AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Gerçekler..

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Amaya Gin Kiwa

GezginGezgin



Mücadele Tarafı : Tarafsız

Gerçekler.. Empty
MesajKonu: Gerçekler..   Gerçekler.. EmptyÇarş. Ekim 01, 2008 9:11 pm

'Bir bakalım.. Bir sayısı teklik gerçeği, doğruluğu yansıtıyor ise iki de sahteliği, aldatmacayı yansıtır. Üç uğurludur, başarılıdır. Dört yüceliği, ölümsüzlüğü yansıtır. Beş.. Uğursuzluğu yansıtır..'

Önceleri canlı çıkan sesi yavaş yavaş sönmüş ve en sonunda fısıltıya dönüşmüştü. Kalın tabanlı botlarından çıkan gıcırtı giderek daha duyulur bir hale geliyor, tablo halkını rahatsız ediyordu. Peeves'ın giderek yaklaşan sesi kulaklarına ulaştığında ilk defa yaptığı çalışma eylemini yarıda kesip girebileceği bir kapı aramaya başladı. Elinde tuttuğu koca kitap zayıf kollarını ağrıtmaya başlamıştı. Kafasını arkasında bıraktığı koridor girişine doğru çevirdi. Kısık gözleri irileşti, dudakları büküldü. Kafasını hızla önüne doğru çevirdiğinde dağınık halde duran saçları savrularak omuzlarına döküldü. Ne yazık ki dördüncü katın bir diğer ucunda bej rengi taşlardan başka birşey yoktu. Elindeki kitabı kayaşça kapatıp göğsüne bastırdı.

'Marietta Melby aşktan yanıyoor.. Canı çok acıyoor. Gregor ona karşılık vermi-yooor..'

Yaklaşıyordu.. Zihninde canlanan görüntü korkunçtu. Kapkara, fıldır fıldır dönen gözler, küçük, saydam bir beden.. Etrafa mutsuzluk yaymak için dünyada bırakılmış bir hortlak! Kendisine itaf edilen şarkının iğrençliği adına Marietta Melby'e üzülüyordu. Oysa şimdi ondan çok üzülmesi gereken kişi kendisiydi. Peeves'ın suratına fırlatacağı tebeşirleri düşündükçe suratındaki buruşukluk biraz daha arttı. Derin bir nefes aldı ve önüne çıkan ilk kapının pirinç tokmağını çevirmeye çalıştı. Zorlamasına rağmen açılmayan kapı Aritmansi profesörüne ait odanın olmalıydı. Sağ eliyle kapıya sertçe vurdu ve lanet okuyarak bir diğerine yöneldi. Diğer kapıdan biraz daha büyük olan bu kapının tokmağı altındandı. Kaşları giderek birbirine yakalaşırken yavaşça araladığı kapıdan içeri önce kafasını soktu.

Oda boş bir sınıfı andırıyordu. Arkadan yaklaşan ses ve içinde duyduğu merak yüzünden hızla içeri girip kapıyı kapattı. İleri doğru birkaç adım attıktan sonra elindeki kitabı yere bıraktı. Soğuktan titreyen vücudu ağır ağır odanın ortasındaki aynaya doğru yaklaşıyordu. Kartal pençesini andıran iki ayak üzerinde yaldızlı çerçevesiyle tavana kadar uzanan ayna hayli görkemli duruyordu. Korkakça elini ileriye doğru götürdü ve beyaz parmakları çerçevenin oymaları üzerinde gezinmeye başladı. Gözleri elini takip ediyordu. Topukları yavaşça havalandı ve ayak parmaklarının üzerinde dikildi. Eli boyunun elverdiği derecede ilerlemiş, aynanın yarısına ulaşmıştı. Gözleri ellerini takip etmeyi bırakarak aynanın tepe noktasındaki yazıya kaydı. Kelid stra ehru oyt ube cafru oyt on wohsi.

'Senin sadece yüzünü değil, kalbinin derinliklerinde yatan arzuları da gösteriyorum..'

