AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Görev Dağılımı.

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Achille Matteo D'Aloise

BüyücüBüyücü
Achille Matteo D'Aloise



Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Sfenks

Görev Dağılımı. Empty
MesajKonu: Görev Dağılımı.   Görev Dağılımı. EmptyCuma Şub. 06, 2009 8:23 pm

Gözleri kısılı bir şekilde ikizine bakıyordu. Şöminenin diğer tarafına oturmuş bir şekilde, kitap okuyordu. Zümrüt yeşili koltuğunda otururken, aklından geçen yüzlerce düşünceyi tartıyor; yorgun göz kapaklarının düşme çabasına engel olmaya çalışıyor ve belli bir karar vermeye çalışıyordu. Gayet makul bir teklif almıştı. Şu an düşünceleri arasında yalnızca bu teklifin getirebileceği sanuçlar vardı. Gülümsedi, her şeyden habersiz ikizine baktı. Yaklaşık iki hafta önce tüm planlarını yapmıştı. Okul içindeki elit kısmın oluşumuna tamamlamıştı. Herkesi yapabileceği alanlara göre seçmişti. Claire ve Oreon, iksirde üstlerine yoktu. Sofianne ve Charles oldukça zekiydi, ondan faydalanabilirdi yenilikçi düşünceler konusunda. Artemis ve Marvin, eski yazıtlar konusunda oldukça başarılı olabilirlerdi. Özellikle Marvin, olayları birleştirmede; Artemis ise yazıtlarda oldukça faydalı görünüyorlardı. Celia ve Kyros'u ise, vampirlerin nasıl yeniden insan olabilecekleri konusunda araştırma yapması konusunda görevlendirecekti. Bu konu, özellikle önemliydi ve bu konuyu, yalnızca en güvendiği iki kişiye veriyordu. Derin bir nefes aldı, ve gözlerini kapadı. Yorgun bir ses tonu ile, ikizine seslendi. "Sence burayı bulup girebilecekler mi?"

İhtiyaç Odası, tam Achille'in zevkine göre belirmişti. Bir sürü kitaplığın bulunduğu bir yerdi, bir insanın ömrünün yetmeyeceği kadar çok kitap vardı. Bir tane siyah piyano, pencerenin önünde belirmişti. Hogwarts'ın beyaz manzarasına bakıyordu. Rönesans tarzında bir ahşap masa, şöminenin uzak tarafında, kapıya yakın bir kısımda bulunuyordu ve onu on iki sandalye takımı tamamlıyordu. Üzerinde, kaymak birası ve ateş viskisi gibi büyücü kesimi tarafından çokça tutulan iki içki türü vardı. Şöminenin karşısında ise, dört tane puf ve büyükçe bir zümrüt yeşili koltuk bulunuyordu. Tüm bunların karşısında ise, tek kişilik, yine zümrüt yeşili bir koltuğun üzerinde oturan Achille, kısık gözleri altından pufa oturmuş Celia'ya bakıyordu. Başının yukarısında ise, siyah taş duvarların üstünde kabartı biçiminde 'Büyü, güçtür.' yazıyordu. Yanındaki sehpadaki kristal bardağı alarak, içinde bulunan kızıl sıvıyı dudaklarının arasından döktü. Beklemek sabrını taşımıştı. Bardağı yerine koydu ve Celia'ya seslendi. "Celia, sanırım geç kalacaklar. Gidip bir bak, gelsinler. Kısa bir toplantı için, daha fazla bekleyemem."

İkizinin hızını kullanacağını biliyordu. O, kitabı hızla kapamış ve odadan ayrılmış çıkar iken, Achille de ayağa kalkmıştı. Pencereye doğru yönelmiş ve ellerini mermer uzantılara koyarak dışarıyı izlemeye başlamıştı. Fırtına öncesi sessizlikti tüm bunlar. Gülümseyerek karların düşüşünü izledi. Evet, kesinlikle. Bir an önce bu oluşumu tamamlamalıydı. Ardından da amacına ulaşmalıydı. Geri çekildi ve duvarda kabartılmış yazıya baktı, gülümsedi. Yanlış beliren bir düşünce. Düşünce, güçtür. diye içinden geçirdi, Geçirir geçirmez, yazı değişti. Bu odanın bu huyunu seviyordu. Düşünceleri ile bir şeyi yönetmek ona zevk veriyordu. Ayrıca buranın bu efsununu da seviyordu. İlk gelen kim olursa, ona itaat ediyordu. Burayı nasıl keşfettiğini hatırladı. Geçen yılın başıydı. Hogwarts'ın gizemli bölümlerini bulmaya çalışıyordu, burayı tesadüf eseri ortaya çıkarmıştı. Belki de okul tarihi boyunca, kendisi için yaptığı en büyük şeydi. Sırıttı ve pencereden çekilerek, koltuğuna oturdu. Bardağında bulunan sıvıdan birkaç yudum daha aldı. Gelmelerine az bir zaman kalmıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cornelia Sofie Isis

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Cornelia Sofie Isis



Mücadele Tarafı : Golgi cisimciği.

