- Su Sesleri -

Mitoloji

Myra hızlı adımlarla Mızmız Myrtle'in tuvaletine girdi ki şu an bu tuvaletin onun tuvaleti olduğunu idrak edebilecek kadar sakin değildi. Az önce boş sınıfların birinde bir Gryffindorlu ile sataşmıştı ve Gryffindorlunun fazlasıyla cart kırmızı mürekkebi onun cüppesinde patlamıştı! Myra'ya göre bu Gryffindorlu'lar hep aynıydı! Sinirlendiklerinde mutlaka ellerine geçen ilk şeyi fırlatırlardı.

Myra hala sesli sesli küfrederek önündeki musluğu açtı ama musluk daha açılmadan arkadaki tuvaletlerden gelen sus sesleriyle irkildi ve hızlıca arkasına döndü.. Birileri hem ağlıyor hem de sifonlarla oynuyor gibiydi? Myra o zaman nerde olduğunu anladı ve arkasından gelen sesleri takmayarak önünde akan suya cüppesini tuttu.. Hiç bir şey istediği gibi gitmemek de o kadar ısrarcıydı ki o gün, Myra o gün pek çok şeye nefret dolu gözlerle bakıyordu.

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.

Haftalardır iksir derslerinde malzeme dolabına gittiğinde bu iksir için malzeme topluyordu. Bu iksir sayesinde uzun süren pek çok karışıklığı çözebilecek ve sorularına cevap bulabilecekti. Ceplerinde gerekli malzemelerle, kazanını ve kepçeyi eline alıp, olağan şekilde Hogwarts koridorlarından geçip ikinci kata çıktı. Hevesle adımlarını hızlandırmıştı. Kimsenin içindeki hayalet yüzünden uğramadığı, hatta uğramaya çekindiği yere gidiyordu. Elinden geleni ardına koymayıp uzun süre malzeme topladığı bu iksiri yapmasını Mrytle bile engelleyemeyecekti. Üstü başı biraz ıslansa da buna değerdi.

Arkasına dönüp koridoru kontrol ederken bir yandan da sırtını kapıya dayamış, kapıyı ittiriyordu. Kimselerin olmayışına sevinmiş bir biçimde yüzündeki gülümseme ile içeri girdi. Başını çevirmesi ile ağzından '' Kahretsin! '' cümlesinin çıkması bir oldu. Slytherinli bir kız Mızmız Mrytle'ın olduğu yerde ne arardı ki? Kesin kötü bir amacı olmalıydı. Paula hafif alaya vurarak:

'' Kimden kaçıyordun da buraya saklandın bakalım? ''

Mitoloji

'' Kimden kaçıyordun da buraya saklandın bakalım? ''

dedi bir ses kapının civarından. Başını boynunu ağrıtacak kadar hızlı çeviren Myra gelenin kim olduğunu ilk başta anlayamasa da daha sonra Hufflepufflı'lar arasında sevilen ve adından çok bahsedilen Paula'nın tuvalete teşrif ettiğini anladı. Elinde pek de küçük sayılmayacak bir kazan tutuyordu ve cüppesinin ceplerinden bir takım malzemeler fışkırıyordu.

Myra içten içe tam zamanını bulduğunu düşündü ve gözlerini kıza dikerek pek de sert olmayan, en az Paula kadar alaylı bir ses tonuyla cevap verdi:

" Sen de herhalde mızıkçı hortlakla gün yapmak için burdasın "

dedi, gözlerini kızın yüzünden elindekilere kaydırırken.

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.

Paula elindeki kazan ve ceplerinden taşan malzemeler ile kapıdan girdiğinde Slytherinli kızı gördüğüne oldukça bozulmuştu. Bu büyük olasılık sürekli sorun çıkaran Slytherinli gelenekleri ile bozulacak bir deneyim olacaktı. Bu yüzden elindeki kazanı alıp geri çıkmaya yeltenirken, kızdan gelen bir cümle ile birden bire olduğu yerde kıkırdamaya başladı. Kızın kendisine bakıp bakmıyor olduğunu bile tam olarak bilmemesine rağmen bir türlü kıkırdamasını durduramıyordu. Oraya gelirken zaten yeterince sinirlenmiş ve gerilmiş olduğundan, bütün siniri o anda bozuluvermişti ve gülüşü kahkahaya döndüğünde elindeki kazanı da yere düşürdü. İki elini karnına dayamış Mızmız Mrytle ile gün yapma fikrini hayal ediyordu.

Klozetin üzerine bir vazoda çiçekler, iki tabak kurabiye, birkaç dilim kek, çatallar ve bıçaklar, ama tabi hepsi küçük klozet kapağının üzerine sığmadığından tepeleme dizilmiş...Karşısında sürekli sızlanan bir hayalet ve Paula'nın garip hali. Bu manzarayı her aklına getirişinde daha da yükselen kahkahaları, insanın midesini bulandıracak kadar tiz bir vızıldamayla bozulana dek devam etti. Hayalet saklandığı yerden çıkmış, neye güldüğünü anlamadığı Paula'ya bakıyordu. Birkaç olumsuz cümleden sonra, tekrar geldiği yere geri döndü arkasında fışkıran sular bırakarak.

