##Ortak Salon##

Gezgin

Silvia şaşkınlıkla onu dinliyordu. Kız haklıydı... Haklı olduğunu biliyordu. Ama Silvia da kendisine göre haklıydı. Abarttığını biliyordu ama kontrol edemediği bir şeydi. Pişman olmaktan nefret ediyordu... Şimdi arkadaşı karşısında ağlıyordu. Birisinin ağlaması durumunda ne yapacağını hiç bilmezdi. Sadece şaşkınlıkla ona bakabiliyordu. William da öyle... Onun da bu konularda kötü olması büyük şansızlıktı.

"Sana kızmadım, Ashley. Bir an içindi o. Fazla tepki gösterdim. Asıl özür dilemesi gereken benim. Sadece... İnsanlarla aramdaki güven sorunundan bıktım. Küçüklüğümden beri ailemle, arkadaşlarımla hep bu tür sorunlarım oldu. Tek istediğim birine gerçekten güvenmek..."

Silvia bunları söylerken özür dileyen gözlerle bakıyordu Ashley'ye. Bir süre kızın rahatlamasına izin verdi. Sonra sandalyesinden kalkıp kıza sarıldı. "Üzgünüm, Ashley..." dedi tekrar üzgün olduğunu belirtmek isteyerek. Galiba artık aralarında bir sorun yoktu. Silvia tekrardan olmayacağını hissediyordu. Geçen seferkiler gibi bu hissinin de yanlış çıkmayacağını umuyordu.

Gezgin

Sana kızmadım, Ashley. Bir an içindi o. Fazla tepki gösterdim. Asıl özür dilemesi gereken benim. Sadece... İnsanlarla aramdaki güven sorunundan bıktım. Küçüklüğümden beri ailemle, arkadaşlarımla hep bu tür sorunlarım oldu. Tek istediğim birine gerçekten güvenmek..."Onun biraz rahatlamasına izin veren Silvia ondan tekrar özür dileyerek ona sarılmaya hamle etti.Silvia'nın ona sarılmasına karşılık verdi.Ashley son gözyaşlarınıda silerken Silvia'ya ''Önemli değil canım.Benimde söylemem gerekirdi.Neyse artık kapayalım bu konuyu.''dedi.Will'e de dostça gülümsedi.

Yeni arkadaşlarıyla çok iyi zaman geçireceğine inanıyordu.Hatta belki biriyle arkadaş olarak kalmayacaktı.Ama bunu şu an bilmiyordu.Neyseki bugün ilk ders öğlen başlıyordu.Jes konuyu dağıtmak başka birşey konuşmak için ''Eee Will sende kendini anlat bana biraz...Ne yapmaktan hoşlanırsın nasıl birisin?"dedi.Gerçekten bunları bilmek istiyordu.Saçlarını geriye iterek sandalyede daha rahat bir şekilde oturdu.Will yine çekici bir gülümsemeyle ona bakıyordu.Ah neden bu kadar şıpsevdi biriyi Ashley.Ama belki bu seferki böyle olmazdı.

Gezgin

William olanları şaşkınlıkla izledi ama kendisi bir şey yapamadı. Zaten bu tür durumlarda ne yapacağını bilmez, eli ayağına dolanırdı. Duygusal anlardan nefret ediyordu. Neyse ki onlar kendi aralarında sorunu çözmüşlerdi, hiçbir kavga olmadan barışmışlardı.

Herkes kendine geldikten sonra Ashley dönüp ona ''Eee Will sende kendini anlat bana biraz...Ne yapmaktan hoşlanırsın nasıl birisin?" diye sordu. William sıcak bir gülümsemenin ardından "Belli olmuyor mu?" diye soruya soruyla karşılık verdi ve küçük bir kahkaha attı.

"Eh, zaten şimdiden bayağı bir bilgi sahibi oldun. Ailem çok kuralcıdır. Bense anti-kuralcı. Böyle olunca çok ters düşüyoruz doğal olarak. Ama fena değiller işte. Onun dışında pek bir sorunum olmuyor. Babamla vakit geçiririm daha çok. Onun dışında... Kendimden bahsedecek olursam. Göründüğü üzere yakışıklıyım,-" dedi ve elini saçlarının arasından geçirerek etkileyici bir bakış attı. "eğlenceliyim, kızlar bana hasta, ben onlara hastayım..." Bir kahkaha patlattı.