İlginç. Gözleri hızla aynadaki yansımasına kaydı. Kendini görüyordu.. Tek farkı kapının önünde sırtı aynaya dönük duran çocuktu. Topukları tekrar yere bastı ve aynanın yüzeyinde duran elini yumruk yaparak çekti. Gözlerni ovuşturdu ve aynadaki görüntüye tekrar baktı.. O ve arkasını dönmüş, kim olduğu belli olmayan çocuk.. Hızla arkasını döndüyse de odada kendisinden başka kimsenin olmadığı aşikârdı. Deliriyor muydu? Dudağını ısırdı ve sol eliyle kafesinden çıkmak için çırpınan kalbini yokladı. Nefes alış-verişi hızlanmıştı. Göğsü hızla inip kalkıyordu. Peeves'ın cırtlak sesi cılızlaşıp yok olduğunda kendi nefes alışından başka ses duymuyordu. Korkarak bedenini aynaya doğru çevirdi. Yine aynı görüntü..

'Kimsin?'

diye mırıldandıysa da ne kadar aptalca birşey sorduğunun farkındaydı. Arzular.. Kimi arzuluyordu? Steven. Hayır, mümkün değildi. Sarışın kızla tüm o öpüşme sahnelerinden sonra onu arzulaması imkânsızdı. Öyleyse?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Silje Thuridsen

GezginGezgin



Mücadele Tarafı : ~

Gerçekler.. Empty
MesajKonu: Geri: Gerçekler..   Gerçekler.. EmptyPerş. Ekim 02, 2008 1:46 pm

Mette hızla koridorda koşturuyordu. Yüzünde delice bir acı belirmişti. Göl kenarından beri bu iğrenç Peeves Mette'ye şaka yapmaya çalışıyordu ve her seferinde Mette ordan oraya koşturarak kaçamaya çabalıyordu. Hogwarts'a girdiğinde pek fazla inssanın olmaması işine yaramıştı. Delicesine koşturuyordu. Peeves'le arasının açıldığına bakamak için tam arkasını dönmüştü ki "Pam!" Elindeki bütün ders kitapları, parşomenler,tüy kalem, mürekkep kutusu... Her şey yere düşmüştü. Patlayan mürekkebe aldırmayıp hızla bütün eşyalarını toplamıştı. Elinde karman çorman her türlü eşya vardı. Dördüncü kata çıktığı anda etrafın bomboş olması Mette'nin dikkatini çekmişti. Bütün odaların kapılarını tek tek açamaya çalışıyordu. Yaklaşık dört kapı dolaşmıştı ve hepsi kapalıydı. Son kapıya doğru koştururken hızlıca tokmağını sağa çevirerek ileri doğru ittirdi. Kapının aniden açılması ve gene yere düşmesi bir olmuştu. Yaklaşık bir metre ötesine kadar yayılan bütün eşyalarına bakmayıp hızlıca kapıyı kapatıp arkasına yaslandı. Tahta kapıdan yavaş yavaş aşağıya süzülmeye başladı. Derin derin ve düzensiz nefes alıyordu. Peeves'dan kurtulduğunu düşünerek derin bir oh çekmişti. Yanan boğazını biraz olsun serinletmek için yutkundu. Başını yukarı kaldırınca ona doğru şaşırmış bir şekilde bakan Jyte'yi görmüştü. Yüzünde sinirli bir ifade yerleştirip;

"Lanet hortlak! Kendini ne sanıyor bu?! İnsanın ders çalışmasına bile engel oluyor!"

Bütün cümleleri nefes nefese söylemişti. Sol eliyle kalbinin üstüne bastırıyor ve rahatlamaya çalışıyordu. Omuzları yorgunluktan aşağıya düşürek gözleri eşyalarını süzmeye başladı. Kitaplarının arasındaki bütün notlar, ders notları, ödev için ayırdığı parşomenler, tüy kalemi, kalın kitaplar... Hepsi karma karışık olmuşlardı. Sinirle ayağa fırlayıp kitaplarının yanına gidene kadar aklına gelen binbir türlü Danca küfürleri saymaya başlamıştı. Kitaplarının yanına çöküp daha sinirli ve bağırarak küfürleri saymaya devam ediyordu. Tek tek bütün kitaplarını toplayıp, parşomenlerini ayırdı. Hepsini düzgün bir şekilde ilerideki masanın üstüne koyup hızlıca kitaplarının yanına oturdu. Meralı gözlerle tekrar Jytte bakamya başladı. Acaba ne yapıyordu?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Amaya Gin Kiwa

