AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Düello

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4  Sonraki
YazarMesaj
Adonis Liona

GezginGezgin
Adonis Liona



Mücadele Tarafı : Dark Spirit
Rp Sevgilisi : Yılmaz Morgül.
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Ölürüm hasretinle. Bekle beni *-*.

Düello - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Düello   Düello - Sayfa 2 EmptyPaz Şub. 08, 2009 7:02 pm

[i]Uzun bir bekleyişin ardından sonunda şatodan Carmina ile ayrılarak yasak ormana gelmişlerdi. Eista Ilina onları bekliyordu bile. Gerçekten çok etkileyici bir kadındı. Onun gibi olmak için nelerini vermezdi ki... O kadar güçlü ce güzel ayrıca zeki. Belki ileride himayesine geçmek için ona yalvarabilirdi. Carmina gibi vaftiz annesi olmasını gerçekten isterdi. Onu sevdiğini biliyordu ama şu an için daha farklı şeyler düşünmeliydi. Bu gece olacakları Eista Carmina ya anlatmış o da Artemis'e anlatmıştı. Bugün orada karanlık Lord'un olacağı doğru olmalıydı. Gerçekten tüyler ürperticiydi. Eista ve Carmina ile yürüyorlardı. Artemis olacaklara kendini çoktan hazırlamıştı. Korkmuyordu da. Profesör Dixie 'yi oldum olası sevmezdi zaten. Ölüm yiyen olduğunu biliyordu ama tavırları, kişiliği. Düşündürücüydü. Bu düşüncerlinin altında Bitkibilim dersini sevmemesi de yatıyordu. Gerçekten de öyleydi.

Yol boyunca neden kimsenin konuşmadığına bir anlam veremiyordu ama ortamı bozmamak adına o da çenesini tutmaya çalışıyordu. Halbuki o kadar çok soracak sorusu vardı ki. Neler olacağını oraya varınca göreceklerdi. Asasını cebine koymuş arada bir yokluyordu. Onunla oyalanmayı tercih etmişti. Ara sıra Carmina'nın endişeli ve pusulu yüzüne, kızıl saçlarına bakıyordu. Herzaman ki gibi sessiz ve içtendi. Bunun neye işaret olduğunu bilmiyordu. Eista aralıklarla arkasına dönüyor kızları yokluyordu. Kaybolmalarınadn korkuyor gibiydi. Daha sonra uzun sesslizliği o muhteşem, etkileyici sesi bozdu.


’ Buradaki çalılıkların arasından geçeceğiz, hızlı yürümeye özen gösterin, bitkilere dikkat edin ve arkamdan ayrılmayın’’.

Artemis tamam anlamında başını salladı ve dikenli bitkilere dikkat ederek yürümeye devam etti. Carmina'nın kolundan tutmuş ona da yardım ediyordu. Dikenli bitkileri ve ıslak toprağı geçtikten sonra mağara'nın girişine gelmişlerdi. Eista asasıyla yüzlerini gizlemek adına birşeyler yaptı. Bu bir tür maskeydi. İşte o an kalbi yerinden çıkacak gibi oldu. Belli olmuştu. İçeride gizli birşeyler olacaktı. Düello gibi diye geçirdi içinden. Yüzünde anlamsız bir tebessüm oluşmuştu. İyice merak ediyordu. Daha sonra Eista etrafına bakınmaya başladı. Birilerini arıyor gibiydi. Artemis de aynı şekilde Eista yı taklit ederek bakınıyor gibi yaptı ancak kimseler yoktu gerçekten de. Daha sonra bir sonuç alamayacaklarını anladığında Eista tekrar söze girdi.