Görev Dağılımı. Empty
MesajKonu: Geri: Görev Dağılımı.   Görev Dağılımı. EmptyCuma Şub. 06, 2009 9:39 pm

''Cevabı parşomene yazın ve en geç Perşembe gününe kadar bana getirin. Ders bitti. Çıkabilirsiniz''
Tipik bir dersin sonu daha. Claire bugünü tamamen kendine ayırmayı düşünürken pencerenin ardındaki soğuğun düşündüğünden daha uzak olduğunu fark etmişti. Bugün aklı fikri yeni bir iksir denemekti. Kaç gecedir bu iksirin formülünü arıyordu, kaç gündür iksir için malzeme topluyordu bunu bir Claire bir de Claire biliyordu. Fakat arkadaşlarının o istemsizce bakışlarının altında kalmak, alay konusu olmak, salak yerine konmak gerçekten üzücüydü. O bunları takmasa bile içinden bir parça hergün ağlıyordu. Claire düşündüğünden daha dayanıklıydı, en azından o kendini böyle biliyordu. Öğretmenin uyarısına rağmen sınıftan çıkmayan ve onların deyimiyle ''lak lak'' yapan arkadaşlarını izlerken sınıfa hızla dalan Celia'yı gördü.

Celia onu toplantıya çağırıyordu. *Ah evet nasıl unutabildim? Bu çok sinir bozucu* Celia'nın uyarılarını dinleyip bu sefer her zamankinden farklı olarak heyecanlı ve hızlı adımlarla htiyaç odasına ilerlerken bir yandan da çantasını karıştırıyordu. Bir kadın bir çantayı neden kullardı ki? Diğerlerini bilmezdi ama Claire'in yanında her zaman iksirler vardı. Evet o iksirlere meraklıysa kim bunun önüne geçebilirdi ki. Asla engel tanımazdı belki de büyüyünce İksir Profesörü bile olurdu. Profesör Garcia ha! Kendi hakkında dedikodu bile yapmak isterdi... Claire düşüncelere daldığından ihtiyaç odasını birkaç adım geçmiş olduğunu farketmişti ve malesef ihtiyaç odasını geçerken aynı zamanda bir iksirini yere düşürmüştü. Cebinden asasını çıkardı, o asanın cepten çıkışı ile koridorun temizlenmesi bir olmuştu. O büyük ve ağır kapıyı aralayıp ihtiyaç odasına girdi. İçeride ise sadece Achille vardı. Selam vermek düşündüğünden yumuşak bir ses tonuyla ona seslendi ''Merhaba Achille''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Raulf Krist O'Learnot

BannedBanned
Raulf Krist O'Learnot



Mücadele Tarafı : Tarafsız mı ? Seneye görürsün.
Rp Sevgilisi : Artemis, my baby.
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Karar vermedi.

Görev Dağılımı. Empty
MesajKonu: Geri: Görev Dağılımı.   Görev Dağılımı. EmptyCuma Şub. 06, 2009 10:06 pm

Rawenclaw Ortak Salonu'nun boğucu havası üzerindeydi. Karların kenarlarını doldurduğu pencereler, pencerenin rengini tamamen beyaza çeviriyordu. Gece olduğu için(!) beyazla örtünen yeryüzü, bu Aralık akşamında insanın gözüne ayrı bir güzellik sunuyordu. *Hayret, uykum gelmedi! Kişilik değiştirme zamanım geliyor galiba.* Evet, gerçekten de kişilik değiştirme zamanı geliyordu. Bu sefer birinci kişiliğine bürünüyordu, aslında üçüncü kişiliğindeki araştırmacılık ve çalışkanlık yine vardı, ancak tam bir şeytan oluyordu o zamanlar. O zamanlar yakınlaşıyordu, bunu manevi olarak olsa da hissedebiliyordu. Oturduğu yatağından yavaşça kalktı, yatağının hemen yanında mumun parlattığı gri gözleriyle muma bakıp, üfleyerek söndürdü. Pijamalarını değişti, toplantıydı bu, parti falan değil. Hem Achille ile tam tanışmamışlardı ama bayağı ciddi birine benziyordu. Ciddi adamın toplantısı da ciddi olurdu, değilmi? Daha iyi birşeyler giydikten sonra, kule merdivenlerine doğru adımlarını hızlandırdı.

