Baykuş Dükkanı

Gezgin

OkuL başlayalı bir gün olmuştu ama ScorpiuS'un hala eksikleri vardı. hemen Diagon Yoluna gitti.Bir Süpürge dükkanına girdi ve Kendine çok kaliteli bir Nimbus aldı.Tekrardan caddeye çıktı. BaykuŞ dükkanını gördü ve içeri girdi. İçerde bir kız ve tezgahtar vardı.
ScorpiuS :
- Merhaba! Ben baykuş alacaktım dedi ve Ordaki Kız ve Tezgahtar Ona baktı.
Kız arkasını döndüğü anda Scorpius Kızdan etkilenmişti.Yanlarına gitti. Kızın İsminin Rose olduğunu öğrendi. Oda HogwartS da okuyordu 1. Sınıftı.Ona Hayranlıkla Bakıyordu. galiba iLk görüşte aŞık olmuştu.

Rose iLe tezgahtar tartışıyordu. Scorpius Sorunu anlamak için Onları dinledi. Meğerse Rose Nin parası Seçtiği Baykuşu almaya yetmiyormuş. Rose Sürekli ısrar ediyormuŞ. Tezgahtar ise Eğer ben bu baykuşu SAnaa o Fiyatta VerirSem Zarar ederim diye Tutturuyormuş.
Scorpius :
- Kaç para O baykuş dedi.
bir anda ikiSide Sustu.
Tezgahtar
-50 galeon dedi.
ve Scorpius elinden 50 galeon çıkardı. Tezgahtara uzatıp Baykuşu aldı. Rose büyük bir hayalkırıklığı içerisinde ne yapacağını bilemedi.
ScorpiuS Rosenin gözlerine bakarak :
- Buyrun hanfendi bu benim Size hediyem olSun.
Rose :
Hayır ben bunu kabul edemem dedi.
ve Scorpius biraz daha ısrar ettikten Sonra Rose Baykuşu aldı. Birbirleriyle tanıştılar
Rose da Scorpiustan Etkilenmeye başlamıştı artık. ScorpiuS kendisine dükkanın içindeki En iyi Gri Baykuşu alıp Rose iLe birlikte dükkandan ÇıktıLar...

Gezgin

Stella baykuş
dükkanına girdi.Ama umutsuzdu çünkü tam istediği gibi bir baykuş
bulamayacağını düşünüyordu.Bu düşüncelere dalmışken dükkandaki adam:

"Hoşgeldiniz genç bayan"

Stella "genç bayan" lafına gülümsedi.O umutsuz düşüncelerinden birazcıkta olsa dağıldı.

"Pek bir mutsuz görünüyorsunuz "

"Evet çünkü istediğim gibi bir baykuş bulamıyorum..."

"Burdakilere bi pak istersen belki bulursun"

Stel
baykuşlara bakmaya başladı.Hepsi çok tatlıydı ama kimi çok üzgün
görünüyordu kimi de çok soğuk derken bir baykuş gördü.Simsiyah gözleri
o kadar sevecen bakıyordu ki "beni al"dercesine Stella'ya
bakıyordu.Kahverengi tüyleri vardı.Stel

"İşte bu...Angel sensin "

"Buldun sanırım...Biliyor musun gerçekten de seninle çok iyi anlaşacak gibi duruyor...

"Bencede "dedi ve parasını ödeyip çıktı....

Gezgin

Melodia asa dükkanından yeni çıkmıştı. Okula başlayacağı için heyecanlıydı ve mutlulukla dükkandan içeri girdi. Etraf değişik değişik sesler çıkaran, farklı renklerde baykuşlarla doluydu. Çok da kalabalıktı. Çocuklar baykuşlara bakıyor, aradıklarını bulmaya çalışıyordu.

Melodia, annesi ve babasından ayrıldı ve dükkanın içinde aradığını bulmak için gezmeye başladı. O, kar beyazı bir baykuş istiyordu. Küçüklüğünden beri babasının bembeyaz baykuşuna hayrandı. Şimdi sıra ondaydı işte.

Dükkanı bir kez turladı ama görememişti onu. Ama umutsuzluğa kapılmıycaktı ve bir kez daha tur atmaya akrar verdi. Sonra bir anda yandan bir baykuş sesi durdu. Baykuş ona doğru dönmüş, ötüyordu. Melodia mutluluktan uçacaktı, kar beyazı baykuş karşısında durmaktaydı. Hemen onu aldı ve kasaya gitti.

"Acaba bu baykuş ne kadar efendim?"
"30 galleon küçük hanım."
Cebinden parayı çıkardı ve satıcıya uzattı.
"İyi günler efendim." dedi ve dükkandan çıktı.

Baykuşuna döndü, gülümseyerek
"Senin adın Bubbles olacak." dedi ve ailesiyle beraber sonraki dükkanın yolunu tuttu.