''İçeri girdiğimizde Lord ve Lesse içeride olacak. Sizden beklediğim kendinize güveniyor olmanız ve korkmamanız. İçeride bizler olacağız ve size bir zarar gelmeyecek. Sizden tek istediğim Lord, Eragon ve benim dediklerimi yapmanız. Verilen emirlere karşılıksız ithaat edeceksiniz. Size güveniyorum’’

Kuşkuları birden daha da artar gibi olmuştu ama Eista güvende olacaklarını söylemişti. O yüzden kuşkularıa biraz olsun elveda demenin vakti olduğunu farkına vardı. Bir süre orada bekledikten sonra içeri girdiler. Carmina ile birlikte bekliyorlardı. Eista ise içeride Lord ve Dixie yi gözetliyordu. Daha sonra gelmemiz için işaret verdi ve Diğerleri ile birlikte Lord'un huzuruna çıkmıştık.
Bir süre sonra Lord konuşmaya başladı. Dixie nin bir hain olduğunu ve ölmesi gerektiğini söyledi. Artemis bu sözler karşısında büyümüş olan gözlerine engel olamadı. Faltaşı gibi açılmışlardı. Cebindeki asasını çıkardı ve

'' Incarcerous'' dedi sessizce. Çıkan kalın iplerin onu boğmasını izlemek heyecan verici olackatı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Arisha Darya Fedor

GezginGezgin
Arisha Darya Fedor



Mücadele Tarafı : *

Düello - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Düello   Düello - Sayfa 2 EmptyPaz Şub. 08, 2009 9:57 pm

Bacaklarının uyuştuğunu hissediyordu. Cisimlenirken kesilen soluğunu düzenlemeye çalışıyordu. Nefes alışverişlerinin düzensizliğinin nedeni cisimlenme mi, yaya olarak gittikleri yol mu, yoksa Lord'un karşısında olmanın verdiği korku ve heyecan karışımı duygu muydu, bilmiyordu. Korkmadığını söyleyemezdi hani. Gergin ve heyecanlıydı aynı zamanda. Hangisi daha yoğundu, kestiremiyordu. Hissettiği her neyse, bunu belli etmeye niyeti yoktu. Gecenin başında, Yasak Orman'da onları karşılayan etkileyici kadının dediklerine uymalıydı. *Kendime güvenmeliyim, evet.* Yanındakilere baktı; yaşları birbirine yakın, yüzlerinde maskeler olan gençler... Hiçbirinde herhangi bir korku belirtisi yoktu. Kontrollü ve ne yaptığını biliyorlarmış gibi görünüyordu. Ya hepsi iyi birer oyuncuydu, ya da gerçekten rahattılar; tek korkak tavuk Arisha'ydı. Belki de burada olmayı haketmiyordu. *Hayır, saçmalama.* Tabii ki burada olmayı hakediyordu.* Böylesine saçma sapan düşüncelere kapıldığı için kendinden utandı. O, gelecek vaad ediyordu. Mükemmel bir Ölüm Yiyen olacaktı. Sadece şimdilik ne yapacağını bilmiyordu.

Etrafına baktı. Bir işaret veya heraketlenme bekliyordu. Yapılanlara, verilen emirlere göre gerekeni yapacaktı. Çok geçmeden beklenen heraketlenme oldu. Lord, altı genci çağırdı. Herkes referans yaparken, Arisha da onlara uyması gerektiğini düşündü. Beceriksizce yapılan saygı gösterisinden sonra yeşil gözleri, karşısındaki adamda sabitlendi. Bu, Profesör Dixie'ydi. Arisha'nın ağzı heyretle açılıp kapandı. Şaşkınlığını gizleyemeyen genç kız, yüzünde maske olduğu için şükretti. Dixie, "hain" olarak tanımlanmak için ne gibi bir yanlış yapmıştı acaba? Her ne yaptıysa, cezasını alması gerektiği açıkça belirtilmiş. Arisha ve diğerlerine de Karanlık Lord'un emirlerine uymaktan başka bir şey düşmüyordu. Zaten bu adamı hiçbir zaman sevmemişti. *Iım... Eğlenceli olacağa benziyor.* Dudakları hareketlendi, rahatladığının habercisi gülümsemesi yüzünde yerini aldı.