Paula kendine gelip, yere düşürdüğü kazanı da eline aldı ve aslında laf sokmayı planladığı Slytherinliye dönüp:

'' İyi espiriydi, ben Paula. ''

Elindeki kazanın ağırlığı yüzünden bozulan dengesini sağlamak için yere oldukça sağlam basmaya gayret ediyordu. Daha sonra vazgeçerek kazanı yerine bıraktı. Şimdi mantıklı bişeyler söylemesi gerekiyordu. Aksi takdirde karşısında duran kız hakkında yanlış düşünecekti. Gelen zekice espirisinden sonra, onunla tartışmayı aklından çıkaran Paula:

'' Bahçede iksir hazırlayınca bir sürü meraklı birinci sınıf etrafına toplanıyor insanın...''

Mitoloji

Myra gözlerini devirerek baktığı kızın kahkalarla gülme ritüelini o kendisini toparlayana kadar şaşkınca izledi. Neye bu kadar çok gülmüş olabilirdi? Ne yani, üzerine kırmızı mürekkep bulaşmış bir Slytherinli pekala da komik görülebilirdi -Myra bunu kabul ederdi- ; ama bu kahkaha krizlerinin nedeni bu olamayacak kadar saçmaydı. Hala tuvalaetin kapısında istiflenmiş olan kız kahkaha krizleri sırasında sahip olamadığı kazanı düşürdüğü yerden alarak

'' İyi espiriydi, ben Paula.''

dedi. Myra şimdi formasından Hufflepufflı olduğu belli olan kıza daha da şaşırmış bir şekilde bakıyordu ve içten içe kızın kendisi ile dalga geçip geçmediğini merak ediyordu; fakat kızın mimikleri gayet ciddiydi ve az önce eline aldığı kazanı tekrar yere bıraktığını fark eden Myra, kendini Paula olarak tanıtan kızın konuşmasıyla düşüncelerinden sıyrıldı..

'' Bahçede iksir hazırlayınca bir sürü meraklı birinci sınıf etrafına toplanıyor insanın...''

dedi Paula ve Myra -bunu sesli ifade etmese de- ona katıldığını belli etmek için başını refleks olarak salladı. Artık kendisinin de bir şeyler söylemesinin zamanıydı; fakat Hufflepufflılarla konuşmak onun için daima çok kolay olmamıştı. Şu kan tehlikesi olayı Myra'nın hep canını sıkmıştı ve bu kızın bir bulanık olma ihtimali yok değildi.. Buna rağmen Myra bakışlarını cüppesinden çıkmamak için ant içmiş mürekkep damlalarına çevirerek..

"Myra diyebilirsin bana.." dedi ve soluk almadan ekledi.. "Gerçi adımı güzel anmama ihtimalin çok daha fazla ama emin ol bu ikimiz içinde daha iyi, Paula!"

diye bitirdi, Myra ve kızın kan durumunu sorguladığını anlayıp anlamadığını çok merak ediyordu; çünkü Myra'nın bu kapalı üslubu hep bir şeyleri anlaşılmaz kılardı.

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.

Paula içinden zar zor çıktığı kahkaha krizinin ardından, kızın kendisine dikilmiş bakışları ile biraz görüntüsüne ve tavrına çeki düzen verdi. Uzun zamandır bu kadar gülmemişti. Samimiyetini belli eden tavrı karşısındaki tarafından pek fazla anlaşılmamış olmalıydı ki; Slytherinli kızın bakışları her saniye biraz daha ezici oluyordu. Yapmak üzere geldiği iksiri bile unutup, karşısındakine odaklandı. Kızın ağzından çıkan cümleleri tane tane beyninde birleştiriyordu.

Babasından aldığı empati yeteneği sayesinde, pek çok Slytherinlinin safkan takıntısı olduğunu bilmesi gerçeğini birleştirip kızın yüzüne dikilmiş bakışlarını değiştirdi. Anlaşılan yine asil kan sandıkları şu saf kan taşıyor olduğu gerçeğini anlatacaktı ve arkasından da, melezlerin sandıkları gibi olmadıklarını, aralarında çok akıllı ve çoğu zaman da safkanlardan daha yetenekli büyücülerin yer aldığını anlatacaktı. Fakat karşısındakinin üzerindeki lekeyi çıkarmaya çalışmasındaki kararlılığı, safkan melez konusundaki tavrını değiştiremez gibi görünüyordu.