Poğaçaların birinin Silvia tarafından kafasına denk gelmesini engelleyememişti. Aynısı alıp Silvia'ya tekrar fırlattı ve kız elleriyle siper etse de poğaça göğsüne çarpıp kucağına düşmüştü. Bunları yaparken ikisi de hayli keyifli görünüyordu. Bu tür şeyleri sık sık yaparlardı.

"Ben böyleyim, Küçük Hanım. Siz de beni gittikçe tanırsınız zaten." dedi her zamanki gülüşüyle ve bardakta bir yudumluk kalmış olan balkabağı suyunu dikip bitirdi.

Gezgin

"Belli olmuyor mu?"Aslında nasıl biri olduğu fazlasıyla belliydi.Fazlasıyla ukala....Aşırı derecede yakışıklı...Ama bunları daha söyleyemeden Will devam etti."Eh, zaten şimdiden bayağı bir bilgi sahibi oldun. Ailem çok kuralcıdır. Bense anti-kuralcı. Böyle olunca çok ters düşüyoruz doğal olarak. Ama fena değiller işte. Onun dışında pek bir sorunum olmuyor. Babamla vakit geçiririm daha çok. Onun dışında... Kendimden bahsedecek olursam. Göründüğü üzere yakışıklıyım,eğlenceliyim, kızlar bana hasta, ben onlara hastayım..." demiştim.Bunları derkende elini saçlarının arasından geçirici bir bakış atmıştı.Ah gerçekten çok yakışıklıydı.Ve bakışları aşırı derecede etkileyiciydi.

Silvia ona bir poğaca fırlatıp kafasına isabet etmesini sağlamıştı.Jes kocaman bir kahkaha attı.Will'in tüm karizması gitmişti.Will de ona atmıştı.Silvia her ne kadar elini siper etse de poğaca eline çarpıp kucağına düşmüştü.Ah öylesine keyifli gözüküyorlardı ki.Onları kıskanmamak elde değildi.İkisiyle son derece iyi arkadaş olmak istiyordu Jes."Ben böyleyim, Küçük Hanım. Siz de beni gittikçe tanırsınız zaten." dedi Will.Ah tanımak istiyordu Jes zaten.Ama Jes'in içinden gelenleri söylemesine artık fırsat vardı."Will bence kendine bu kadar güvenme.Yani şu kızlar konusunda.Her kız sana bakmayabilir Bay Darcy"dedi alaycı bir tavırla.Ama bu konuda pek emin değildi.Anca onu beğenmeyen bir kız olabileceğini düşünmüyordu .Onu beğenmeyen kızın anca kör olması lazımdı.Jes de asla kör değildi...

Gezgin

"Will bence kendine bu kadar güvenme.Yani şu kızlar konusunda.Her kız sana bakmayabilir Bay Darcy" diyen Ashley'ye yavaşça döndü ve yine o etkileyici bakışlarından birini attı. "Emin misin?" diye sordu etkileyici ve anlamı bir şekilde kızın gözlerinin içine bakarak. Kız bir şey diyememişti. Belli ki etkilenmişti. Bunu hissederek sırıttı, William.

"Tamam. Hepsi bana aşık olmayabilir. Zevkleri farklı olabilir ama hiçbirisi beni çirkin bulamaz. Yakışıklıyım. Bunu ben de biliyorum, siz de biliyorsunuz."

Haklıydı, yakışıklıydı. Bunu söylemekten neden çekinsindi ki? Doğru ve görünür, bilinir bir şeydi bu. Bunu kendini beğenmişlik olarak değil de, gerçekçilik olarak görüyordu, William.

Üstelik o kadar kötü biri sayılmazdı. Ashley'ye dönüp sıcakkanlılığını göstermek için göz kırptı.