Lord'un emri üzerine herkesin ağzından büyülü sözler fırlamaya başladı. Etraf, büyülerin etkileriyle toz dumana karışmıştı. Birkaç yasak lanet kulağına çalındı. *Vay canına... Bunu yapabileceğimizi bilmiyordum.* Küçük bir çocuk gibi safça düşündüklerine inanamadı. Terli ellerini asasına götürdü. Hangi büyüyü yapması gerektiğini düşündü. Neden kimse o iki kelimeyi söylememişti? Avada Kedavra... Büyü başarılı olursa amaçlanan gerçekleşmiş, lanet herifin işi bitmiş olacaktı. Anlaşılan herkesin eğlence günüydü. Arisha, işi fazla uzatmayı sevmezdi ama hemen bitirmek de ona düşmezdi. Sıkı sıkıya kavradığı asasını, orkestra şefi edasıyla sallayıp büyülü sözleri söyledi.

"Levicorpus"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/arisha-d
Ilmari Eljas Rosberg

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Ilmari Eljas Rosberg



Mücadele Tarafı : Yok böyle bir şey
Kan Durumu : Safkan

Düello - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Düello   Düello - Sayfa 2 EmptyPerş. Şub. 12, 2009 10:43 pm

Bir tuzağın kurbanı olmuştu Lesse. Kendisine gelen mektbu aldığı zaman hiç aklına böyle bir kumpas gelmemişti. Karanlık taşların arasında; çevresi sarılmış bir şekilde duruyordu. Tam olarak öldürmek için gelenlerin sayısını belirlemesi kolay olmamıştı. Bir süre çevresine bakındı ve düşmanlarının yüzlerini görmese de soyadlarından tanımayı başardı. Toplam dokuz kişiden oluşan bu infaz ekibinde bulunan ölümyiyenlerinin çoğunu tahmin ediyordu. *Dokuza karşı bir.* İmkansız düellonun acımasızlığı, düşüncelerine de yansımıştı. Yavaşça yerinden doğrulmuş ve ölümü yakınlaşırken dik durmayı tercih etmişti. Bu lanetli kayaların oluşturdu ve kutsallığın simgesi olan yılan resimleriyle süslenmiş mağara kendisine mezar olacaktı belkide. İşte bu en berbat mezarlık içinde ruhunu kaybederken, dik ve cesur görünmek istemişti. Boğucu bir serinlik esmeye başlamış ve ölümün o korkutucu pençeleri görünmeye başlamıştı gölgeler arasında. Herkesin korktuğu o dakikalar kendisine erken gelmişti; yalnız öleceği gerçeğini de yüzüne vurarak. Her tehlikede yanında olan ve asla ihanet etmeyen dostu da yoktu. Siyah panteriyle her zorluktan kurtulmayı başarmışlardı bugüne kadar. Düşününce onu yanında getirmediğine sevindi. Onun sonu kendisi gibi olmayacaktı çünkü. Gözleri karmaşık duygular yaşarken, eski efendisinin üstüne dikti. Sonrasında ise karanlığa karşı kapadı gözlerini.

Belki son kez olmak üzere gözlerini acımasız dünyaya açmıştı tekrar. Ancak o karanlık ve rutubetli yer yok olmuş; yerini yer altında olduğu anlaşan bir kütüphane almıştı. Silik ve hayalimsi bu görüntü, geçmişlerden kalan bir anısıydı sadece. Büyük, engin bir kütüphane izlenimi vardı; buran buram eski kitap kokusu sinirlere kadar ulaşıyordu; ortasında ise büyük bir alan vardı. Sanki düellolar için hazırlanmış, özel bir salondaydı. İngiltere'den ayrı olan ve gelişmiş bir büyü alanına sahip olan İskoçya'nın derinliklerindeydi. Bir dost gibi olan Miguel ile yaptığı ufak çaplı gezilerinden biriydi sadece. Ancak hepsinden daha büyük bir anlam taşımaktaydı kendisi adına. Gelişiminde katkısı olan ve çoğu gizemli büyüleri öğrenmesini sağlayan bir kitap cenneti bulmuştu bu yapının içinde. Hafif bir toz bulutuyla yoğurulmuş olan havası ve sessizliği ile Lesse'ye bir okuldan daha çok faydası dokunmuştu. Gözleri önünde oluşan görüntü silik bir şekilde canlanmaya devam ederken, içinden bir ses oraya geri dönme arzusunu canlandırıyor ve Lesse'yi kendine çekiyordu. Bir çırak olduğu dönemlerdi o zamanlar sadece ve çok acı çekmişti geceler boyunca. Neredeyse bir buçuk ay kaldığı ve bu süre zarfında hiç gün ışığı göremedi bu karargahta durmaksızın çalışmak zorunda kalmış; sonunda ise kendine güvenecek kadar bilgiye ve güce sahip olmuştu.

