AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Buluşma

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Gretchen Stuart

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Gretchen Stuart



Mücadele Tarafı : Nasyonal Sosyalizm
Rp Sevgilisi : Ülkesi ve Sibel.

Buluşma Empty
MesajKonu: Buluşma   Buluşma EmptyÇarş. Şub. 11, 2009 6:21 pm

*Bir kuş misali göçüp gidiyor ellerimden.* Kalbinde fısıldanan son sözcükler tam olarak buydu. Sağ göğsünün altında hissettiği sızıntı bunları düşüdürüyor olmalıydı. Hafif bir boşluk, bir tutam acı ve ağrıdan başka önemsediği bir şey yoktu. Eragon yoktu. Bir gece karşısına çıkmış, hayatını değiştirmiş; ardından yok olup gitmişti. " Kahrolası profesör bozuntusu. Budala!". Hayatına bir anda girip bir anda da çıkmıştı işte. Yanlızlık çok kısa bir süre için terk etmişti Prudencia'nın bedenini.
Karamsarlık bedenini ele geçirirken, sağ elinde tuttuğu bir parça *Gelecek Postası* sayfası kırışmış ve parçalanacak duruma gelmişti. Uzun süre ağlamamak için sarf ettiği çaba yaptırmıştı bunu ona. Yırtılmak üzere olan parçanın üstünde çağkın gülümsemesiyle Eragon duruyordu. Her zamanki bakışlarla bakıyordu kendisine. Acı çektiğini bilmiyor gibiydi. Parçayı yere savurdu, kollarını göğsüne kavuşturdu iki yandan. Gözlerini devirdi ve yere bakmaya başladı. Amaçsızdı ve sorunları vardı. Çözülemeyecek psikolojik sorunları. Terk edilmek üçüncü kez yaşandığında ya da yaşanıldığını düşündüğünde beynini saran koskocaman bir boşluk kemiriyordu içini. Sürüklüyordu uzak diyârlara ve masallara...
Onun sımsıcak ellerini tutmak, pürüzsüz ve narin yüz hatlarını okşamayı özlemişti. Belliydi işte. Ne kadar yürüyeceğini sandığını anlıyordu Prudencia. Onun için geçici bir heves olduğunu yeni kavrıyor ve kahroluyordu. Belki de Yasak Orman'da başka bir kız avına çıkmıştı.
Kısa süreli bir titremenin ardından ellerini göğsünden ayırmadan, sıkıca kavuşturulmuş şekilde ayrıldı Ravenclaw ortak salonundan. İpeksi saçları savruluyordu bir sağa, bir sola. Ellerine geçirdiği deri eldivenleri çıkarmayı unuttuğunda umursamadığını gösteren bir yüz ifadesine büründü belli belirsiz. Merdivenleri teker teker aştı, göz yaşlarına hakim olmayı başardı. Geldiği son nokta IV. kattaki boş sınıfı andıran odaydı. İçerisi karanlıktı ve küf kokuyordu. Eski ve tozlu masaların ardından belli belirsiz bir boşluk uzanıyordu. Göz gözü görmeyince ne faydası olurdu ki? Önemli olan yanlızlık değil miydi zaten?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eragon James O'Learnot

BannedBanned



Mücadele Tarafı : Δαρκ ψιΔε ~
Rp Sevgilisi : Touch Me Marjoline.
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Aslan.

Buluşma Empty
MesajKonu: Geri: Buluşma   Buluşma EmptyÇarş. Şub. 11, 2009 9:28 pm

İnce parmakları, masanın üzerinde duran içi viski dolu tombul bardağı kavramıştı. Kafasına dikip birkaç yudum aldıktan sonra bardağın boşaldığını fark eden bakışları, yüzünün buruşmasına neden oldu. Üzerine yerleşmiş ince cüppe, kemiklerini sızlatan soğuğu önlüyordu kendince. Hiçbir şey hissetmiyordu boşluktaydı sanki. Onun gelip kurtarması gerekiyordu bulunduğu yerden. Git gide dibe batıyor, kendini kaybediyordu. Düşüncelerinin genişlediği bir anına denk gelince yayıldığı koltuktan yavaşça kalkarak bedeninin doğrulmasını sağladı. Üzerindeki yorgunluk, gün boyu onun peşinden koşup durmuş, hiç bırakmamıştı. Elini kayıtsızca gizli geçidin kapısına değdirerek açılmasına neden oldu.