Kule merdivenlerinden yavaşça aşağıya inerken, sendeledi, yere düşmek üzereydi. Neyse ki merdivenin korkuluklarına tutunarak ani bir düşüşten ve toplantıyı kaçırmaktan son anda kurtuldu. Bu kısa(!) duruşun ardından adımlarını gittikçe sıklaştıran Marvin, sonunda yedinci kata vardı. Kapı açıktı, İhtiyaç Odası idi orası. Biraz rahatladı, adeta kendine gelmişti. Adımlarını yavaşlatarak odaya kendinden emin bir şekilde girdi. Orada Claire 'yi görüyordu, Achille'ye ve Celia'ya selam veriyordu. Celia..

Celia'yı görmesi küçük çaplı(!) bir hatırlamaya sebep oldu. Eskiden seviyordu Celia'yı, ama mümkün değildi, bir yığın zorluk vardı. En başta, Celia başka biriyle çıkıyordu, bu da işi iyice zorlaştırıyordu. Onu platonik olarak sevmişti geçen yıl. Şimdi bir çktığı yoktu, Marvin'in de çıktığı yoktu. Ama Celia değişmişti artık, bu herşeyi imkansız kılmıştı. Hem de Marvin iyi olmadıkça tek bir kişiye bağlanmanın aptallık olduğunu anlamıştı. Jellyka'dan sonra yeni heyecanlar arıyordu. Kimbilir, belkide burada bulurdu aradığını..

İçeri doğru iyice yaklaştı, Claire' nin biraz yanına gelmişti. Gözleri Artemis'i arıyor gibiydi, belki de sonra gelecek kişi o idi. Gözlerini hızla herkesin üzerinde gezdirdi ve:


'' Herkese merhaba, nasılsınız? ''

diye sordu. Görev dağılımı nasıl gidecekti acaba, ne görev alacaktı? Heyecan vericiydi, görecekti..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Margaux D'Aloise

GezginGezgin
Margaux D'Aloise



Mücadele Tarafı : Dark Spirit
Rp Sevgilisi : -
Kan Durumu : Safkan.

Görev Dağılımı. Empty
MesajKonu: Geri: Görev Dağılımı.   Görev Dağılımı. EmptyCuma Şub. 06, 2009 10:13 pm

Oldukça kalın, fakat dış görünüşüne ters orantılı olarak küçücük yazıları bulunan eline aldığı kitapla, gerçekten okuyormuş numarası yapmak oldukça kolaydı. Donuk gözlerini satırların üzerinde kaydırıyor, ne yazdığını anlamadan, anlamaya bile çalışmadan diğerine geçiriyordu. Bunu öyle hızlı yapıyordu ki saniyede birkaç sayfa birden geride kalıyordu. Üzerine yerleştiği zümrüt yeşili pufun oldukça rahat olduğu söylenebilirdi. Karşısındaki yine aynı renkle kaplanmış koltukta oturan ikizinin sabırsızlanmaya başlamış gözlerinin Celia’nın üzerinde olduğunu biliyordu. Onunla bakışmamak için - ki şu son buluşmalarından beri planlarını kıza anlatmadığı için ona oldukça kızgın olduğu söylenebilirdi – kendine uğraş edindiği bu kitap neredeyse bitmek üzereydi. Okuma (!) hızını yavaşlattı ve kendini daha da kaptırmış hissi vermeye çalıştı. Odada ki sessizliği bozan tek şey, şöminenin içinde yanan odunların çıkarttığı can çekişme sesleriydi. Fakat bu, Celia’nın Achille’den çıkan nefes alış-veriş seslerini duyduğu gerçeğini engellemeye yetmezdi. İkizinden gelen sabırsızlıkla doldurulmuş sorunun yanıtını vermeden önce, kitabını göz hizasının altına çekti. Bakışlarına sakinlik vermeye çalışarak yine aynı tondaki sesiyle konuştu. “Elbette.” Şöminenin çıtırtılarını bastıran sesi Achille’e ulaşırken, kitabı yeniden önüne çekti.