Gözlerinde oluşan bu manzaraya biraz daha yoğunlaşmaya çalıştı ve silik halde karşısında bir silüet oluştuğunu fark etti.
"Ustam." kelimesi ağzından dökülmüş ve bu söz üzerine karşısındaki kişi biraz daha yakınlaşmıştı. Miguel sade bir cüppe ile karşısında duruyordu; yüzüne yayılmış bir gülümseme ile emin bakışlar atmaktaydı. Sessiz gözler sanki bu iki büyücüyü gözetliyor ve heyecanlı anların başlamasını bekliyordu. İşte o zaman olacakları hatırlamıştı Lesse. Öğrendiği büyüler ve çektiği acılar tek tek aklına gelmiş; hatta acıları tekrardan hissetmişti. Tam bu sırada kadifemsi bir ses, sakin sakin konuşmaya başlamıştı. Ustası saygınlık çerçevesi içinde takındığı bilgili davranışlarıyla dersine başlamıştı. "Evet Lesse. Sanırım bir buçuk ay oldu ve biz durmak bilmeden çalıştık seninle. Büyük zorluklar yaşayıp, büyük acılar çektin." Duraksayıp sol gözünden boynuna doğru inen yaraya soğukkanlılıkla baktı. Boynunu hafifçe sola yatırarak aynı soğuk ses tonuyla devam etti. "Ancak işte tüm çabalarının sonucunu alm zamanın.. Biliyorsun, geçmişten bu yana büyü sanatı oldukça gelişti. Ancak bu gelişme sırasında eskide kalan bazı savunma sanatındaki büyüler unutuldu. Savunma saanatı çok önemlidir Lesse.Ve bu sanattaki büyülü sözleri kadim bir güç içerir.. Ve büyü sanatların bu dalını, pek az büyü görmezden gelir." Sözlerini bitirdiğinde ellerini çözerek, gözlerini Lesse'nin üzerine diki. Sanki vermek istediği bir bilgi daha vardı. "Yitik Sanatlar'da daima sen varsındır. Ve bu büyüde çırak. Kendine güvenmelisin. Herşeyinle, büyüne destek vermelisin. Büyünle bir olmalısın ki, o seni tanısın, ve sana itaat etsin. Herşeyinle onunla birlikte olmalısın-" İşaret parmağıyla Lesse'nin kafasını göstererek. "Düşüncelerin,bedenin..-" Kollarını iki yana açtıktan sonra soğuk ses tonu sertleşti. "Damarlarında akan kanın sıcaklığını dahi, büyüye vermelisin." Duraksadı. Etraftaki silüetlerden ufak sesler duyuluyordu. Ustası kollarını tekrar birleştirdi ve, "Sen o, o da sen olmalı.." Sonunda tüm bilgileri vermişçesine sustu. Ellerini sakin bir şekilde çırpmış; aniden çevrelerini beyaz cüppeli büyücüler sarmıştı. Bu gizli tarikatın en iyi savaşçıları asalarını çekmişlerdi. Lesse bu kalabalık savaşçılara baktı ve sadece gülümsedi. Uzun zamandan beri bu büyü üzerine çalışmı ve artık kendine güveni sağlam hale gelmişti. Büyücülerin asalarından çıkan büyüler üstüne gelirken soğukkanlı şekilde durdu ve asasını yönelti sadece. "Protego Horribilis" Büyülü söz ağzından çıktığı gibi asasının titreştiğini hissetmişti. Yoğun bir güç akımı ile mavi ışık hüzmeleri hızlıca asasından çıkıp bir hat kurmuştu bedeninin üstünde. Gelen tüm büyülerin gücünü emen; saydam ve bir süre parlak kalan bir hattı bu. Lesse üstüne gelen sayısız büyülerin yokoluşunu rahat ve alaylı bir ifadeyle izliyordu sadece. Sonunda milyon kere denediği büyüyü başarmıştı.