Müdür Odasının gizli geçidinden hızla aşağı inerek önündeki büyük, ıssız koridorda yürümeye başladı. Kulelerden adımlarını hızlandırarak inmeye başladı. Genelde Peeves’i gördüğü koridordan geçerken; o kuş beyinli hayaletin nerede olduğunu düşündü. Ona rastlamasında ne yaparsa yapsın. Düşüncelerini, açık pencereden uçup, havaya karışması için iteklemişti arkasından. Kafasını kurcalayan düşüncelerden uzaklaştığında bakışlarını karşı duvara dikmiş öylece bakıyordu. Ölüm sessizliğine yatmış koridorun sonundan geçen birini gördüğünde bakışlarını keskinleştirip gözlerini kısmıştı. Kim olduğunu anlayamayacağı kadar hızlı geçmişti, o kişi. Bedeni, duvarın arkasında geçtiğinde arkasından savrulmaya devam eden saçlarını gördüğünde kız olduğunu anlamıştı. Yüzünde beliren sinsi ifade, ceza odasının kapılarının açılması gerektiğini anlatıyordu.

Adımlarını sıklaştırarak ıssız koridorda adımlarının seslerini dinlemeye başladı. Kızın, boş sınıfa girdiğini fark etti. Aslında Kelid Ayna’sının bulunduğunu düşününce gerçekten ilgi çekici oluyor; fakat gecenin bu saatinde fazla câzip bir seçim değildi. Odanın kapısına ulaştığında elleriyle kapıyı açarak bedenini yavaşça içeriye soktu. Hızla kaldırdığı kafasının gördüğü beden, Prudencia’ya aitti. Şaşkın bakışlarının süzdüğü küçük bedene hızla yaklaştı. Düşüncelerini dile getirmek istercesine ağzına yerleştirdiği kelimeler, birkaç saniye sonra dışarıda olacaktı; fakat bunu engellememişti. Bir kere olsun hiçbir şey konuşmadan sadece onu düşünmek, onu hissetmek istiyordu. Uzun zaman olmuştu konuşmayalı, görüşmeyeli. Arzusunun arttığını fark etmemek elde değildi. Bunun için kendisini biraz kontrol etmeye çalışarak kıza yaklaştı.

İnce parmaklarının destek aldığı güçlü kaslar, kızın bedenini yakalayıp kendisine çekmişti. Neredeyse onun boşuna yetişecek kızı, hızla duvara götürmüştü. Odanın içindeki tozu fark etmemek imkânsız gibi bir şeydi, tabiî şimdi gözü onu görmüyordu. Sadece Prudencia’ya odaklanmış durumdaydı. Gözlerini kıstı ve duvara yasladığı kıza bakmaya başladı. Kafasını hafiften yan çevirerek ince dudaklarını, kızın kiraz dudaklarına yapıştırdı. O an, dudaklarına gelen tadı her zaman hissetmek istiyordu. Hep yakınında tutmak, hayallerinden uzaklaştırmak istiyordu. Ellerini kızın beline dolayarak yumuşak saçlarını yüzünde hissetti. Birkaç saniyeliğine kendisini geri çekip ince dudaklarından sessizliği bozacak bir kelime çıkmıştı. Daha sonrasında ise tekrar kızın dudaklarına yapışarak sessizliğe gömüldüler.


‘’-Özledim!’’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/eragon-j
Gretchen Stuart

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Gretchen Stuart



Mücadele Tarafı : Nasyonal Sosyalizm
Rp Sevgilisi : Ülkesi ve Sibel.