GezginGezgin



Mücadele Tarafı : Tarafsız

Gerçekler.. Empty
MesajKonu: Geri: Gerçekler..   Gerçekler.. EmptyPerş. Ekim 02, 2008 2:04 pm

Koridordan gelen patırtılar dikkatini dağıtıyor, hala daha arkası dönük, hareketsiz duran çocuğa odaklanmakta zorlanıyordu. En sonunda sağ eli bükülerek yumruk halini aldı, dudakları yavaşça büzüldü. Başını yavaşça geriye doğru çevirdi ve omzunun üzerinden büyük, tahta kapıya doğru bakmaya başladı. Peeves Melby'den sonra uğraşacak daha iyi birini bulmuş olmalıydı. İlginç olansa bugün ondan kaçan herkes bu garip odada toplanıyordu. Tokmağın yavaşça dönüşünü, içeri girerken ki telaşını sürdürerek kapıyı kapatıp sanki Peeves kapıyı zorlayacakmış gibi kapıya yaslanan kızı süzdü. Yavaşça yere doğru kayışını izledi. Kızıl saçları suratını kapatıyor Kimberly'nin tahmin ettiği kişi olup olmadığını anlamak zorlaşıyordu. Gözlerini devirdi ve bu kez bütün bedeniyle arkasına dönerek kıza doğru yaklaştı. Yere saçılan parşomenleri ve krem rengi yer döşemelerine bulaşan mürekkebe basmamaya çalışarak kıza yaklaştı. Ellerini göğüslerinin altında birbirine kenetledi ve tek ayağını bükerek Mette'nin mahcup tavırlarını süzmeye başladı.

Muhtemelen yalnızca kendinin anlayacağı bir çok gereksiz küfürle birlikte Kimberly'nin ayağının altına saçılan eşyalarını toplamaya çalışıyordu. Kimberly gözlerini tavana dikti ve bir süre büyük salondakinin benzeri olan avizeyi süzdü. Kızın çırpınışlarına bir katkısı olmadığı gibi ayak altından da çekilmiyordu. Hissettiklerinin tarifi olmadığından rahatsızdı. Ve belkide bu yüzden o an olan hiçbirşey onu gerektiği kadar ilgilendirmiyordu. Demirden yapılan avize ortaçağıdan kalma olmalıydı. Camlara örtülen kumaş paçavraları ışığın odayı aydınlatmasına izin vermediğinden damla biçimli ampullerden odaya yayılan cılız ışık Kimberly'nin yüzündeki gölgeleri saklamaya elverişliydi. Arada bir gıcırdayarak dönen avize ile Mette'nin cıyaklayarak küfreden sesi birbirine karıştı. Kimberly yutkundu ve giderek beyazlaşan görüntüyü düzeltmek için gözlerini yumdu. O sırada Mette'yi dinlemeye çalışıyordu.

'Lanet hortlak! Kendini ne sanıyor bu?! İnsanın ders çalışmasına bile engel oluyor!'

Gözlerini hızla açtı ve suratını kızınkiyle aynı hizzaya getirdi. Bir süre boş boş bakındı ve ne olduğunu anlamaya çalışan kıza belli belirsiz gülümsedi. Ne olduğunu anlatabilir miydi? Evlerinin arksındaki ağaca her tırmandıklarında başından geçen herşeyi paylaştığı bu kız o garip oğlanı paylaşmak için de uygun muydu? Belki.. Kollarını birbirinden ayırdı ve kızın görüş hizzasından çıktı. Eliyle arkasındaki aynayı göstererek

'Önüne geçmeni istiyorum Mette..' diye mırıldandı. Peki ya o ne arzuluyordu?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Silje Thuridsen

GezginGezgin



Mücadele Tarafı : ~

Gerçekler.. Empty
MesajKonu: Geri: Gerçekler..   Gerçekler.. EmptyPerş. Ekim 02, 2008 3:06 pm

Mette Jytte'in sözleri üzerine oturduğu masadan inip yavaşca aynanın önüne geçdi. Garip bir şekilde ayanaya bakıyordu. Kendinden başka hiç kimseyi görmüyorduda. Sadece o güzel yeşil gözlerine odaklanmıştı. Yaklaşık on dakika kadar aynada kendine baktı. Topuklarının üstünde Jytte dönerek,

"Sabahtan beri bakıyorum. Ayrıca buraya bakmamın amacı ne?"