Işık hüzmeleri söndüğünde karşısında savaşçılar ve onların ustaları -daha yaşlı kişiler- duruyordu. Hepsinin yüzünden akan yüce bir bilgi vardı. İskoçya'nın derinliklerinde bulunan ve neredeyse gizem altında kalmış bir tarikatın hocalarıydı onlar. Buraya yıllarını vermiş ve normal yaşamın ne olduğunu çoktan unutmuşlardı. Unutulmuş, tehlikeli ve hayat kurtaran büyülerle uğraşıyor; büyünün gücünü araştırıyorlardı uzun yıllardan beri. Söylentilere göre çoğu büyü ustası burada eğitim görmüş ve bu adamların önünde diz çökmüştü. Hatta okulunu bitirip bir süre kayıplara karışan Lord Voldemort'un bile burada eğitim görmüş olduğu söylenmekteydi. Ancak bu söylentinin gerçeğini öğrenmek asla mümkün olmuyordu. Çünkü burada bulunan hocalar, asla bu sorulara cevap vermiyorlardı. Onlar sadece ama sadece Lesse gibi çırakları yetiştiriyor; zor durumlardan nasıl kurtulacaklarını gösteriyorlardı.


Yavaş yavaş bu güzel manzaralar kaybolmuş; yerini düzensiz yapısı ile mağara almıştı. Eski görünümünü ve korkunçluğunu hala koruyordu buras. Karşısında hala öldürme arzusu ile yanan düşmanları vardı. Kendilerini basit hareketlere bırakarak, korkak gibi sarmışlardı Lesse'nin etrafını. Karanlık Lord rütbesine erişmiş olan kişi, zavallı uşaklarını üstüne salmıştı. Fiziksel yapılarından yeni yetme çağında oldukları belli olan ve güçleri çok fazla olamayacak zavallılardı onlar sadece. Belli oluyorduki Lesse'yi çok küçümsemişlerdi. Başta onların düşüncelerine kendisi de sahipti aslında. Fazla sayıda olan düşmanıyla savaşamayacağını düşünüyordu. Ancak bu korku ve güvensiz anlar kısa sürmüştü. Lesse o içindeki ürpermeden kurtulmuştu sonunda.
"Beni hep küçümsedin. Daha öğrenci olduğumuz yıllardan beri. Ancak beni hain bir uşak olarak görüyorsan, hala beni tanıyamamışsın demektir. Evet... Belki bir Lord oldun. Ancak Lord Voldemort'un asaletine asla sahip olamazsın David. Çevrene bir bak. Müttefiklerine bak. Sadece yeni yetme çağında olan çocuklar." Soğuk sesi hiç duygu barındırmadan çınlamıştı mağaranın içinde. Duvarları dondurup, ufalarcasına soğuk ve acımasızdı. Yüzünde bulunan ifadeler kaybolmuş ve karşısında duran kişileri algılamıyormuşçasına bir ifadeye bürünmüştü. Sadece ama sadece, gözlerinde parıldayan cehennemin ateşleri bir duygu olarak nitelendirilebilirdi. Karşısında duran yüzlerin aldığı ifadeyi göremiyor ama aşağı yukarı tahmin edebiliyordu. Belki sinirlenmiş, belki hiç ciddiye almamışlardı bile. Ancak ikinci seçeneği yapmak en büyük hatalarından biri olabilirdi.

