Derinliklerde *

Gezgin

Gün birkez daha bitiyordu.10 seneden beri güneşin batışını izlemekten hiç bıkmamıştı Oasis.70 yaşına bile gelse mutlaka o turunculukları görebiliceği bir yere giderdi.Neetham'daki evinin biraz ilerisindeki nehir kenarıda bu turunculuğu izlemek için en huzurlu yerdi.Buraya ilk geldiğinde keşfettiği en güzel yerlerden birisiydi burası.Akşam vakti pek fazla kimse gelmiyordu buraya.Zaten Oasis'i de şaşırtan bu olmuştu.Bu kadar güzel bir manzarası olan yeri kim sevmezdi ki?

Üç Süpürgeyi kapattıktan sonra yorgun argın attı kendini nehre en yakın çimeliklerden birine.Mavi elbisesi her ne kadar çimenlerden dolayı yeşil olucak olsada aldırmadı o buna.Birazdan güneş batıcak ve o güzelim turunculuklar saçlarına vurucak ve saçlarını daha da kızıllaştırıcaktı.Çimenlere yüz üstü uzanıp ellerini nehre değdirmeye başladı.Görenler ne diyecekti kim bilir?Kazık kadar olmuş hala çocuk gibi..Aldırmıyordu ama Oasis bunlara.Neler yaşadığını,çocukluk yıllarında neler çektiğini bir tek kendisi biliyordu.Ellerindeki soğukluk tüm vücuduna yayılmıştı.Suda çizdiği daireler daha tamamını bitirmeden kayboluyordu.Aşk geldi aklına..Suya yazı yazmak gibi demişti teyzesi bir gün ona..Aşık olduğunda anlayacaktı.Ama bu zamana kadar aşık olmamıştı.Bundan sonrada olmayacaktı biliyordu.

Ellerini çenesinin altında birleştirip o eşsiz gün batımını izlemeye koyuldu.Saçları hafif rüzgardan dalgalanıyor ve omuzlarına düşüyordu.Gözlerini kapattı ve kendisini en çok olmak istediği yerde hayal etti.Güzel bir ev,sıcak bir aile,çocuklarını her zaman önemseyen ve hala yaşayan bir anne baba..

Gezgin

Kafası karışık ve yorgun bir seherbaz yavaş ve kararlı adımlarla Neetham Town yakınlarındaki nehir kenarına doğru gidiyordu.Neden buraya geldiğini bilmiyordu.Bunu ayaklarına sormak gerekirdi,son günlerde canları nereye isterse oraya götürüyorlardı Matt'i.Pat'in iyi tarafa geçmeye ikna olması geldi aklına.Çekiciliğini hayır işlerine kullanacağı aklına hiçbir zaman gelmemişti.Ama oluyordu işte..İkinci defa oluyordu bu ve bir üçüncüye hazırlanıyordu..

Tüm bu düşünceler aklından geçerken kızıl saçlı birini güneşin batışına bakarken gördü.Aklına üç süpürgedeki kadın geldi.Nereden buraya gelecekti ki..Onun evinin Neetham Town'da olduğunu tamamen unutmuştu.Onu rahatsız etmemek amacıyla uzak bir yere oturdu ve kesik koluna baktı.Seherbazlık hırpalamıştı onu.O,Aaron gibi rahat bir yaşamı tercih etmemişti.Aaron'un tuzu kuruydu elbette,intikam istemiyordu..Matt bunun için onu suçlamıyordu,kendi seçimiydi sonuçta..Ama dönmüştü,Matt'i yalnız bırakmak istemediği,savaşmak istediği için dönmüştü.Bu bile Matt'in aklındaki kötü düşünceleri silip götürmeye yetmişti..

Gezgin

'' I'm just the girl next door ''

Şarkı söylemeye yemek pişirmek kadar bayılıyordu.Şu anda da yapabiliceği en eğlenceli şeylerden bitanesi olduğuna kara verip şarkı söylemye başladı.Okuldaki gruba ne kadar katılmak istesede olmamıştı.Kendini bir yaklaştırmayı becerememişti onlara.Sonunda onun yerine kart sesli bir Gryffindor'lu kız geçmişti.Hala verdikleri ilk konserleri unutamıyordu Oasis.Neredeyse bütün okul oradaydı.Kız şarkı söylemeye başladığında herkes kendi arasında ne kadar iğrenç bir sesi olduğunu konuşmaya başlamıştı.Bütün bunlar aklına gelince gülümsedi kendi kendine.

Şarkısına devam ederken çimenliklerde birinin yürüdüğünü hissetti.Başını arkaya çevirip ozumun üstünden o tarafa baktığında geçen gün evinde ağırladığı seherbazı gördü.Kendisinden bilgi almak için evine kadar gelmiş ve Oasis'te bunun üzerine ona kahve ikram etmişti.Sadece iyilik olsun diye yapmıştı bunu.Çok yakışıklı olduğu konusunda hiç şüphe yoktu tabiki o tarafa.Oasis Mathhew'ın kolunu tuttuğunu fark edince gözlerini kısıp iyice o tarafa baktı.Kolundan kırmızı bir sıvı damlıyordu.Elbetteki bu kandı.Oasis eteklerini toplayarak yerinden kalktı ve Matt'in yanına gitti.Yumuşak bir ses tonuyla konuştu.