Gözlerini sakince odanın içinde gezdirmeye başladı. Sakin bir yerdi. Ayrıca ders çalışmak için gayet uygundu. Sadece biraz kasveetli bir havası vardı. Sanki buraya hiç girilmemesi gerekiyormuş gibi.

Aynanın önünden yavaşca ayrıldı. Tekrar sertce masanın üstüne oturup soran gözlerle Jytte bakmaya başladı. Ne bekliyordu ki? Aklı karışmıştı. Şimdi ise ne diyeceğini düşünerek ayaklarını oturduğu masanın tarhta bölmüne vurmaya başladı. Her vurduğunda ses odanın içine yankılanıyordu. Gözleri bir anlığına sinirle kapıya yönelmişti ki Peeves'ın ordan geçmediğini görünce rahatlayıp tekrar Jytte'e döndü.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ethelinda Silvia Seymour

GezginGezgin



Mücadele Tarafı : Dark Side
Rp Sevgilisi : Christopher Bill O'Connor
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Henüz yok

Gerçekler.. Empty
MesajKonu: Geri: Gerçekler..   Gerçekler.. EmptyCuma Ekim 03, 2008 2:45 pm

Kasvetli ve karanlık odadaki tek pencereden süzülen ay ışığı karşısında oturup, gün ışığının acısını çıkartırken dışarıdan gelen ayak sesleriyle keyfine son vermek zorunda kalmıştı. Oturduğu yer kapıdan uzaktaydı ama kapı açıldığı anda görülebilecek bir yerdeydi. Sırtını dayadığı kalın kolonun diğer tarafına geçip sessizce beklemeye başladı. Duvarın arkasında gizlenirken başını hafifçe uzatıp girenin kim olduğuna baktı. Bu en yakın arkadaşım diyebileceği kişiydi: Jytte

Ağır adımlarla aynaya yaklaşmış ve çok büyük ihtimalle gördüğü şeyi bir an için gerçek zannedip arkasına bakınmıştı. Herkes aynı tepkiyi veriyordu. Gerçek değillerdi. Silvia bunu düşünmek istemiyordu. Düşündükçe aynanın önüne gidip bakmayı arzuluyordu. Orada saatlerini günlerini geçirmeyi... Ama gerçeği gibi olmuyordu. Tatmin etmiyordu onu. Ve işte bu onun çıldırması için bir neden doğuruyordu. Onu bulduğundan beri her gece yanına gelmekten kendini alıkoyamamıştı ama şimdi ondan uzakta durabiliyordu. Aslında bunu nasıl yaptığını merak ediyordu ama zaten birkaç dakika öncesine kadar bunu umursamıyordu. Sanki aynayla aynı ortamda bile bulunmak ona huzur veriyordu. Onun orda olduğunu bilmek...

Ve şimdi de iki kişinin elindeydi. Ona sahip olmak isteyen başka iki kişi... Birisi arkadaşıydı, diğeri de kendi binasından olmasına rağmen onunla daha önce hiç konuşmamıştı bile. Buraya daha önce gelen bir Gryffindorluya ne yaptığını hatırlamıyordu bile. Aynaya karşı duyduğu sahiplenme duygusu onu kendinden geçiriyordu. O güne dair tek hatırladığı şey çocuğun, boynundaki iki delikten süzülen koyu renk sıvı elleri arasında yayılırken kaçışıydı. Onu korkutmuş olmalıydı ki daha sonra ona hesap soran birileri olmadı. Hatta çocuğu daha sonra görmemişti bile.

Bu sefer aynanın karşısındaki diğer kızdı. Şu tanımadığı... Onda diğerlerinin verdiği tepkiler yoktu. Duygusuz muydu bu? Sanki ayna sıradan bir aynaydı ve kendini o havalı kızlar gibi hayran hayran izliyordu. Neyse ki odanın derinliklerinde, onların kendisini göremeyeceği bir yerdeydi. Onlara fazla yakın olması demek kızın boğazına atlaması demekti. Son sözleri ise onu deli etmeye yetti.


"Sabahtan beri bakıyorum. Ayrıca buraya bakmamın amacı ne?"