Gerçekten okuduğu birkaç sayfanın sonunda yeniden kulaklarını tırmalayan ikizinin sesiyle, kalın kitabın kapaklarını birbirine çarptı. Oldukça eski bir devre ait olduğunu düşündüğü masanın yanından hızla kayarken, Achille’in ne zamandan beri böyle dönemlere ilgi duyduğunu kestirmeye çalıştı. Odadaki en modern şey camın kenarından dışarıya göz kırpan siyah piyanoydu. Cilası, dışarıdan yağan beyaz karların rengiyle parlıyor, onu daha da ihtişamlı kılıyordu. Piyanonun, masanın ve kitapların görkemli yapısını bozan tek etken, Celia’nın hiçbir zaman sevemediği ve sevemeyeceği tek renk olan zümrüt yeşiliyle kaplanmış koltuk ve puflardı. İhtiyaç odasının dışına çıktığında, kulaklarına gelen seslere karşılık durdu ve bir süre beklemede kaldı. En fazla dört kişilerdi ve birbirleriyle küçük bir tartışma içine girdikleri söylenebilirdi. Ancak kesinlikle aradıkları onlar değildi. Sesler gittikçe yaklaşırken, Celia’da merdivenlere doğru kıvrıldı. İnanılmaz bir hızla zindanlara yöneldikten sonra, birilerini bulabilirim umuduyla boşalmakta olan iksir sınıfına daldı. Girer girmez Claire’i bulan gözleriyle aceleyle kıza seslendi.
“Toplantı vardı Claire!” Kızla birlikte Slytherin ortak salonuna girdiler. Hızla odayı tarayan gözleri, köşedeki koltukta oturan Artemis’e kaydı. “Bugün gelmeyi düşünüyor muydun?” Ona doğru gelen kıza gülümserken, yatakhanenin merdivenlerinden salona henüz ulaşan Kyros’a çarptı gözü. Onların içindeki en sakin kişiydi ve bu olaya pek de istekli göründüğü söylenemezdi. “Çabuk ol!” Hızla zindandan çıkarlarken, tam diğerleri nerede gibi bir soru soracakken döndükleri ilk koridorun ucunda gördüğü siluetler aradıkları kişilerin birkaçından oluşuyordu. “Hey, neredeydin? Achille sabırsızlanıyor.”Ağzından çıkan cümleyle, hafif bir tebessümle kıvrılan dudakları birbirini tamamlarken, gözleri Oreon’a kaydı.“Pekâlâ, gidelim.” Geriye sadece Sofianne, Charles ve Marvin kalmıştı. Nerede olabilecekleri ihtimalini düşünürken, karşılarına çıkan Sofianne Celia’yı şaşıtmıştı. “Bize katılmaya ne dersin?” Kızın gözlerinin içine bakarak gülümsemeye çalıştı. Değişen merdivenlere geldiklerinde üçüncü kat koridorundan aralarına katılan Charles’la grupta sadece tek eksikleri kalmıştı; Marvin.

Yedinci kattaki ihtiyaç odasının kapısına geldiklerinde, durdular. Celia beyninden birkaç şey geçirdi ve ikizinin beynindeki en son görüntüsünü kullandı. *Achille’in bulunduğu yeri aç.* Önlerinde bulundukları duvarın, bir kapıya dönüştüğünü izlerken geçen süre ona çok uzun gelmişti. Üzerine birkaç küçük şekil daha işlenen kapı sonunda tamamlanınca, içeriye daldılar. Celia onlara doğru dönen Achille’e baktı. Ona karşı verilen selamlar arasında kendini pufuna geri attı ve diğerlerini lzyemeye başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/c-e-l-i-
Adonis Liona

GezginGezgin
Adonis Liona



Mücadele Tarafı : Dark Spirit
Rp Sevgilisi : Yılmaz Morgül.
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Ölürüm hasretinle. Bekle beni *-*.

Görev Dağılımı. Empty
MesajKonu: Geri: Görev Dağılımı.   Görev Dağılımı. EmptyCuma Şub. 06, 2009 11:51 pm

''Lanet olsun! Nerede şu aptal gözlük..?

Bir yandan lanet okuyor diğer yandan ortak salonda delicesine gözlüğünü arıyordu. Ortak salonu neredeyse talan etmişti. Ve sonunda koltuğun arasına düşmüş olan yanları mavi, ince çerçeveli gözlüğünü bulmuştu. O kadar rahatlamıştı ki. Kendini bir çırpıda koltuğa atmıştı. Bu kadar çabuk bulacağını gerçekten hiç sanmıyordu. Şaşırmıştı. Yorucu bir koşuşturma sonrası komidî'nin üzerinde duran saate baktı. Gözlerini hafifce kaydırdı. Yorulduğu her halinden belliydi.