Buluşma Empty
MesajKonu: Geri: Buluşma   Buluşma EmptyCuma Şub. 13, 2009 5:12 pm

Yanlızlığıyla baş başa kalmanın verdiği haz duygusu damarlarında dolaşıyordu. İpeksi saçları tenine temas ediyor, hafif bir serinlik hissediyordu bedeninde. Gözlerini kapatmış ve ebedî sessizliğini bekliyormuşcasına uzanmıştı öylece hareketsiz. Başı dik, omuzları ise yorgundu. Btikin düşmüştü bedeni de, ruhu da. Aşk çıkmazında sıkışmıştı ve aklını yitiriyor gibiydi adeta. Gözünün önünde canlanan onu ilk görüşü ve orman, ipeksi saçlarını okşayışı ve dudaklarını kendininkilerde hissettiği anı seçiyordu kocaman bir arşiv arasından. Gerçi yaşadıkları o kadar uzun süreli ya da derin değildi. Derinleşmeden ve daha fazla kanamadan son bulmuştu...
Kadere boyun eğmek zordu. Direnmek bir çözüm değildi, kurtuluş ya da kaçışı sağlamayacaktı. Soğukkanlı olmalıydı, olmak zorundaydı. Büyükannesi hep derdi, " Soğukkanlı olmak gerekir bazen yaraları sarmak için.". O zamanalr dikkate almadığı bu bir çift söz, yeni gösteriyordu acımasız yüzünü Prudencia'ya. Hayatın gerçekleriyle yeni yeni karşılaşıyordu. Küçük bir bebek ya da oyuncak gibi hissediyordu kendini. Ya da bir kukla. İpleri Eragon'un elindeydi ve onsuz, pilleri olmadan hareket edemez gibi geliyordu. Yaşayamayacak gibiydi. İlk aşklar unutulmaz, sözünü de yeni kavrayabiliyordu. Ne kadar umursamazdı önceleri? Eragon'u düşledi yanında. Ona sarılışını ve kokusunu akciğerlerine değin çekişini düşledi.
Göz yaşlarını silmeye çabalarken bir gıcırtı yankılandı odanın içerisinde. Dışarıdan süzülen ışıklar önce gözünü aldı, sonra yüreğini yerinden hoplattı. Parıltıların içerisinde Eragon tüm muhteşemliği ile yükseliyordu. Çapkın gülüşünü, sert duruşunu görebiliyordu. Evet, buradaydı ve kendisiyle aynı havayı soluyordu yeniden. Prudencia'ya doğru geliyordu. Gittikçe yaklaşıyordu kendisine. Onun soluğunu yakınında hissedebiliyordu. Başı dönüyor, sevinç çığlıkları atmak istiyordu ama ruhu el vermiyordu. Onun, Eragon'un kendine yaklaşmasını beklemeliydi, en azından böyle diyordu yüreği. Eragon bir çekişte tüm bedenini kavradı ve kendine çekti. Duvara yasladı ve olağanüstü bal rengi gözleriyle bakmaya başladı Prudencia'ya. Öyle güzel ve içten bakıyordu ki... Bir kaç saniye içinde ince dudaklarını kendininkiyle buluşturdu ve tutkuyla öpmeye başladı. Başı dönüyordu ve nerede olduğunu unutacak kadar şaşkındı. En son duyduğu kelime Eragon'un dudaklarından dökülen " Özledim! oldu. Kısa bir gülüşün ardından aynı ses tonuyla " Sanırım ben daha çok " dedi ve gözlerini kaçırdı onunkilerden.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eragon James O'Learnot

BannedBanned



Mücadele Tarafı : Δαρκ ψιΔε ~
Rp Sevgilisi : Touch Me Marjoline.
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Aslan.

Buluşma Empty
MesajKonu: Geri: Buluşma   Buluşma EmptyC.tesi Şub. 14, 2009 12:40 am

Prudencia’nın dudaklarından çıkan kelimeler kulaklarına doluşmaya başlamıştı. Ses tonundaki etkileyicilik, bedenini etkisi altına almış bir durumdaydı. Şarkı söyler gibi fısıldadığı kelimelere hafiften sırıtarak ona bakmaya devam etti. Gözlerini kaçırdığını fark edebiliyordu. Utanıyor muydu? Hâlâ profesör-öğrenci ilişkisi olduğunu unutuyordu. Umurunda bile olmayan bir şey için kafa yormak istemedi. İnce dudaklarını, onunkilerden çekmişti çoktan. İnce parmakları, kızın yüzünü okşuyor; sevgisini belli etmeye çalışıyordu, ne kadar olmasa da. Kafasını sağa doğru eğerek kızın boynuna doğru yaklaştı. Dudakları, kızın sıcak tenine değdiği anda; içini bir huzur, sevinç ve arzulama kaplamıştı. Kendisine engel olamıyordu. Kızın boynunu öpmeye devam ediyordu, gözleri kapalı bir şekilde.