Gözleri sabit bir şekilde üstlerine dikildi. Dimdik karşılarında duruyor ve sol elindeki asasını sıkıca tutuyordu. Hazırdı ve ustasının söylediklerini net bir şekilde hatırlıyordu. Kendisine güveniyor ve büyüyü tüm bedeni,ruhu, düşüncesi ve kanıyla hissediyordu. Çok fazla acıyla başarmıştı bu büyüyü. Şimdi zor bir anında tekrar başaracak ve özgürlüğüne kavuşacaktı. Derin bir soluk alarak yoğunlaştı; büyüsü ile bir oldu.
"Protego Horribilis" Eski sözler tekrar ağzından çıkmıştı fısıltı gibi. Asası bir güç ile sarsılmış; olacakları tahmin etmeye başlamıştı. Eğer kendine olan güven ve hissetme açışında başarılı olmuş ise; mavi ışık hüzmeleri çıkacak; bedenini saracak bir şekilde, mavi bir hat oluşturacaklardı. Saydam ve mavi renkli bir koruma alanı oluşmalıydı. Bu alan birkaç saniye çok büyük bir parlaklığa sahip olup, daha sonrasında saydamlaşmalı ve yoğun bir hat haline gelmeliydi. Kendisine yollanan büyüleri engelleyecek büyük ve yoğun bir hat...Lesse büyüyü başarılı bir şekilde uyguladığını umuyor ve yavaş adımlarla çıkışa doğru ilerilyordu. Sanki ensesine çarpan soğuk havayı hissetmeye başlamış ve bu hissin rahatlığı, yüzüne bir gülümseme şeklinde yansımıştı. Bu ilk kez gördükleri büyü karşısında şaşırmış ölümyiyenleri ve David'i seçebiliyordu. Yüzüne sonunda bir gülümseme yayıldı. "Ne o David... Yoksa geçmişte kalan koruma büyülerini yeterince öğrenme şansın olmadı mı? Alaylı ses tonuyla sözler ağzından çıkmış ve çıkışa doğru biraz daha ilerlemişti. Tek yapması gereken mağaranın korumasından kurtulmaktı. O zaman onu engelleyecek bir güç kalmayacaktı....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/ilmari-eljas-ros
Paula Lilith Silimauré

Uluslararası Büyücüler Konfederasyonu LideriUluslararası Büyücüler Konfederasyonu Lideri
Paula Lilith Silimauré



Mücadele Tarafı : Silimauré.
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Anka.

Düello - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Düello   Düello - Sayfa 2 EmptyCuma Şub. 13, 2009 1:50 pm

Dungeon Master:

- David Kevin O’Connor: 19
- Eragon James O’Learnot: 3
- Eista Iliana Scouxé: 6
- Mette Jane Mortenser: 16
- Edward Ryan Carrow: 13
- Christopher Bill O'Connor: 14
- Carmina Loretta Valantina: 7
- Artemis Deitra Lasius: 19
- Arisha Darya Fedor: 2
- Lesse J. Dixie: 18


Eragon’un yapmaya çalıştığı lanet asadan çıkmak üzereyken, tuhaf bir şey oluveriyor. Adamın asasının ucunda bir kıvılcım patlak veriyor, bir an sonra sönüyor. Eista’nın hırçınlığı işe yaramamış görünüyor, asasından çıkan yılanın boyu bir parmak bile etmiyor! Gerçekten görülmedik bir şey! Carmina ise, böylesine güç olduğunu düşündüğü bir durumun etkisinden olacak, asasını yere düşürüyor! Terli elleri, Arisha’yı başarısızlığa götürüyor! Büyüsünü yapmak üzereyken asasının üzerindeki kontrolünü yitiriyor, böylece cılız bir ışın, mağaranın kalın duvarlarından birine isabet ediyor ve mağaranın içerisinde küçük bir patlama meydana geliyor!