Paula ellerini cübbesinin cebine sokup asasını çıkardı. Kızın yanına ilerledi ve:
'' Ben bir safkanım eğer az evvelki cümlelerinde anlaşmamıza dair olan cümlelerinin altında yatan anlam buysa. Bu yüzden rahat olabilirsin. Hufflepuff olmak demek, melez olmak demek değil. Melez olmak da... ''

Cümlesini tamamlamak istese de faydasız olacağını düşündü. Kızın yüzündeki tedirgin ifade ve her an asasına davranacakmış gibi duruşu Paula'yı rahatsız etmişti. Neyse ki o anda asasını kıza doğru tuttuğunu farketti. Myra büyük olasılık bu büyüyü unutmuş olacaktı. Gözlerindeki parıltıya bakılırsa, yetenekli bir büyücüye benziyordu.

'' Tergeo! '' Asasından çıkan küçük kıvılcım ile artık Myra'nın cübbesi eski haline dönmüştü. Paula kıza dönüp '' Unutmuş olmalısın...'' dedi ağırbaşlı bir tavırla.

Mitoloji

Myra cüppesini temizlemek için şimdi daha sıkı bir uğraş veriyordu; fakat Paula'ya biraz önceki gibi kesik kesik bakışlar atmak yerine şimdi dik dik bakıyordu. Myra'nın bu sinirden yoksun dik bakışları sadece karşısında duran kızın amacının anlayamamış olmaktan kaynaklanıyordu. Paula da bunu fark etmiş olacak ki kendisini Myra'nın tahmin edemeyeceği kadar kısa bir süre de toparladı ve ılımlı adımlarla ona yaklaşmaya başladı. Ardından Paula..

'' Ben bir safkanım eğer az evvelki cümlelerinde anlaşmamıza dair olan cümlelerinin altında yatan anlam buysa. Bu yüzden rahat olabilirsin. Hufflepuff olmak demek, melez olmak demek değil. Melez olmak da... ''

dedi ve yanına yaklaşırken asasını cebinden çıkarmıştı. Myra kızın konuşmalarında pek saldırgan ve tutarsız bir ton saptıyamamıştı ama asasını kendisine doğrultması onu ister istemez husursuz etmişti. Bu o çokca yaşadığı tuvalet baskınlarından biri olabilirdi ama Myra daha önce hiç bu kadar dostça yaklaşıp düelloya davet eden biri görmemişti ki zaten kızın amacını ondan sonraki hamlede anladı.

'' Tergeo! -- Unutmuş olmalısın..."

dedi, Paula.. ve Myra bakışlarını artık orda olmayan kırmızı lekelerin yerine çevirdi. Sonra daha fazla ıslanmasının anlamsız olduğu cüppesini suyun altından çekerek

"Aslında hiç öğrenmemiştim.."

dedi dürüst bir ses tonuyla ve cüppesi ıslak kısmının yaptığı ağırlığı umursamadan bıraktı. Ardından kızın arkada bıraktığı kazanı göstererek..

"Şu mızmız hortlağın olduğu yerde şamata bile yapmam.. Bence daha iyi bir yer bulmalısın.."

dedi ve cümlesini bitirirken ses tonu tavsiyeden çok bir şart havasında çıkmıştı..

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.

"Aslında hiç öğrenmemiştim.."

Paula bu kadar dürüst bir cümle beklemiyordu. Kıza '' Sorun değil. '' der gibi baktı ve ardından ıslak cübbesine aldırmadan konuşmaya başladığını gördü. Myra Paula'nın orada bulunmasından hoşlanmamış gibi görünüyordu. Sesindeki ton uyarıdan çok emreder gibi çıktığında Paula'nın başında gezinen şekilsiz bulutlar durdu ve şekillendiler. Gözlerini kısıp önce etrafına bakındı. Hayaletin uzun süre geri geleceğini sanmıyordu. Gelse bile onunla baş etmesini sağlayacak şeyler vardı yanında. Belki biraz iltifat bile Mrytle'ı durdurabilirdi. Öğrenmek istediklerini biliyor olmasından şüpheli olduğundan iksiri burada hazırlamak zorundaydı. Hazırlayacaktı da.

Eğilip az evvel bıraktığı kazanı aldı ve yüksek bir yere koydu. Kubundan tutup Myra'nın yüzüne bakmadan yetecek kadar suyu doldurdu. Daha sonra ceplerinden taşan malzemeleri alıp kazanın durduğu yerin yanına yerleştirdi. Kazanla birlikte yere koyduğu üçayağa ateş yakması gerekiyordu. Cebinde sakladığı kibritlerden birini çıkardı. Büyü kullanıp ses çıkarmak istemiyordu. Birinin gelme ihtimaline karşılık tetikteydi. Su istediği sıcaklığa gelene kadar Myra ile konuşacak bol bol vakti vardı. Yumuşak bir yüz ifadesi ile kıza döndü.

'' Sanırım burda yapacağım. Buna önceden karar vermiştim. Ne o, zavallı bir hayaletten mi korkuyorsun yoksa? Eğer tipik bir Slytherinli gibi davranmazsan, büyük olasılık işine yarayacak bu iksirden biraz almana izin verebilirim. ''