Kafasını kurcalayan bazı sorunların cevaplarını aramak istiyordu, bulamayacağından korkuyordu belki de bunun için yeltenmiyordu yapmaya. Bunları düşünmek istemiyordu şimdi. Sadece duvara yaslanmış, kalbinin sahibini düşünmek istiyordu. Kahverengi gözleri, kızınkilerle birleştiğinde gözlerini kaçırma gereği duymadı; çünkü korkmuyordu. Arkasındaydı duygularının, aşkının. Saygı duyuyordu kalbinin aldığı kararlara. Her zaman saygı duyacaktı. Yalnızlığa boyun eğmeyecekti, her zaman yanında birilerinin olduğunu gösterecekti. Bırakmasını istemiyordu Prudencia’nın, kendisini. Her zaman yanında olmasını istiyordu. Tanıştırmak istiyordu arkadaşlarıyla onu, ‘sevgilim’ diye bilmek istiyordu. Bu imkânsız bir şeydi. En azından Prudencia, okuldan ayrılana kadar. Sabretmesini bilirdi, her zaman için sabır göstermese de bazı konular için istisnaları oluyordu.


‘’-Yaşlanınca da beni seveceksin, di mi?’’

Yavaşça boynuna fısıldadığı kelimelere gülerek kıza baktı. Kokusuyla dolmuştu burun delikleri. Hiç unutmayacaktı bu hissi. Hayatı boyunca taşıyacaktı. Her zaman için kokusu burnunda gezinecekti. Uzak kaldıklarında onu arayacak, onu arzulayacaktı. Zaten bunların hepsi olmuyor muydu? Kaçamazdı artık, bunu kendisine ve ona itiraf etmişken her şeyi bırakıp gidemezdi. Yada geri dönemezdi. Kalbini dinlemeliydi. Başkalarının söyledikleri o kadarda kafaya takılacak türden değildi. Umursamıyordu, öyleyse bunları kafasından da silmeliydi. Söküp atmalıydı artık yüreğinden derin acıları. Sadece aşk kalmalıydı. Saygı duyduğu, duraksadığı bir tek aşk olmalıydı. Elleriyle saçlarına dokunup her daim yanında taşımalıydı onu. Nereye giderse hiçbir zaman yanından eksik etmemeliydi.

Yapamıyordu işte, bir türlü düşündüklerini gerçekleştiremiyordu. Neden korkaklığından mı? Korkaklık, onun yanında kullanılacak bir kelime olamazdı. Kafasını yoran düşünceleri söküp atmıştı kafasından. Fırlatmıştı odanın en karanlık köşesine. Orada çürüyüp kalmasını diledi, bir daha ona geri dönmemelerini istedi. Böyle olmayacağını bilse de birkaç dakikalığına bile bu şekilde düşünmek onu dinlendiriyordu. Gözlerini tekrar kısarak kıza baktı. Onu kucağına almıştı bu sefer. Bir yandan dudağından öpüyor bir yandan belinden tutup onu karşı da duran masanın üzerine oturtturmuştu. Ağır bir şekilde dudaklarından öpüyordu. İnce parmakları, kızın belinde dolanmaya devam ediyordu. Odanın sessizliğine, karanlığına ve kirliliğine aldırmadan aşklarının alevlerini körüklüyorlardı. Bütün hareketlerini, duygularına bırakmıştı. O, kontrol ediyordu her şeyini. Gözlerine bakmıyorlardı, o sadece gözlerini kapatmış dudaklarını öpüyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/eragon-j
Gretchen Stuart

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Gretchen Stuart



Mücadele Tarafı : Nasyonal Sosyalizm
Rp Sevgilisi : Ülkesi ve Sibel.