Karanlık Lord’un, Mette’nin ve Artemis’in lanetleri ise başarılı bir sonuç veriyor. Birleşen üç ışın, tamamen savunmasız bırakıldığı düşünülen adamın üzerine ilerlerken; ortamdakilerin beklemedikleri bir şey oluyor. Lesse amacına ulaşıyor ve vücudunun her santimini kapsayan, saydam ve mavi bir kalkan oluşturmayı başarıyor! Savunma kalkanının etkisi ile yollanan büyüler, kalkana çarptığı gibi ters tepiyor. Crucio laneti mağaranın kalın duvarlarının bir köşesine, Arisha’nın büyüsünün isabet ettiği yerin biraz üzerine çarparken[6], bacakları dans ettirmeye yarayan uğursuzluk büyüsü, sahibini buluyor. Beklenmedik bir şekilde, Mette’nin ayakları, kontrolü dışında hareket etmeye başlıyor[17]. İncarcerous büyüsü ise, güçsüz düşmüş ışın kümeleri hâlinde, tabanda son buluyor [3]. Herhangi bir kimse yara almış değil, düello devam ediyor!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/paula-lilith-sil
David Kevin O'Connor

BannedBanned



Mücadele Tarafı : Karanlık
Kan Durumu : Safkan

Düello - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Düello   Düello - Sayfa 2 EmptyPaz Şub. 15, 2009 9:16 pm

Lesse’nin ölüm korkusuyla söylediği sözler, Lord’u güldürdü. Cevap olarak ona, şunları söylemişti. “Lesse, Lesse, Lesse. Beni güldürüyorsun. Bu mağara sana mezar olacakken neden kendini kahramanca ölmüş olarak göstermeye çalışıyorsun? Ben nasıl olsa senin ölümünü bir ödleğin ölümü olarak yayınlatacağım.” Tiz kahkahası, mağara boyunca yankılanmıştı. Hız kesmeden ve ciddileşerek devam etti. “Seni öğrenciyken küçümsedim, evet. Küçümsenecek hâldeydin Lesse, hiçbir şey değildin. Birçok şeyini bana borçlusun. Ben yanında olup seninle arkadaşlık etmeseydim, hâle o sefilliğini sürdürür olurdun! Şu yaptığına bak bir de! Lord Voldemort kadar güçlü değilim; evet, bunu biliyorum. Ancak olacağım Lesse, onu geri getirdiğimde olacağım! Sen bugünleri göremeyecek, çoktan mezara girmiş olacaksın!” Kırmızıya çalan gözleri, Lesse’nin gözlerinden bir kez bile ayrılmadan, kırpılmadan, göz temasını bozmadan, devam etti. “Bu yeni yetme dediğin çocuklar, az sonra senin ölümünde büyük bir rol oynayacak.” Tiz kahkahası, bir kez daha mağara boyunca yankılandı.

Lanetlerin tümü birleşip Lesse’nin üzerine ilerliyordu. Lesse, kendini acındırmayarak dik durmaya çalışıyordu. Başarılı bir kalkan büyüsünün ardından lanetlerin birkaçı onu delmesi gerekirken isyan edip yolundan sapmıştı. *Bu, olamaz! Benim lanetim tepmemeliydi!* Lesse’nin çocukça lafına karşılık verip yandaşlarını uyardı. “Aptal! Senin bilip benim bilmediğim büyü var mı sanıyorsun? Sefilsin Lesse, hâle sürdürüyorsun bunu!” Gözlerini Lesse’den ayırmayarak yandaşlarına seslendi. “Arisha, Carmina, Mette! Mağaranın girişini kapatmak için kayaları, mağara tepesinden bulabilirsiniz. Giriş uzakta ama ne olur ne olmaz. Christopher, Edward, Artemis! Bunun büyüsünü engellemenizi istiyorum! Eista ve Eragon! Benim yaptığım laneti uygulayacaksınız!” Asasını ileriye tuttu ve o üç kelimeden oluşan, çok büyük bir ateş topu yaratan ve yüksek ihtimalle rakibini direkt öldürecek olan lanetin sözlerini haykırdı. “Yuspar Avorus Maxima!”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/david-ke
Arisha Darya Fedor

GezginGezgin
Arisha Darya Fedor



Mücadele Tarafı : *

Düello - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Düello   Düello - Sayfa 2 EmptyPtsi Şub. 16, 2009 12:22 am

"...Belki bir Lord oldun. Ancak Lord Voldemort'un asaletine asla sahip olamazsın David. Çevrene bir bak. Müttefiklerine bak. Sadece yeni yetme çağında olan çocuklar."