Silvia artık dayanamıyordu. Aynanın değersiz yüzlere şahit olması ona hakaretti. O kutsaldı. Önünde duran ucubeden çok daha değerli... Yerinden bir seferde kalkıp onlara doğru yürüdü. Kızlar onu bir anda burda görünce şaşırmış, hatta korkmuş olmalılardı. Boş zannettiğin bir odadan birinin çıkması... Silvia arkadaşının yanındaki kıza doğru hızla yürüdü ve onu aynanın uzaklaştırmak için geriye doğru itti.

"Ona bakmayı hak etmiyorsun, ucube! Bir şey görmüyorsan mutlusun demektir. O zaman çek git! Çünkü bu ayna işine yaramayacak. Egonu tatmin etmek için daha sıradan aynalar bul!"

İkisi de ona şaşkın ve ürkmüş bir şekilde bakıyordu. Aslında Silvia bile ne yaptığının farkında değildi. Sanki bu kişi kendisi değildi. Günlerce iradesine sahip olabilmişti ama şimdi kendini tutamamıştı. İnsanlar geldiği zaman kendini tutamıyordu. Onlar Silvia'nın ihtiyacıydı. Onlara karşı kendini tutamazdı. Ama Jytte başkaydı. O arkadaşıydı... O en yakın arkadaşıydı...

Garip bakışlar karşısında ne yapacağını bilemeden arkasını dönmüş ve bir an için aynayla karşı karşıya gelmişti. Gözleri aynadaki kişinin gözleriyle kesiştiği zaman kendini kaybetiğini anladı. Aynadaki kendisi değildi. O bir şeytandı. Gözleri kırmızıya dönüşmüş, iradesiz, güçsüz bir hayvan... Kendisine acıyordu. Aynaya daha fazla bakmak istiyordu ama bu görüntüye dayanamıyordu. Az önce hiçbir şey olmamış gibi aynanın yan tarafına soğuk taşların üstüne oturdu ve sırtını hafifçe duvara dayadı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/ethelind
Amaya Gin Kiwa

GezginGezgin



Mücadele Tarafı : Tarafsız

Gerçekler.. Empty
MesajKonu: Geri: Gerçekler..   Gerçekler.. EmptyCuma Ekim 03, 2008 3:15 pm

"Sabahtan beri bakıyorum. Ayrıca buraya bakmamın amacı ne?"

Nasıl? Kızın kendinden emin, sakin hareketlerini dalgın bakışlarla takip etti. Anlamaya çalışıyordu, derin zekâsı bu kez tüm kapılarını kapatmıştı. İçinde neler olduğunu bilen o ses sırtını dönmüş, Kimberly'i umursamıyordu. Mette'nin sorgulayan bakışlarına aldırmadan aynaya doğru yaklaştıysa da önüne geçmeye cesareti yoktu. Dağılmış perçemleri gözlerinin önüne düşüyor, berrak maviliği soluklaştırıyordu. Zorlanarak mırıldandı

'Neden?'

Ne olduğunu anlayamamıştı. İrkilerek daha önce hiç fark etmediği kızın odanın en karanlık köşesinden çıkışına şahit oldu. Siyah saçları yuvarlak çehresinin etrafında dağınık halde duruyordu. Cübbesinde kan damlaları vardı ve yarısı sökülmüş gümüş bir yılanı barındıran arma Slytherin'li olduğunu kanıtlıyordu. Benzi solmuş, fersiz bakışlar atarak ve olanca gücüyle bağırarak Kimberly'nin üzerine doğru yürüyordu. Kimberly geri geri kapıya doğru ilerlerken istemsizce ellerini ileri doğru açmış, avuç içiyle kızı engellemeye çalışıyormuş gibi yapıyordu. Bir süre ne dediğini anlamadığı kızın suratına bakmadan öylece durdu.

'...Bir şey görmüyorsan mutlusun demektir. O zaman çek git!'

Gerisini ağzında yuvarlayan kızın tanıdık sesi sayesinde ellerini indirdi. Omuzları düştü ve gözleri yuvarlarında dönerek biraz sonra birbirine girmeye hazır iki kız süzdü. Uzun zamandır ortalıkta görünmeyen Silvia kendine sığınacak bir yer bulmuştu demek! Başını iki yana doğru salladı ve kızın aynadan kaçışını seyretti. O da mı? Gözleri parladı ve heyecanla Silvia'nın kızarmış suratına bakmaya başladı.