Buluşma Empty
MesajKonu: Geri: Buluşma   Buluşma EmptySalı Mart 03, 2009 3:10 pm

Hayatının gerçeği tam karşısında duruyordu. Uzun süren bir hasret, mutlu sonla bitmek üzereydi. Onun saçlarını her okşayışını, çapkın gülümseyişini ve kadifemsi ses tonu delirircesine arzulamıştı gecelerce. Onun yanında olabilmeyi, kollarında huzur bulabilmeyi öyle çok istemişti ki. Ama okul sınırları içinde mümkün olmadığını biliyordu. Yasak aşk herkesin diline dolanmamalıydı. Eragon'un mesleğinden ayrılmasını körükleyemezlerdi. Kısa bir süre vardı. Yanlızca 2 sene sonra okuldan ayrılacaktı ve Eragon'a kavuşacaktı. Eragon'un yanındayken arkadaşlarına Prudencia'yı sevgilisi olarak tanıtacaktı. Bu duygu haz veriyordu ona. Sarılabilmek, kokusunu duyumsamak bile önemliydi onun için. Prudencia isyankârdı. Çünkü onu görmediği her dakika özlüyordu. Derslerine giremiyordu; çünkü ona ne Profesör diyebilirdi, ne de sarılmadan durabilirdi. Görülebilecekleri, duyulabilecekleri her yerde ondan uzak durmalıydı, bu çok zor olsa bile. Eragon'un sevgi dolu gözlerine bakıyordu. Işıl ışıl parlayan o gözlerin içinde kendini buluyordu; ancak bambaşka bir diyarda. Gizlenmeye lüzum olmayan ve yanlızca aşkını doya doya yaşayacağı bir yerdi. Belki onun tenini daha yakınında hissedebileceği, sıcak bir yerde.

Gözlerinde derinlere inmeden, kaybolmadan döndü loş ışıklı odaya. Eragon hala karşısındaydı ve gülümsüyordu. Bir şey soracaktı, belliydi. Yüzündeki çocuksu muzip ifade kaybolmuyordu her zamanki gibi. Neşeli, mutlu ve güler yüzlü. "Yaşlanınca da beni seveceksin, di mi?’"Bu soru saçmaydı işte. Onu yaşlanıncaya kadar değin değil, ikisinin de ölüleri aynı anda çıkana kadar sevecekti. Onun kendisi için ne düşündüğü önemli değildi. Belki planları yanlızca bir kaç ay oyalandıktan sonra gitmekdi; ancak Prudencia'nın buna göz yumacağını düşünüyor ise kesinlikle yanılıyor demekti. " Bunu benim sana sormam gerekmiyor muydu? Hangimiz çapkınız acaba? diye kıkırdadı. Gerçekten aşklarının son bulmasına sebep olacak tek taraf Eragon'du. Çünkü çağkınlığını yanlızca Prudencia değil tüm okul, müdürler ve hatta öğrenciler biliyordu. Kısacası Eragon'dan çektiği tek dert bu kadar yakışıklı oluşuydu. Herkesin dikkatini bu kadar üzerine çekmek zorunda mıydı? Bir çok bayan Profesör bozuntusundan kıskanıyordu onu. O görmediği zamanlarda onlarla eğleniyor, gülüyor ya da ilgileniyor muydu? Yokluğunu o an için umursamaz tavırlar mı takınıyordu? Hepsi bir soru işaretiydi zihninde. Gerçi bir kaç tane bayan Profesör'ü zannetmiyordu çünkü Eragon'un bakacağı cinsten olanlara benzemiyordu. Prudencia gibi olmayanlar...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eragon James O'Learnot

BannedBanned



Mücadele Tarafı : Δαρκ ψιΔε ~
Rp Sevgilisi : Touch Me Marjoline.
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Aslan.