Konuşmalar duyuyor ama ne dendiğini anlamıyor, umursamıyordu. Garip bir büyüyle, dokuz kişinin birden üstüne yolladığı büyülerden kurtulan, şanslı adamın önceki sözleri kulaklarında yankılanıyordu. Sadece yeni yetme çağında olan bir çocuk, olarak nitelendirilmişti ha? Bu sözler Arisha'da önce sinirlenme yaratmış, kendine hakim olmak için dişlerini sıkmasına neden olmuştu. Ancak yeni yeni anlıyordu ki, Lord'un karşısında güçlü gibi görünmeye çalışan adamın tek iyi yönü çenesiydi. Evet, o iyi bir laf cambazıydı. Doğru kelimeleri seçerek saldırıyordu. Böylece rakibine psikolojik baskı uyguluyordu. Lord'un söyledikleri kulağına çalındı. Lesse, laf ebeliğini de Karanlık Lord'dan öğrenmiş olmalıydı. Arisha'nın yüzünde, maskesinin ardında bir gülümseme belirdi. Birazdan ölecek adama acıyordu. Çünkü bu bir düelloydu, laf dalaşı değil. Nitekim, kelimelerin yetmediği durumlar da mevcuttu.

Gelen emirle kendine geldi. Artık hissetmesi gereken hiçbir duygu olmaması gerektiğini kavramıştı. Heyecan, panik, korku, hırs... Bunlardan herhangi biri bile hata yapmasına neden olabilirdi. Belki biraz hırsa sahip olmalıydı ama öldürme hırsına. Kendini kanıtlamaya çalışmak yerine, ortak amaca yönelmeliydi. Pekâlâ, yapması gereken tek şey hedefi tutturmaktı. Mağaranın girişine doğru, tavana yaptığı büyüyle adamın kaçması engellenmiş olacaktı. Çok fazla zaman kaybetmeden hedefini aldı ve "Bombarda Maxima." diye haykırdı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/arisha-d
Christopher Bill O'Connor

BannedBanned



Mücadele Tarafı : Death Eaters
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Unicorn

Düello - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Düello   Düello - Sayfa 2 EmptyPtsi Şub. 16, 2009 5:48 pm

Yaptığı ilk Affedilmez Laneti’n geri tepmesine şaşmayan Christopher, soğukkanlılıkla profesörünün yarattığı kalkanın gücü gözlemledi. Abisinin lanetini de mi haklamıştı? Bu imkânsızdı! Lord’un Lesse’ye verdiği cevapları dinlemeye koyuldu ve ardından ona verilen emri yerine getirmek için asasını dikleştirdi. Sadece düellolarda kullanılan bir büyüyü uygulayacaktı. Rakibin büyüsünü engelleyecekti. Kendine güvenir şekilde asasını profesöre uzattı ve Lord’un ardından haykırdı. “Mimblewimble!”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Silje Thuridsen

GezginGezgin



Mücadele Tarafı : ~

Düello - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Düello   Düello - Sayfa 2 EmptyPtsi Şub. 16, 2009 6:47 pm

Asaletini korumayı konuşarak başarmaya çalışan profesör, Dark Lord'un sözleri altında ezilirken, Lord, herkese bir emir vermişti. Herkesin yapacağı büyüyü dolaylı yoldan söylemişti. Mutlak bir itaatle Lord'un emirlerini uyup Arisha'yı taklit etti. Mağara girişine olabildiğince yakın - gerçi giriş görülmüyordu; ama o en uzağı deneyecekti- bir yere asasını tuttu. Büyülü sözler ağzından büyük bir zevkle akarken öldürme tutkusu, içinde kabardı. "Bombarda Maxima!"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Düello

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
2 sayfadaki 4 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4  Sonraki

 Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-