''Uyuşuk bedenimi bir an önce şu koltuktan kaldırmazsam sanırım geç kalacağım ve hiç iyi olmayacak'' dedi gözlerini kaydırarak. Bugün klüplerinin olağan ilk toplantısını yapacaklardı. Nasıl geçeceğini oldukça merak ediyordu doğrusu, kimlere ne görev verileceğini. Achille bunları iyi düşünmüş ve hepimize en uygun olan görevi seçmiş olmalıydı. Kendisi için ne geleceğini merak ediyordu. Yapamacağını sanmıyordu ama merak işte...
O an ortak salondan içeri giren birilerini duyuyordu.

“Bugün gelmeyi düşünüyor muydun?” dedi aniden Celia telaşlı bir ses tonu ile. O na Artemis daha fazla uyuşukluk yapmaması gerektiğine karar vererek hızlıca doğruldu.

'' Ah evet geliyorum tabii ki Celia. Kusura bakma uyuşukluk ettim biraz '' dedi masum bir gülümseme atarak. O an Kyros un da ortak solunda olduğubu fark etti. O da henüz gitmemişti belli ki. Elinde tuttuğu gözlüklerini sırt çantasına koymaya karar verdi. Daha sonra etrafını kolaçan ederek Celia ya döndü.

'' Ben önden gidiyorum tatlım'' dedi atağa geçerek. Önden gitmek istiyordu. Çünkü koşacaktı ve o aptal ifadesinin çok da görünmesini istemiyordu. Celia nın tamam anlamında başını salladığını gördü o an. Hızlı adımlarla ortak salondan ayrıldı ve koridorlarda koşmaya başladı. İhtiyaç odasına az kalmıştı derken geldiğini fark etti. Kısa bir yolculuktu. Tabii eğer yolculuksa.
Birkaç saniye bekledikten sonra hızla oda’nın açılmasına tanıklık etti. Kendisini hızlıca içeri attı. İçinden geçirdikler işe yaramıştı. Daha sonra büyük ve şekilli kapı yavaşca oluşmaya başladı. Artemis artık sabırsızlanıyordu. Kapı açıldığı an hızla içeri daldı.
Archille, Marvin ve Claire çoktan gelmişlerdi. Archille’nin burada herkesden once bulunması doğal değil mi? diye geçirdi içinden. Evet oldukça doğaldı. Yavaşca onlara doğru yaklaştı. Etrafı incelemeden once onlara selam verecekti doğal olarak.

‘’Hepinize merhaba. Biraz geç kaldım özür dilerim. Aksilikler işte’’ dedi yüzünü buruşturarak.
Etrafı incelemeye koyuldu bu kez. Oldukça değişik ve güzel görünüyordu. İhtiyaç odası diye mırıldandı sessizce. Bu farklılık onu pek de şaşırtmamıştı doğrusu. Bekliyordu.
Daha sonra Marvin’in yanına doğru yavaşca ilerledi. Görüşmeyeli çok uzun zaman olmamıştı ama onu burada görmeyi de umuyordu doğrusu.
Bir sure sonra Celia kapıda belirdi. Herkes teker teker geliyordu. O an gelmişti. Evet merak içindeki bakışlar git gide artıyordu. Herkes neler konuşulacağı hakkında fikir yürüyoyordu beyninde Artemis’e gore. Bundan emindi.
Herkes tamamlandığına gore meraklı bakışlar son bulacaktı herhalde. Daha fazla fikir yürütmeyi bırakıp içinde de sessizliğini korumaya karar Verdi. Bu onun için daha iyi olacağa benziyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Richard Devin Garcia

GezginGezgin
Richard Devin Garcia



Mücadele Tarafı : Dark Spirit
Kan Durumu : Pure Blood
Patronus : Kutup Kurdu

Görev Dağılımı. Empty
MesajKonu: Geri: Görev Dağılımı.   Görev Dağılımı. EmptyC.tesi Şub. 07, 2009 3:21 pm