Buluşma Empty
MesajKonu: Geri: Buluşma   Buluşma EmptyÇarş. Mart 04, 2009 11:38 pm

Dar, karanlık bir ara sokakta yaşıyordu aşkını. Paslanmayacağını bildiği bir hikayeyi ömür boyu ayakta tutmak için çabalıyordu. Işıldayan gözlerinden ince dudaklarına iniyordu sevgisi. Hiç pes etmeksizin de doğruca hızla çarpan kalbine gidiyordu. Her an parçalanmaya hazır bir kalk vardı arkasına gizli. Belki ilk defa birisine bu kadar bağlı olduğunu hissediyordu. Kalbinin bağları, bu kadar sıkı tutuyordu kızın kalbine. Acıyla çığlık atıyordu bedeni, isyankâr bir edayla kendini aşkın savunmasız kollarına bırakıyordu. Aşkın gücünü, bedeninde hissetmeye başlamıştı. Durmadan artan heyecanı, genç yüreğine bağlanmıştı. Bağlanan yüreğini saran ipler, bir yılan misali kıvrılarak bütün her yerini sarıp sarmalamayı başarmıştı.

Kızın belinde gezinmeye devam eden ince parmakları, kızı her saniye kendisine çekiyordu. Yavaşça ayrılan dudaklarından sonra kızın söylediklerine kulak asmaya karar verdi. Her zamanki etkileyici sesiyle, konuşmuştu. Ahşap masanın üzerinde oturan kız, gözlerini Eragon’a dikmiş bakıyordu öylesine. Birbirlerinin gözlerinin içerisinde kendilerini aramakla meşguldüler sanki. Gözlerinin içindeki derin boşlukta sonsuza kadar sürüklenip gideceğine inanmaya başlamıştı. Dalıp gitmişti, biraz sevgiyle birazda gizemin yansıttıkları. Sinesine çekmek zorunda kaldığı duyguları, her saniyede daha da belirgin hâle getiriyordu. Kızın, kıkırdayarak söylediği şeylerden sonra derin bir nefes aldı ve konuşmak için kendisini geri çekmeden biraz önce sorduğu sorunun cevabını kendisi vermeye başladı;


‘’-Sevmek. Hmm, bunu düşüneceğim.’’

Boğazına doğru fısıldayarak söylediği kelimeler, hafif bir sırıtışla son buldu. Nefesini hissettiği kızın gözlerine bakmadan, yumuşak boynunda gezindiriyordu ince dudaklarını. İpeğimsi saçları, Eragon’un tenine değdiğinde; bir huzur geliyordu üzerine. Tarif edemediği bir sevgi ve rahatlık. Dokunamıyordu, zarar vermekten korkuyordu, narin bedene. O kadar çok seviyordu ki; sessizce kokluyordu, saçlarının kokusunu. Teninin alıştığı teni arıyordu, bedeni. Her zaman onu arayacaktı. Nereye gitse, yokluğunu fark edip büyük bir özlemle arzulayacaktı onu. Arzuladıkça da kalbine oyulmuş aşk, tazelenecekti. Hiçbir zaman söküp atamayacağı bir takıntı hâlini alacaktı belki de. Yani ne olursa olsun sevecekti onu. Bırakmayacaktı asla peşini. O, bırakmak istese de; kalbi, asla vazgeçmeyecekti Prudencia’dan.

Kan dolaşımı, iki katına çıkmış durumda damarlarında akmaya devam ediyordu. Kızın bedenine sahip olma duygusu, içini yiyip bitiriyordu. Her seferinde kendisini engellemek için bir bahane arayıp buluyordu. Şimdi bir bahane bulacak kadar zamanı yoktu. Her geçen saniye, onun arzularını biraz daha katlıyordu. Ne yaparsa yapsın dinmeyecekti, sevdası. Vazgeçemeyecekti, ondan. İstemiyordu zaten, tıpkı diğerlerinden aşkını gizlemek istemediği gibi. Evet, Prudencia’nın okuldan mezun olmasını bekleyeceklerdi. Birkaç sene içerisinde her şey, normale dönecekti. İstediği yerde ona sarılıp, dilediği gibi öpüp koklayabilecekti. Kokusunu her yerde duymaktan vazgeçebilirdi belki de. Böylece arzularını kontrol altına almış olurdu. Ama o zamana kadar başka bir şey bulmalıydı. Tabiî, şuan düşünmek için uygun bir zaman değildi. Bu yüzden, düşüncelerini bir kenara bırakarak derin bir nefes alarak kızın, omzunu ve boynunu yavaşça öpmeye başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/eragon-j
 

Buluşma

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-