Birden arkasında duyduğu o tatlı güzel ses onu büyülemişti. Ona döndü ve " Hayır fazla bekletmedin bende geleli fazla olmadı. Tatilin nasıl geçti?" dedi. Çok güzel olmuştu. Yüzünde bir tebessüm oluşmuştu. Sonunda yalnız kalmışlardı her şeyi gözden geçirecek Boş ve uzun bir zaman. Yana gelmişlerdi oturup gölü seyretmeye başlamışlardı. O anda bile kafasındaki sayısız soru son bulmuş iyice rahatlamıştı. Bundan sonra bu sevgi asla yok olmuyacaktı. Yağmur hafif hafif üzerlerine düşüyordu. Cyborn Lizz'in elini tuttu. Kendi başına izlediği o Manzara Lizz'le beraber olunca daha güzel görünüyordu. Öyle olmasa bile içinde daha güzel bir duygu vardı. Onca soru artık susmuş sadece bu anıyı aklına kazıyordu. Artık sadece lizz'in konuşmasını bekliyordu. Kalbi heyecandan ve sevinçten küt küt çarpıyor. Ne olduğunu bilmediği his artık bir anlam kazanmıştı, Bu aşktı.

O güzel gözlerini onu çevirmişti. Onu çok seviyordu fakat kendi geleceklerini düşünüyordu. Nasıl bir son olcaktı onların Aşkı.

"Bende biraz heyecanlıyım belki bundan utanıyorumdur. Bilemiyorum"

dedi. Yağmur yavaş yavaş diniyordu. Onunla iken zaman nasıl geçiyordu bilmiyordu. Belki onda özel bir şey vardı. Aklına yine binlerce soru takılıyordu hemde daha öncekilerden daha fazlası. Onunlayken sorular pek bastırmasada sonra bu düşüncelerden kurtulamıyordu. Yağmur göle daha seyrek iniyordu. Yeniden Lizz'in yüzüne baktı ve onun cevabını bekledi. Artık onunlaydı ve onunla olucaktı bu sorların bir önemi olmamalıydı artık özellikle bu kadar şeyden sonra.

Eleanora o sözü söylediği zaman utanması az da olsa azalmıştı sanki. Ama kafası hala öbür taraftaydı. Kendi biraz toparladı ve ona doğru baktı. O sırada Cyborn da Eleanora'ya baktığı anda göz göze gelmişlerdi. Eleanora bir an gözünü başka bir tarafa çevirmek istemişti ama yapamamıştı. Nasıl olduğunu bilmediği bir çekim vardı aralarında. Cyborn da bir an durdu ve söze başladı. Bu sırada da Eleanora gözünü başka bir tarafa çevirdi.

" Bende biraz heyecanlıyım belki bundan utanıyorumdur. Bilemiyorum "

Cyborn da gerçekten çok heycanlı görünüyordu çünkü elleri zangır zangır titriyordu. Bu çok belli oluyordu. Ama ikisininde heycanlanmaması gerekiyordu. Çünkü bu çok doğal bir şeydi. Bundan utanmak çok saçma olabilirdi. Ama bunu kalbine anlatamıyordu malesef. Bir an duraksayarak göle bakıyordu. İkisinin yansıması görünüyordu. Birbirlerine bakıyorlardı. Çok romantik bir ortam olmuştu Eleanora için. Yağmur hafifleye başlamıştı. Bu sırada da güneş bulutların arasından onlara göz kırpıyor gibiydi. Ayağan üzerine doğru gelince bir an etraf gelge olmuştu. Eleanora onun elini tutmak istemişti ama bunu yapamazdı. Bir an elini çekince Cyborn kendini kötü hissetmişe benziyordu. Bir an Cyborn'a doğru yaklaştı. Tam elini eline uzatacaktı ki Cyborn kafasını kaldırarak Eleanora'ya bakınca bir an elini çekti. Eleanora kendini biraz toparlayıp sordu. Aslında bu soru çok saçma olacaktı ama konuyu değiştirmesi gerekiyordu.

" Kendini benim yanımda nasıl hissediyorsun? "

deyince onu neler diyeceğini merak ediyordu. Onu dinlemeye başladı.