Mette ürkmüş bir halde elleri bağrında, gözleri odada merakla birbirine doğru bakan iki kıza sırayla gidip geliyordu. Birşeyler söylemek ister gibiydi ancak Silvia'nın henüz düzene girmeyen soluklarının normalleşmesini bekliyor olmalıydı. Kimberly bir anlığına ona doğru bakıp hafifçe gülümsedi. Sonra ağır adımlarla ilerleyerek Silvia'ya yaklaştı.

Zaferi en derinlerinde hissediyordu. Yalnızca birkaç saat önce içine düştüğü çıkmaz sanki yıllardır peşinden koşan azılı katilden kurtulmaya çalışan bir Muggle gibi yormuştu onu. İçinde biryerlerde durmadan tekerrür eden ses hayatının son birkaç saatini yaşadığını söylüyordu. Gereksiz bir biçimde hissediyordu. Anlamsız bir şekilde biliyordu. İçinde bulunduğu zaman dilimi geleceğini gösterecekti. Mette'nin cılız sesini kesmek istercesine

'Aynanın karşısına geç Silvia. Ne arzuladığını görmek istiyorum.' diye mırıldandı. Sesi kısık ama emredercesine çıkmıştı. Geri dönüşü olmadığını, bundan sonra herşeyin farklı olacağını biliyordu. Son günlerde hiç dinmeyen yağmurun başlayacağı sinyallerini veren şimşek birkaç dakikalığına odayı aydınlattı. Sadece birkaç saniye Silvia'nın yüzündeki acıyı gördüyse de aldırış etmedi. Emindi. Göreceklerinden korkmuyordu. Ne kadar kötü olabilirdi? En azından kim olduğu bilinmeyen, arkası dönük bir oğlanla baş başa olmadığını biliyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ethelinda Silvia Seymour

GezginGezgin



Mücadele Tarafı : Dark Side
Rp Sevgilisi : Christopher Bill O'Connor
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Henüz yok

Gerçekler.. Empty
MesajKonu: Geri: Gerçekler..   Gerçekler.. EmptyPaz Ekim 05, 2008 6:22 pm

Sadece yalnız kalmak istiyordu, Jyt'in ve diğerinin burdan gitmesini... Ve şu lanet aynadan kurtulmak... Her şey onun yüzündendi. Bunu bildiği halde neden hala kendisine sahip olamadığını anlamıyordu. Aslında şimdi bile isteklerine karşı koyduğu söylenebilirdi. Jyt'in hemen yanında olmasıyla yeterince acı çekiyordu. Onun söylediklerini dinlemiyordu, dinlemek istemiyordu ama nasıl oluyorsa beyninin içinde yankılanıyordu.

Aynanın karşısına geç Silvia. Ne arzuladığını görmek istiyorum.

Durmaksızın beynini kemiriyordu bu ses. Elleriyle yüzünü kapatıp başını öne eğdi. Bir süre öyle bekledi ama rahatsız ediyordu. Kendi kaybetmişti heralde. Çünkü ruhu Silvia değildi artık. Başka biriydi, başka bir şeydi... Ve bu şey bedenini de ele geçiriyordu. Ya da sadece kendisine öyle geliyordu, belki de bunların hepsi birer saçmalıktan ibaretti. Belki de bir evrim geçirmekten ziyade deliriyordu. Daha önce aynanın karşısında delirenleri duymuştu ama nasıl olduklarını bilmiyordu. Belki böyleydi. Aynen böyle...

Durum Silvia için biraz farklıydı ama sonuç hep aynıydı. O ayna arzuları gösteriyordu ve Silvia'nın arzusunun ne olduğunu şimdilik sadece kendisi biliyordu. Keşke bilmeseydim. Keşke buraya hiç gelmemiş olsaydım. O zamana kadar farkında değildi. İsteyip istemediğini kendine itiraf edemiyordu. Belirsizdi... Ama ayna ona her şeyi göstermişti. Silvia ona güvenmişti ve ayna onun aklını başından almıştı. Artık ne istediğini biliyordu ve buna ne kadar karşı koymaya çalışsa da sonuca ulaşacaktı. Artık iradesine karşı koyamayacaktı. Eğer devam ederse kendisini yıpratmaya devam edecekti ve bu yüzden bu durumda bencil davranması gerekiyordu.