Sihir Tarihi dersinin pek dikkatle dinlendiği söylenemezdi öğrenciler tarafından. Çoğu kişi bu sınıfa girer girmez arkalarda bir yer kapmaya çalışır ve dersin tamamında uyuklarlardı. Bu derste de durum pek farklı değildi açıkçası. Oreon bu derste arkadan bir yer kapmayı başarmış şanslı kişilerdendi, böylelikle dirseği sıranın üstünde, eli yanağında öğretmeni izler gibi duruyordu. Aslında profesörde sadece önlerde oturanlarla ders yaptığını biliyordu, ancak ses çıkarmamıştı. Oreon ise beyninde dolanan düşüncelerle derse konsantre olmakta zorluk çekiyordu. Beyni adeta laçka gibiydi. Profesörün tahtaya yazdıklarını hayal meyal okuyabiliyordu sanki. ´Ve büyücülerin yüzyıllar önce yaptığı araştırmalarda´ satırını okumaya çalışırken kalmıştı. Araştırma, şu an ona bir şeyi çağrıştırıyordu, ya da çağrıştırması gerekiyordu. Düşünürken birden adeta yerinden sıçradı, elbette bugündü Dark Spirit. Görev dağılımı yapılacaktı. Kendisine ne gelebileceğini düşünmeye başladı, iksir olabilrdi. Elbet, ailesinden gelen bir yeteneği vardı bu konuda. Achille’in bunu dikkate alacağını düşünüyordu. En sonunda çoğu öğrenci tarafından ´hayat kurtarıcı´olarak nitelenen o melodi çalmaya başladı. Çantasını toparlarken Oreon şimdi içten içe onlara katıldığını hissediyordu. Ayaklarını sürüye sürüye ortak salona doğru hareketlendi. Yanından geçtiği portrelerin dışında başka bir şey ilgisini çekmiyordu. Merdivene çıkmak için attığı her adım kendisini biraz daha suya ihtiyacı olduğunu hissettiriyordu. En sonunda son merdiveni çıkarak ortak salonun katına geldi ve kapıya doğru ilerledi. Menzile girdiğinde kartal canlandı ve sorusunu sordu. Rawenclaw’a seçilmiş biri için bu sorular aşırı basitti, cevaplayıp içeri girdi ve lavaboya doğru adımlamaya başladı. Musluğu çevirince akan suyun adeta kristale benzeyen parçaları, soğuktu ve onunda soğuğa ihtiyacı vardı kesinlikle. Elini uzattı ve buz gibi suyun tadını çıkardı. Ardından o buz gibi suyu eline doldurup büyük bir keyifle yüzüne çarptı. Çarpan her damla onu adeta açıyor, kendine getiriyordu. En sonunda uyuşukluğunun tamamı yok olunca lavabodan çıktı ve yüzünü kuruladı. Saate baktığında biraz geç kalmış olduğunu fark etti ve cebine asasını aldı ve dışarı çıktı.

Merdivenlerden inerken kafasında alacağı görevlerle ilgili adeta senaryo kuruyordu. Sanki iksir konusunu eline alacağı daha önce söylenmiş gibi araştırabileceği iksirleri düşünüyordu. Ne olabilirdi? Bunu kendine söyler söylemez içinden güldü, bir iksir söz konusu olduğunda ´ne olabilir´ sorusunun pek anlamı yoktu. Yanından geçtiği portreler yine kendi hallerinde koşturuyorlardı ama hiç aldırmamıştı buna. Başka bir yere gitmekle meşguldü, ama ayaklarının onu nereye götürdüğünün farkında değildi. Yedinci kata değil, sanki okulda boş boş dolaşıyordu. Ancak o bunu pek fark etmemiş adımlarla yürüyordu. Birden Hogwarts kapısının karşısına gelince nereye gittiğinin ya da ´gitmediğinin´ farkına vardı ve dönmek için hazırlandı. Tam dönecekti ki o anda karşısında Celia’yı gördü ve rahatlamış bir ifadeye benzeyen bir şekilde gülümsedi.
”Elbette, gidelim” dedi ve zaten yanında olan Kyros, Artemis ve Clarie’ye bir selam verdikten sonra koşarak diğerlerini bulmaya çalışan Celia’nın arkasına takıldı. Kısa sürede Sofianne ile Charles’ında karşılarına çıkması onda bir memnuniyet ifadesi yaratmıştı. Şimdi kalan tek kişi Marvin’di ancak Oreon onun çoktan oraya gittiğini düşünüyordu. Belli ki Celia’da aynı fikirde olacak, İhtiyaç Odası’na yöneldiler ve yedi katın sonunda oraya ulaştılar. Oreon burayı duymuştu ama daha önce girmemişti. Heyecanlı değildi kesinlikle, zaten çok az şey onun heyecanını depreştirebilirdi. Celia kapıyı açtı ve ard arda içeri girdiler. Oreon kayıtsız bir onaylamayla büyük odayı incelerken konuştu.

