye tattırması gerekiyordu. Çünkü döngü böyleydi. Aralarındaki şeyde ilk defa kendisinin yıldızı yükseliyordu.

Artık gözyaşlarını tutamazdı. Neredeyse boğulurken öksürmeye başladı, sonra gözleri kararmaya başlamışken Jesse’nin kendisi aşağı indirdiğini fark etti. Sesinin titremesine engel olamıyordu, yere düşeceğini umarken Jesse hırsla kendisine sarılıyordu. Jesse’nin omuzlarından tutarken ürkekçe “Sakın düşmeme izin verme.” Diyiverdi. Aralarındaki olay henüz bitmemişti. Jesse öfkesini alamamıştı bu sefer kollarının arasında Nepthra’yı boğacaktı. Yine de Nepthra dehşetten ziyade mutluluk hissediyordu, bütün bir sene peşinden koştuğu çocuğun şimdi kendisini bırakmayacakmışçasına tutuyor olmasına inanamıyordu. ‘O benim’ diye bağırmaya başlamak istiyordu, Darren’ın gözlerine bakamayacak kadarsa utanmıştı. Jesse bir kez daha ısrarla sormuştu. Nepthra bu sefer sinirlerine hakim olamıyordu, Jesse’yi kaybedeceğini ve oracıkta bırakılacağını biliyordu, yine de asıl yapması gerekenin ne olduğunu o an anlamıştı. Kendi yeşil gözlerini Jesse’nin gözüne dikti. Rahatsız edici sessizlik devam ederken, Jesse’nin gözlerinin arkasını görmeye çalıştı. Trixie, Helena, Darren ve ikisi. Aralarında olacakların kendi cevabında olduğunu biliyordu ama o bencildi ve aylardır karşısındaki kahrolası çocuk için ağlıyordu. Onu üzecekti. Tanrı biliyordu ki ‘Çünkü seni seviyorum’ demek içinden geçen tek şeydi. Ama yine de o öyle yetiştirilmemişti ve gururunu asla sokaktan almamıştı. Jesse Ehasz çok daha beter bir sonu hak ediyordu. Jesse yanıtları kendi gözlerinde arıyordu ve belini sıkan el gittikçe nefes almasını zorlaştırıyordu. Etraflarındaki kalabalıksa Nepthra’nın vereceği cevabı bekliyordu. Hiçbir şey Nepthra’ya daha akıllıca gelemezdi. Gülmeye başladı. Saçlarını umarsızca geriye attı, ikisi de yalan söyleyeceğini biliyordu. Gözlerinden anlamayacaktıysa da Jesse’nin onu dolduran yaşlardan görmesi gerekiyordu. Yine de denedi. Tekrar şuh bir kahkaha attı ve tısladı çünkü yüksek sesle söyleyecek cesareti yoktu. “Şimdi acıtabiliyor muyum Jesse? Çünkü buradan pek de umursamıyormuşsun gibi görünmedi.” Dedi ve geriye kaçtı. Onun kendisine ne yapacağını bilemiyordu ama söylediğine o anda pişman olmuştu. Kendisini saran kolun bir anda bıraktığını ve o asasını sallarken kendisinin yere düştüğünü hissetti. Dizlerinin üstünde yere çöküp O’nun yıkılmış yürüyüşünü izlerken aynanın parçalarının kestiği yerlerin bile o kadar acıtmadığını fark etti. Bir süre onun yürüyüşünü izlerken Darren’a yüzünü kaldırıp bakmasıyla Jesse görüş alanından çıktı. Çocuk yanına gelecekmiş gibi oldu ama elini dur diyecekçesine kaldırdı. Dehşetle gözleri açılmıştı ve cüppesinin başlığı yere düşmüştü, Nepthra Mystacorida belki de ilk kez o an görünüşü ve davranışları umursamıyordu. Darren dikilmiş onu izlerken yağmur gittikçe daha hızlanıyordu. Koluna batan ayna parçalarını hırsla çıkarmaya başladı ve sonunda beş dakika içinde ayağa kalktı. Darren artık ondan ne bekleyeceğini bilemez gibi bakıyordu, Nepthra ise yüzündeki ifadeyi rol yaparak kapatmayı bile demedi. Sadece fısıldadı, “Hadi, Darren. Sevgilim Hogwarts’ı başımıza yıkmadan önce onu bulsak iyi olur.” Jesse Nepthra'yı görünce ne derdi bilemiyordu ama söyleyeceği iki kelimenin bu sefer duvara söylemesinden farklı olacağından kesinlikle emindi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/nepthra-
Nepthra Mystacorida

GezginGezgin
Nepthra Mystacorida



Mücadele Tarafı : Tarafsız Görünümlü çift taraf üyesi
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Panter

Love Games - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Love Games   Love Games - Sayfa 2 EmptyPaz Haz. 07, 2009 11:23 pm

Yeah bu rpde biter.

Vahşi güzelden beter oldu :D
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/nepthra-
 

Love Games

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
2 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-