Dafnié, yoğun duygular içinde olan Angela'nin gözlerinin içine bakıyor, ne hissettiğini anlamaya çalışıyordu. Sakin bir tavır takındı ve Angela'ya cevap verdi; 'Unutma Angela, bugün yalnızca bir istisna... Bir daha beni böyle sıcakkanlı göremeyebilirsin. Kıymetini bil.' dedi ve cümlesinin sonunu alaycı bir tavırla tamamladı. Angela'nın içindeki hisleri bir türlü çözemiyordu. 'Keşke Angela daha açık olabilse, her an duygularını bana açıklayabilse.. Kahretsin, ben neden birkaç kişiye kadar çok değer vermeye başladım? Tamam Dafnié bunu bir sonunu getir artık. Başkalarına vereceğin değerlerin ölçüsünü ayarlı tutmalısın.' diye mırıldandı. Angela'nın bunları -kendi deyimiyle saçmalıkları- duymamuş olmasını diliyordu. Ki, bundan emindi.

-Unutma Angela, bugün yalnızca bir istisna... Bir daha beni böyle sıcakkanlıgöremeyebilirsin. Kıymetini bil.
-İıi o zaman. Neden bu kadar soğuk olduğunu anlatır mısın ??

Ange.. biraz tersler gibi söylemişti bunu.. Ama bu durum gayet normaldi. Daha yeni yeni sakinleşiyor,kalp atışları daha yeni düzenli atmaya başlıyordu.. Dafnié'nin ona öyle bakması Ange'nin kendisini uzayllı gibi hissetmesini sağlamıştı.

" Peki sence ben nasıl biriyim?"

Angela'nın garip soruları neredeyse Dafnié'yi deki edecekti ancak onun için buna katlanmalıydı. Derin bir nefes aldı, bir süre bekledi ve içini çekti. Bugün konuştukları herşeyi kafasında sıralıyor, verecek bir cevap arıyordu. Her zamanki gibi bu sıralama süreci bittikten sonra kelimeleri seçmeye geçekti Dafniéç Ama bu seferki biraz daha fazla vakit alacak gibi görünüyordu. Angela'nın soruları çok garipti. Böyle soruları nereden buldğuna bir türlü akıl erdiremeyen Dafnié, sonunda doğru kelimeleri binleresinin arasından seçtiğine emin oldu. Dudakları her zaman olduğu gibi yine kenetlenmişti. Onları güçlükle açarak cevap verdi. 'Bilmiyorum Angela, bilmiyorum... Ama, ama ben kendimi böyle seviyorum. Eğer, arkadaş olacaksak sen de beni böyle kabul etmelisin!....'