Gezgin

"Emin misin?" demişti Will o etkiliyici bakışıyla.Ah Jes sanki aşık oluyor gibi hissediyordu kendini.Ah Will onun gözlerinin içine bakmıştı en etkileyici haliyle.Jes sanki onu beğendiğini o gözlerinin içine bakınca anlayacağını sanmıştı.Jes bir şey diyememişti.Will sırıtarak devam etmişti."Tamam. Hepsi bana aşık olmayabilir. Zevkleri farklı olabilir ama hiçbirisi beni çirkin bulamaz. Yakışıklıyım. Bunu ben de biliyorum, siz de biliyorsunuz."Yine kendini güveninin bir göstergesi.Bu iyi birşeydi.Ama Jes Will' e karşı birşey hissetmek istemiyordu.Aşık olursa çok acı çekeceğini biliyordu.Büyük ihtimalle Will ona sadık kalmayabilirdi.Ama Jes insanları kendine bağlamasını biren biri olduğundan bunu kafasında sildi.Will'i bile kendine aşık edebilirdi."Ama aşık olmasalar bile etkilenebilirler.Tamam kabul ediyorum yakışıklı olduğunu.Hatta çok yakışıklı olduğunu..."dedi gözlerini devirerek bakarak."Ama senden etkilenmeyen birileri çıkar merak etme.Hatta çıktı diyebiliriz.Mesela ben.Yakışıklı olabilirsin ama ben senden etkilenmedim."Ah bu düpedüz bir yalandı.Ama Jes'in ondan etkikenmediğini sanarak onun peşinen koşabilirdi.Jes etkilenmediğini söylerken gayet inandırıcı olduğunu düşündü.

Gezgin

Ashley rolünü iyi oynuyordu ama gözler her şeyin doğrusunu söylerdi. William'ın gözlere bu kadar odaklanmasının sebebi buydu. İnsanları gözlerinden tanıyabilirdi. Onlar hiç yalan söylemezdi. Oyunculuk yetenekleri sıfırdı.

Pek inanmamış görünerek "Hmm." dedi. Eklemeden edemedi. "Ama şunu belirtmeliyim ki ben etkileyiciyim demedim. Bütün kızlar benden etkilenir gibi bir iddiam da yok. Ben sadece yakışıklı olmaktan bahsediyordum. Sanırım sen biraz karıştırdın, Ashley." dedi. İşte bu da bir açık sayılırdı. Ve ona ilk kez, ciddi bir şekilde adıyla hitap ediyordu. 'Küçük Hanım' gibi alaycı tabirlerden birini kullanmamıştı.

Ayağa kalkıp "Neyse kızlar... Ben gidiyorum. Yapmam gereken birkaç şey var." dedi ve başka bir sandalyenin üzerine bırakmış olduğu çantasını sırtına aldı. "Tanıştığımıza memnun oldum, Ashley. Sonra görüşürüz." dedi bu sabah hiç olmadığı kadar ciddi olarak ve Silvia'ya ve yeni tanıştığı arkadaşına el sallayıp ortak salondan ayrıldı.

Gezgin

Will pek inanmamış görünüyordu Jes'e "Ama şunu belirtmeliyim ki ben etkileyiciyim demedim. Bütün kızlar benden etkilenir gibi bir iddiam da yok. Ben sadece yakışıklı olmaktan bahsediyordum. Sanırım sen biraz karıştırdın, Ashley."demişti.Jes ufak bir hayal kırıklığı yaşıyordu.Tanıştıkları andan beri ona ilk kez Ashley demişti.Jes onu kırdığını ya da kızdırdığı düşündüğü için kendine kızdı.Ah bu kadar sivri dilli olmasaydı keşke.Will onlara yapacak işleri olduğunu söyleyip el sallarak salondan çıkmıştı.Ash de ona el sallarken üzgün ve kafası karışmış görünüyordu.Çünkü Will ona çok ciddi olarak tanıştığımıza memnun oldum demişti.Ah bu ciddiyet..Onun büyük ihtimalle kızdığın işaretiydi.Acaba yapacak işleri neydi? Yine bir kaç tane kıza mı asılacaktı yoksa?Ah onu sevmeyi işte bu yüzden istemiyordu Ashley.Elini saçlarının arasından geçirdi.

Onun düşünceli halini gören Silvia kafası karışmış şekilde ona bakıyordu.Ashley Silvia'ya zoraki gülümseyerek "Biraz dışarı çıkmaya ne dersin?Göl kenarına gitsek iyi olur.İçerde sıkılmaya başladım da.''dedi.Silvia onun bu kararına sadece kafa sallamakla yetinmişti..Jes'in ise tek merak ettiği Will'in ne yaptığıydı.Yanyana yürüyerek ortak salondan çıktılar.

» Ortak Salon
» Ortak Salon
» Ortak Salon
» VI. Sezon Ortak Salon
» Ortak Salon ( IV. Sezon)

##Ortak Salon##

##Ortak Salon##

Similar topics

Similar topics