Banned

Jasper az önce başka dükkandan yeni cıkmıştı. Şimdi de elindeki listeyi tamamlaması için Baykuş Dükkan'ına gidecekti. Araya araya sonunda dükkanı buldu, içeri girdi ve ;
'' İyi günler Bayım...''
dedi . Satıcıda ona ;
'' İyi günler ufaklık ..! ''
Jasper kendisine ufaklık demesinden tiksiniyordu . Sonra bi anda ne alacağını unuttu . Etrafa bakındı ve baykuş almayı karar verdi ;
'' Şurdaki, Bembeyaz olan baykuş ne kadar bayım ? ''
Satıcı gülümsüyerek ;
'' 35 Galleon . ''
dedi . Jasper ' ın toplam 150 Galleon'u vardı. Almaya karar verdi .
Baykuşu alıp dükkandan dışarı çıktı ve yola devam etti . Az daha unutuyordu baykuşun adını koymayı . Aklına direk bir isim geldi ;
'' Nabersin bakalım, ben senin yeni sahibinim, birlikte çok eğleneceğiz . Bundan sonra adın '' CanceR '' dedi .

Kehanet

Celine, tüm gün alış-veriş yapmıştı... Yorgunluktan artık yürüyemiyordu, ama buna değmişti... Bir sürü, yepyeni eşyası vardı şimdi. " Alış-veriş yapmayı oldum olası sevmişimdir zaten. " diye düşündü. Ancak, son bir işi daha kalmıştı. Bir baykuş... Evet, bir baykuş alacaktı. " Almak için geç bile kaldım. " diye geçirdi içinden.

Böyle dalgın dalgın yürürken Baykuş Dükkanı' na çoktan vardığını fark etti. Kendine gelmek istercesine kafasını - hafifçe - salladı ve dükkanın kapısını açtı.

Kapı açılır açılmaz, kapıya bağlı olan bir zil, ses çıkararak bir müşterinin geldiğini haber verdi. Celine, satıcının gelmesini beklediği kısa süre içerisinde ortamı incelemeye vakit bulmuştu.

Aydınlık bir yer değildi, ancak çok kasvetli de değildi. Etrafta birbirinden farklı onlarca baykuş duruyordu ve ötüşerek etraftaki kasveti biraz olsa da dağıtıyorlardı. O sırada aniden satıcı geldi " Buyrun bayan? " . Celine, duyduğu sesle irkildi. Öyle ya, adam sanki birden oraya cisimlenivermişti. Şaşkın bir halde " Meraba. Bir baykuş almak için gelmiştim. Ah, aptallığımı bağışlayın, bir baykuş dükkanına başka niçin gelinir? " Satıcı sıcak bir şekilde gülümsedi ve " Ne aptallığı efendim, siz bir kibarlıkta bulunup niçin geldiğinizi açıkladınız. " Celine adama sırıttı ve " Mümkünse sizin önerileriniz doğrultusunda hareket etmek istiyorum. Malum, siz bu işin erbabısınız. " Adam, kendisine edilen bu iltifattan hoşnut görünüyordu. " Neden olmasın? " dedi Celine' e. " Size en iyi kuşlarımı göstereceğim. Beni takip edin lütfen. " Adam, oradaki kuşların durduğu bir bölüme gidip 2 tane kuş gösterdi. Biri kahverengi, sıradandı. Diğeriyse açık kumraldı. Celine ikisini de beğenmemişti. Hoşnutsuzluğunu sesli olarak ifade etmese de ister istemez yüzüne yansımıştı duyguları. Adam Celine' in yüzüne baktı ve " Anlaşıldı... Siz özel bir kuş istiyorsunuz. Ama iyi düşünün, gösterdiğim bu iki kuş, çok hızlıdır. Mektuplarınızı kısa sürede iletirler. " Celine " Ama benim baykuşum gösterişli olmalı, insanlar ona hayranlıkla bakmalı... Dikkat çekmeli... " Adam bir süre çenesini sıvazladı ve " Sanırım aradığınız kuş, bu dükkanın en iyi ve en özel kuşu... Evet, istediğiniz kuş, elimde var. Ancak, nasıl desem, biraz tuzluca. Pahalı yani. Hem bakımı da zordur. İlgi, sevgi ve şevkat ister. Size göstereceğim kuşu, bir insan yavrusu olarak da düşünebilirsiniz. Ayrıca, sizi anlayacaktır. Söylediklerinizi, hissettiklerinizi... Buyrun, beni takip edin de size o kuşu göstereyim. " Celine, başını " Tamam" anlamında salladı ve adamı takip etmeye başladı. Adam birkaç adım sonra durdu ve " İşte " dedi. " İşte aradığınız kuş! "
Celine gözlerini kuştan alamıyordu. Bu kadar güzel bir kuşu daha önce hiç görmemişti. Bembeyazdı... Kanatlarındaki siyahlıklar dışında... Simsiyah gözleri vardı. Bakışları Celine' i delip geçiyordu. Sanki içini okuyor gibiydi... Gözlerini kuştan ayırmadan " Evet... Bunu alacağım. " dedi. " Yanında bir de kafes verin lütfen. " Satıcı kafasını peki anlamında salladı ve kolunu kuşa uzatıp " Gel bakalımmm... " dedi. Kuş ikiletmeden satıcının koluna kondu ve ikisi oradaki bir masanın başına gittiler. Adam, kuşu bir kafese koydu. Kafes sıradandı... Bir özelliği yoktu. Zaten Hogwarts' da baykuşhane vardı. Kuş orada konaklayacaktı.