Başını yavaşça kaldırıp ona bakan Jyt'i gördü. Gözlerine sanki bir perde inmiş gibiydi. Etrafı farklı görmeye başlamıştı. Dişlerini daha belirgin hissedebiliyordu şimdi. Evet, işte dönüşüm başlamıştı. Daha önce hiç olmamıştı, bu yüzden oldukça endişeliydi. En az karşısındaki kadar... Onun kırmızılaşmış gözlerini görünce ne hissettiyse aynısını Silvia da hissetmişti.


Sol eliyle kızın sol bileğini hızlıca yakalamış ve ayağa kalkmıştı. Bileğini sıkıyordu ve acıttığının farkındaydı ama artık dayanamıyordu. "Ne gördüğümü gerçekten bilmek ister misin?" Sesinde öfke ve sabırsızlık vardı. Kızın cevabını beklemeden onu aynanın karşısına sürükledi. Aynada kendini görünce gerçekten çok değiştiğini fark etmişti. Ama belki bu da gerçek değildi. Gerçek az sonra olacaktı. Sadece biraz daha bekle... Biraz daha....

"İkimizi görüyorum."
Sesi bu sefer sakindi. Ama bu sefer de Jyt endişelenmeye başlamış gibiydi. Belki de sadece şaşkındı, merak ediyordu. "Jyt... Sana söylemem gereken önemli bir şey var. Benim hakkımda..." Kız ondan bir şeyler beklercesine gözlerini dikti ama Silvia diğer kızın yanında bunu yapamazdı. "Tahmin etmiş olmanı umuyorum." dedi ve kızın kulağına yaklaşarak fısıltıyla "Bu kızın yanında söyleyemem." diye devam etti. Ona yaklaştığı anda boynuna dişlerini geçirmemek için kendisini zor tutmuştu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/ethelind
Amaya Gin Kiwa

GezginGezgin



Mücadele Tarafı : Tarafsız

Gerçekler.. Empty
MesajKonu: Geri: Gerçekler..   Gerçekler.. EmptySalı Ekim 07, 2008 5:54 pm

Kızın normalden hızlı bir hareketle ayağa kalkışına şahit oldu. Soğuk parmaklar bileğini kavramış aynaya doğru sürüklüyordu Jytte'i. Silvia'nın gözlerindeki renk değişimi canını sıkmıştı. Bu yalnızca o garip varlıklarda gerçekleşiyordu. Böyle saçma şeyler düşünme Jytte, yanılıyorsun. Korkması gerekiyordu. Silvia'nın daha önce hiç yapmadığı bir şekilde Jytte'en kaçan tavırlarındaki garipliği sezmekde gecikmişti. Yutkundu ve aynadaki kızın görüntüsüne bakakaldı. Aynanın önünde durmuyor olmasına karşın Silvia'nın yanında boynundan kanlar akarken gözüküyordu. Titreyen elini yumruk yaparak acizliğini gizlemeye çalıştıysa da durum karşısındaki kifayetsizliği korktuğunu belli ediyordu.

Aynada Silvia yuvarlak, sert hatlara sahip suratı, badem biçimli kahverengi gözleri ve omuzlarına dökülen siyah saçlarından eser yoktu. Gözlerindeki heyecan, parıltı sönmüş yerine boş bakışlar yerleşmişti. Suratı zayıflamış, dişleri haddinden fazla uzamış ve gözleri tamamen kırmızıya dönmüştü. Tüm bu görüntünün her karesi zihnine kazınmaya başlamışken

'Jyt... Sana söylemem gereken önemli bir şey var. Benim hakkımda.'

Sen bir vampirsin Silvia.. Benim kanıma susamış bir vampir.

Hızla bileğini kurtardı ve neredeyse koşarcasına kapıya yöneldi. Ne yazık ki henüz kapıya varmadan arkasından çınlayan ses kapıya kilitlenmesini emrediyordu. Mette'nin birşey anlamaz ama aynı zamanda korkan bakışları Silvia'nın üzerindeydi. Yavaşça masadan kaydığını gördü Jytte Danimarka'lı kızın. Sırtını kapıya yasladı ve kaçmaya niyetli gibi görünen Mette'ye

'Nej Mette! Sakın!'

diye bağırdı. Göğsü hızla inip kalkıyor, olabildiğince açılan gözleri kendisine doğru gelen vampiri süzüyordu. Gerçekten en yakın arkadaşını öldürür müydü?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Gerçekler..

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-