”Herkese merhaba”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/oreon-ga
Achille Matteo D'Aloise

BüyücüBüyücü
Achille Matteo D'Aloise



Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Sfenks

Görev Dağılımı. Empty
MesajKonu: Geri: Görev Dağılımı.   Görev Dağılımı. EmptyPaz Şub. 22, 2009 2:29 pm

Kulüp üyelerinin gelmesini bekleyen sabırsız bedeninin yorgunluğu, vücut diline yansıyordu. İçkisini yudumlayan dudaklarının hafifçe aralanması, elinin ağır bir şekilde kadehi kaldırması ve göz kapaklarının zorlukla açılması, dikkatli bir göz tarafından farkedilebilirdi. Ne var ki, onu farkedecek bir çift göz henüz odaya gelmemişti. Gürültü ile ortaya çıkmış kapıya baktı. 'İşte başlıyor.' diye düşündü. Kulüp üyeleri geliyordu. Elinde bulunan kadehi hafifçe sarsıyordu, içinde kalan azıcık viskiyi de karıştırıyordu. Zümrüt yeşili koltuğuna yayılmış bedenini doğrulttu ve kadehi yanındaki sehpanın üzerine bıraktı. Claire'nin, ilk gelen kişi sıfatına sahip olduğunu gördü. Kısa bir süre kıza baktıktan sonra, yüzüne bir gülümseme yerleştirdi. ''Merhaba Achille'' demişti, kendisi ile aynı dönem ve aynı binada bulunan kız. Ayağa kalktı yavaşça. Oluşan kapının, Achille'e göre sol tarafında bulunan masaya doğru ilerledi. Böylece Claire'ye de yakın bir yerde bulunuyordu. Yüzündeki gülümsemesini silmeden, sıcak bir şekilde "Sana da Claire." dedi. Claire ile o kadar takıldığı söylenemezdi, zaten ortak bir şeyleri yoktu. Bu nedenle de, bu toplantıdaki ilk görünüm önemliydi. Ne fazla yakın, ne de fazla uzak. "Oturmaz mıydın?" dedi eli ile boş sandalyelerden birini işaret ederek. O sırada kapı kaybolduğu duvarların arasında yeniden belirmiş ve Uriel'in de onlara katıldığını farketmişti.

Uriel, okul müdürünün kardeşiydi. Ayrıca, yetenekli bir çocuktu. Kulübün, ileride açacağı sorunlar nedeniyle müdür ile iletişimi sağlayacaktı. Achille, gözlerinin uzun süre çocuğun üzerinde kaldığını hissetti ve az önceki gülümsemesini tekrar yüzüne yerleştirdi. "Merhaba Uriel. Göreceğin gibi, zamanınızı almamak ile uğraşıyorum." dedi ve oturmuş olan Claire'ye baktı. Ardından kurşun rengi gözlerini Claire'nin yüzünden çekerek, Uriel'e boş bir sandalye işaret etti ve masanın başında bulunan sandalyeye geçerek, sürahinin yanındaki boş kadehlerden birini alarak, içine sürahinin içinde bulunan viskiden az bir miktar koydu. Kadehi masaya yerleştirdi ve sandalyeyi çekerek oturdu. "Alkolik birisi olduğumu düşünmeyin. Düşünceleri toplamak için iyi geliyor." dedi gülümsemesini sürdürerek ve sürahiyi ortaya doğru itekledi. Misafirperver bir kişiliğe bürünmüştü. Fakat, gerçekte bundan çok uzak olduğunu kendisi de biliyordu. Ne var ki, bunu diğerlerinin bilmesine gerek yoktu. Onlar, arkadaşı olacak insanlardı ve iyi davranmalı, onlar ile uyum içerisinde olmalıydı. Ne de olsa, aynı amacı paylaşıyorlardı. İçkisini yudumlarken, Kapının tekrar gümbürtü ile ortaya çıktığını gördü. Artemis kapıdan içeri girmişti. Kızın bahane ile ortaya çıkması Achille'in hoşuna gitmese de bunu yüzüne yansıtmadı. Gülümsedi ve hafifçe başını sallayarak oturmasını işaret etti. Daha takım tamamlanmamıştı, fakat Celia'dan sonra gelenler toplantıyı kaçırmış sayılacaklardı.

Celia ile Oreon'un içeriye girdiğini gördü ve kadehini bırakarak, ayağa kalktı. Celia'ya yüzü ile hafif bir oturun işareti yaptıktan sonra, Oreon'a gülümseyerek baktı. Oreon hakkında pek bilgi sahibi olmasa da, Claire ile yakınlığını biliyordu. Kan bağı bu tür işlerde önemliydi, fakat bazen baş ağrıtacak seviyeye de gelebilirdi. Koruma dürtüsü, insana egemen olduğunda, insana egemen olan kişilerin başına işler açardı. Ellerini masaya koydu ve gülümseyerek, masaya oturmuş herkesin gözlerinin içine baktı. Merak, sıkıntı, heyecan, duygusuzluk, sorgulama. "Hoşgeldiniz arkadaşlar." dedi duygudan yoksun ses tonu ile. Ardından kısa bir süre bekledi ve dikkatlerin toplandığından emin olduktan sonra yeniden konuşmaya başladı. "Bugün burada toplanma sebebimizi zaten biliyorsunuz ve amacımızı da biliyorsunuz." Ellerini masadan çekti ve sandalyesinden kurtularak ayağa kalkarak, bir profesörün ders anlatması gibi bir tutuma büründü. "Büyü, içinde birçok gizemi barındıran eşsiz bir sanattır. Bildiğiniz gibi birçok dalı vardır. Bu nedenle de, amacımızı tek bir nokta üzerinden toplamaktansa, birçok dala yaymayı uygun buldum." Arkadaşlarının yüzlerine baktı. Herhangi bir itiraz belirtisi görmediğine memnundu, çünkü bunu düşündüğünü görev dağılımı adı altında yapacakları bu toplantının isminden anlamalılardı. Kadehinden bir yudum aldı ve yerine tekrar koydu.