Adam kuşu hazırladı ve kafesi Celine uzattı. " Ücret, kafesle beraber, 97 Galleon. " Celine için bu para yüksek bir meblağ sayılırdı. Ancak bu kuş için değerdi... Çantasından cüzdanını çıkardı ve söylenilen parayı uzattı. Adam da kafesi... Celine kafesi aldı ve dükkandan dışarı çıktı. Baykuşuna " Meraba tatlım... Bundan sonra beraberiz. Imm, şimdi sana bir isim gerek. Ne koysak ki? " dedi ve düşünmeye başladı. Bir baykuşa ne isim verilebilirdi ki... Birkaç saniye sonra " Buldum! " dedi. " Senin adın 'Honey' olacak. Ve beraber çok mutlu olacağız... "

Gezgin

ron dükkanana gelip etrafına bakındı ve büsürü kişi vardı etrafına bakınıp melodie burası neresidiye sordu ...
melodie :
Burası baykuş dükanı dedi
sonra ron teşşekür etip en güzel baykuşu aldı zaten 1 tane kalmıştı onuda ron aldı çok güzeldi ron baykuşa rasting adını verip omzu yerleştirdi ve gitti dükandan çok güçlü bir büyücüydü ama etraftakilere sezdirmemeye çalıştı sonr ortak salona gidip orda oturdu ama çok yorgundu yorgunluktan uyuya kaldı

Gezgin

Ash Diagon yolunda yürüyordu. Son olarak baykuş alması gerkiyordu. Baykuş Dükkanı'na birkaç metre kalmıştı. Çok yorulmuştu ama buna değmişti. Çünkü, bütün alışverişi baykuşunu aldıktan sonra biticekti. Baykuş Dükkanı'nın önüne gelmişti. İçeri girdi. Dükkanın sahibi, "Hoş Geldiniz! Ne istersiniz?" diye sormuştu. Ash, "Baykuş istiyorum. En iyisi en güzeli ve en hızlısı olsun. Ayrıca gece görünsün istemem." Adam "Sizin istediğinize göre 3 baykuşum var." dedi. Ash bu sözün üzerine çok sevindi. Baykuşların oraya doğru yürümeye başladılar. Bir tanesi kahverengi tüylü kahverengi gözlüydü. İkincisi gri tüylü ela gözlüydü. Üçüncüsü tam Ashley'e göreydi, siyah tüylü siyah gözlüydü. Ash, "İşte aradığım baykuş bu!" diye bi çığlık attı. Rüyalarında görmüştü ve bu baykuş tam ona göreydi. Ash, şöyle dedi "Son olarak gösterişsiz bir kafes istiyorum. Mümkün mü?". Adam kafesi ve kuşu hazırladıktan sonra Ashley'e "Bu kuş değerlidir. Bakımı zordur. Ona sürekli sevgi ve ilgi göstermelisiniz. Bence siz bu işi becerebilirsiniz." dedi. Ash zor işlerle uğraşmayı seviyordu. Yüzünde tatmin olmuş bir gülümseme vardı. Ash, dükkanın sahibine "Siz hiç merak etmeyin zor işlerle uğraşmayı severim, bu baykuşuda çok sevdim ona bi zarar gelmesine izin vermem." dedi. Gerçektende onu çok sevmişti. "Bu baykuş kaç Galleon?" diye sordu Ash. Adam, "Bu baykuş 95 Galleon küçük hanım." dedi. Ash adama parayı ödedi ve teşekkür edip dükkandan dışarı çıktı. Kafasında türlü türlü düşünceler oluştu ve içinden bir ses, ömrü boyunca baykuşuyla çok iyi anlaşacağını söylüyordu.

Gezgin

Helen artık bir baykuş alması gerektiğini düşünerek bir Baykuş Dükkanına girdi..Etrafta çok baykuş vardı...Hepsine teker teker göz gezdirdi...Ama bir türlü beğenemedi..Ve dükkan sahibi:
'' Bu nasıl? dedi.Helen şaşırmış bir şekilde yüzünü oraya doğru çevirdi...Bu mükemmel bir baykuştu...Bembeyaz tüyleri ve simsiyah gözleri vardı.Helen bu baykuşa bayılmıştı...Ve:
'' Çok teşekkürler...Bu baykuş harika..''
'' Rica ederim...İyi günlerde mektuplaşın bayan...'' dedi ve kafesin içindeki baykuşu Helen'e uzattı..Helen baykuşu aldı ve parasını ödeyip oradan uzaklaştı...

Baykuş Dükkanı

Baykuş Dükkanı

Similar topics

Similar topics