''İyi misin?''

Gezgin

Matt karşıdaki kızılın Oasis olduğunu görünce gülümsedi kendi kendine.Giydiği Muggle takım elbisesinin kolu yırtılmıştı.Ve kolundan şakır şakır kan akıyordu.Kız dehşetle Matt'in koluna bakarken Matt kızı süzüyordu.Aaron görse gülmekten ölürdü elbette..Sonrasında bakışlarını tekrar koluna getirmişti.Ufak çaplı bir düelloda yaralanmıştı,dikkatsizlik ve küçümsemenin kurbanı olmuştu.Karşısındaki kızı yakmıştı ama ufak bir yara da almıştı..

"Birşeyim yok..İyiyim.."

Kızın yakınlaşması üzerine parfümü Matt'in dikkatini çekti.Ciğerlerine kadar çekti,mükemmeldi.Hogwarts 6. sınıftaki sevgilisi de aynı parfümü kullanıyordu.Birden o kız düştü aklına..

Gezgin

''Birşeyim yok..İyiyim.."

Pek öyle gözükmesede Matt'in kibarlık yaptığı belliydi.Oasis bu gibi durumlarda ne yapılıcağını pek bilemezdi ama en azından belindeki fular biraz yardımcı olabilirdi.Mavimsi üzerine yeşil yapraklar olan bu fuları belinden çıkartıp Matt'in kolunu aldı ve biraz kanları fularla temizledikten sonra fularını sardı koluna ve gülümsedi.

''İyi olsanda biz genede önlemimizi alalım dimi?''

Saclarını arkaya attıktan sonra göl kenarına gitti ve elindeki kanları temizledi.Sonra Matt'in yanına geldiğinde Matt hala onu süzüyordu.Şifacı olmasada en azından kanı durdurması gerektiğini biliyordu.

''Ben kanı durdurmayı becerebildim ama sen geende St.Mungo'ya gitsen iyi edersin.Her görüştüğümüzde mutlaka bir yerin yara oluyor.Nasıl yapıyorsun?''

Gezgin

Matt kızın yarasını sarmasını izledi sakince.Çok güzeldi gerçekten.Güzelim fuları heba etmişti ama.Sonrasında ellerinı yıkadı ve St.Mungo'ya gitmesini söyledi.Matt omuz silkti;

"Hastane'de öleceğime senin yanında öleyim daha iyi.Hastane kokusu hoşuma gitmiyor,senin kokun daha hoş..."

Kibarlıkla ettiği iltifattan sonra gülümsedi Matt.Nasıl yaralandığını sormuştu kız,yaptığı düelloyu anlatsa mıydı acaba...Anlatmama kararı aldı kendi kendine,sebebini bilmiyordu..

"Hırçın kızlar.."

dedi gülümsemesini silmeden...

Gezgin

Bu gibi iltifatları duymak tabikide güzeldi Oasis için.Her erkeği kendine baktırıcak güzellikte olduğunun farkındaydı.Genelde üç süpürgeye gelenler bunu kaba bir şekilde yapsalarda aralarında kibarlar çıkmıyor değildi.Sonra gülümsedi Matt'e.Biraz fazla abartmıştı belki ama sonuçta Oasis'in kırmızı dudakları gerilmiş ve suratında güzel bir gülümseme yaratmıştı.

Hırçın kızlar..Ah elbetteki kolundaki yaraların sebebi kızlar değildi.Bir ölüm yiyen..Belkide ölüm yiyendi evet.Seherbaz olduğu için düelloları fazlaca seviyor olsa gerek diye düşünmenkten kendini alamadı Oasis.Evine ondan bilgi almak için geldiğinde de yüzünde bir takım yaralar vardı.Tekrar güneşin batışına baktığında onun çoktan batmış olduğunu arkasında sadece kırmızıya dönük bir iz bıraktığını gördü.

''Gerçekten çok güzel değil mi?Her gün mutlaka buraya gelmeye çalışıyorum.Güneşin batışını izlemek bütün dertlerimi unutturuyor''

Gerçekten içten bir gülümsemeyle söylemişti bunu.Teyzesi her zaman gülümsemesi gerektiğini,belki okulda bu kadar asık suratla dolaşmassa bir kaç arkadaş edinebiliceğini söylemişti ama yapamıyordu o.Huyu gereği böyle davranıyordu.Ya da belki onu kimsenin anlayamacağını düşünüp kimseyle arkadaş olmak istemiyordu.

Gezgin

Bunu neden yaptığı hakkında hiçbir fikri yoktu.Romantik bir ortamda,kızıl güneş ışınları eşliğinde parlayan kıpkırmızı saçları ile güzel dudakları Matt'i baştan çıkarmıştı herhalde.Yarasının kapanmasından sonra kendini daha iyi hissetmişti.Kızın gülümsemesine daha fazla dayanamamıştı.Sağlam eli kızın saçlarına doğru gitti,masmavi gözler kızın gözlerine sabitlendi ve onu öptü...Ayrıldıklarında eşyalarını toparladı ve ayağa kalktı;

"Gitmeliyim,sonra görüşürüz..."

Dönüp gittiğinde kızın bakışlarını hissedebiliyordu.Neden yapmıştı??Bilemiyordu..Belki bir gün anlardı..