Viskinin yakıcılığı, boğazının üzerindeki egemenliğinden vazgeçtiğinde yeniden konuşmaya başladı. "Ve aslında sizler de amacımız da, oldukça başarılı olabilecek kişilersiniz. Hepinizin ortak özelliği ne biliyor musunuz? Hiçbirinizin ortak özelliği bulunmaması. Tabi ki, görevlerde birlikte çalışacağınız kişiler olacak. Fakat, iki kişinin de aynı şeyi düşünebildiği bir göreve, o iki kişiyi atayacağım düşünülemez." Gülümseyerek, herkesin üzerinde bakışlarını gezdirdi. "Aklımda, dağıtılmış bir görev planı var. Fakat, tüm arkadaşlarımız burada olmadığı için, sadece burada bulunanların yapacağı araştırma bölümlerini söyleyeceğim. Uygun olmayan varsa, tavsiyelerini dinlemeye hazırım." dedi gülümseyerek.
Elini cebine attı ve katlanmış bir parşömeni, cebinden çıkardı. Masanın üzerine yaydı ve okumaya başladı.

"Artemis ve Uriel." İkilinin yüzündeki hoşnut ifade Achille'in bir an gözünden kaçmasa da,
bunu belli etmedi. "Eski yazıtların, amacımız hakkındaki yararını araştırmanızı istiyorum. Yani, gideceksiniz. Birtakım tabletler, parşömenler ve bunun gibi şeyler bulacaksınız. Sonra da onları birbirine bağlayıp, amacımıza yönelik ipuçları elde etmemizi sağlayacaksınız." dedi ve yeniden onlara bakma gereği duymadı. "Claire ve Oreon. Sizin de genlerinizde bulunan yeteneği, ortaya çıkarmanızı istiyorum. Kim bilir, belki de ölümsüzlük iksiri adını vereceğimiz bir iksir oluşturabilirsiniz." dedi ve sorgulayan gözler ile onlara baktı. Ardından Celia'ya dönerek, "Celia, sen ve ben ise, ölümsüzlüğe sahip olmuşlar hakkında araştırma yapacağız." dedi ve soru sormaması için ona, kısa bir süre baktı. Aslında, kendisi farklı bir şey üzerinde çalışacaktı. Fakat, Kyros'un toplantıya katılmamış olması, ellerini masaya koyduğu anda bu fikri kafasına yerleştirmişti. O gözlerden uzak olmayı istiyordu. Böylece, sonuca ulaşacak ve arkadaşları ile bu sırrı paylaşarak, ölümsüz toplumun yaratılışında rol oynayacaklardı. Ardından unutmuş gibi davrandığı Sofianne ve Charles hakkında da Celia'ya, "Sofianne ve Charles'a, onlara henüz bir görev vermediğimi söylersin." dedi. Ufak yalanlar, arkadaşları için önemliydi. Daha ilk günden bunu istemezdi, fakat onların araştıracağı nesneleri bulmalarını sağlamak ve başarılı olabileceklerine inandırmak, Sofianne ve Charles'ın göreviydi. Kadehinden bir yudum daha aldı ve parşömeni katlayarak yerine oturdu. "Sanırım, siz bunu kendinize uygun olup olmadığını düşünürken, bir kadeh Scotch viskiye hayır demezsiniz." dedi gülümseyerek.

Sandığından sıcak davranabiliyordu. Kafalarda soru işareti kalmayacağını düşünüyordu. Tabi, karşısında ufak bir zihinbendar yoksa. Kadehindeki son yudumu da içti. Celia'nın durgunluğundan, merakını hissedebiliyordu. Ona karşı göz kıptı ve diğerlerine bakarak gülümsedi. Temeller atılmak üzereydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Görev Dağılımı.

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-