~ DerS ÇalısMaK (?) ~

Mitoloji

Myra zindanları geçip üst katlara dogru hızlıca yürüyordu ve bir yandan da -Protego- yapmanın kendisi için nasıl bu kadar zor olabileceğini düşünüyordu. Diğer tüm ksks büyülerinde tam bir kusursuzluk örneği sergilemişken birden tökezlemesi hem inanılmaz hem de can sıkıcıydı. Neyseki onun bu çaresizliğini fark edip ona yardım etmeyi önermişti, Stephen ve Myra'nın bu konuda başarısızlığı Slytherin Gururunu çoktan ezip geçmişti.

3. kata vara Myra hızlıca boş sınıfa doğru yöneldi ve asasının yerinde olup olmadığını kontrol ederek sınıfın içerisine daldı. İlk başta sınıfın loş ışığında bir süre hiç bir şey göremese de gözlerinin ışığa alışmasından sonra Stephen'ı arka sıralardan birinde seçebildi..

Gezgin

Myra'yı bekliyordu, boş sınıfta. Basit bir büyüyü çalışacaklardı. Başarılarına gölge düşüren aptal bir büyüydü sadece. Bunu yapamamaları son derece anlamsızdı. Myra'nın da yapamaması bir bakıma onu sevindirmişti. Bu büyüyü sadece kendisinin yapamaması onu rezil bir konuma sokardı ki bu da pek hoş olmazdı, sonuçta. Yeşil gözlerini yere çevirmiş bunları düşünüyordu. Koridordaki ayak seslerini duyabiliyordu. Çoğu kişi sadece sınıfın önünden geçip gidiyor, bakmıyordu. Ayak sesleri sınıfın içinde yankı yapmaya başlayınca Stephen, Myra'nın geldiğini anlamıştı. Boş sınıfa giren açık kahverengi saçlı kıza çevirdi bakışlarını. ''Merhaba'' dedi. Sesi biraz kısık çıksada duyulmayacak gibi değildi.

Mitoloji

''Merhaba''

kendisi demeden önce demişti, Stephen. Myra da bunun üzerine gülümseyerek

"Merhaba"

dedi Myra ve gözleri sınıfa alışmış olmasına rağmen hala tam olarak seçemiyordu Stephen'ın bulunduğu konumu ve bunu belli etmek istercesine..

"Burası neden böyle karanlık?"

diye sormadan duramadı. Yavaş adımlarla Stephen'ın yanına geldi ve asasını göstererek çalışmak için hazır olduğunu belli etti..

Gezgin

"Burası neden böyle karanlık?"

Aslında Stephen de bunu bilmiyordu. Geldiğinde böyleydi ve o rahatsız olmamıştı, nedense.

''Geldiğimde böyleydi.''

Bu cevabın yeterli olacağını düşünüyordu. Myra asasını çıkarmıştı. Onun bu hareketi Stephen'e neden burada olduklarını hatırlatmıştı. Konuşmak için değil çalışmak için. Çalışmayı istemiyordu, aslında. Ancak buraya kadar gelmişken birden dönemezdi ya. Stephen'da asasını çıkardı.

''Başlayalım mı artık çalışmaya?''

İsteksiz olduğu az da olsa fark edilebiliyordu. Zaten kim çalışmayı severdi ki?

Mitoloji

Stephen da karanlığın hep orada var olduğunu belirtmişti ve Myra insanın gözleri alışınca aslında pek de karanlık olmadığını fark ettiği için bu konu üzerinde daha fazla durmamaya karar verdi.

Stephen Myra asasını gösterdikten sonra isteksizce bir bakış attıktan sonra Myra'ya bakışıyla alakasız bir biçimde:

"Başlayalım mı artık çalışmaya?"

diye sorması Myra'yı biraz şaşırtsa da kumral kız bunu belli etmedi. Aslında kendisi de pek gönüllü değildi çalışmaya o yüzden asasını kaldırıp yukarıya doğru..

-Bubbles-

diye bağırdı. Sınıfı rengarenk baloncuklar sarmıştı ve bunun üzerine Myra Stephen'a dönerek

"Kırmızı ve kırmızı tonları Gryfindor'u temsil etsin ve en fazla kırmızı baloncuk patlatan kazansın"

dedi beyaz tenli çocuğun oyuna katılıp katılmayacağını beklemeye başladı..

Gezgin

Myra asasını havaya doğru tuttu.

-Bubbles-

Myra'nın haykırmasıyla sınıf baloncuklarla dolmuştu. En başta tam olarak ne yapacağını kestirememişti, Stephen. Myra

"Kırmızı ve kırmızı tonları Gryfindor'u temsil etsin ve en fazla kırmızı baloncuk patlatan kazansın"

dedi. Aslında Stephen biraz saçma bulmuştu, bunu. Belki daha farklı şeyler bekliyordu. Gerçi ne kadar tehlikeli olabilirdi ki yapacakları...

''Tamam.''

dedi. Oldukça kısa bir cevaptı bu. Ancak yine de bir şeyleri anlatmaya yetiyordu. Stephen eliyle asasını kavradı. Bütün gün orada hiçbir şey yapmadan duramazdı ya. Bir baloncuğa doğrulttu ve soğuk bir sesle ''Protego'' diye mırıldandı. Büyüyü pek konstantre olarak yapmamasına rağmen küçük baloncuk patlamıştı...

Mitoloji

Myra kalkan büyüsüyla baloncuk patlatma başarısını göstermiş olan Stephen'a şaşkınlık içinde bakarak gülümsedi. Daha önce biçim değiştirme derslerinde cadı ve büyücüleri herhangi bir nesneyi amaçlanan şey dışında her şeye çevirdiklerine tanık olmuştu Myra ama böyle bir şey.. Yeni bir büyü yaratmak gibiydi.. Kumral kız da bunu demek isterdi ama rezil olma korkusu hemen onu bu fikirden vazgeçirdi ve Myra da kırmızı bir baloncuk kestirerek gözüne..

-Expulso-

diye bağırdı ve havada süzülen baloncuk buharlaşmışçasına yok oldu. Sevindiğini pek belli etmeyen Myra her şeyden olduğu gibi bu oyundan da çok sıkılmıştı ve bi' şekilde ders çalışmayı ertelemek istiyordu. Zaten hava kapalıydı ve dışarı çıkıp yeterince eğlenemiyordu. Okul istediğini yapmak için pek elverişli değildi.. Her zamanda Gryfindorlular uğraşmanın pek anlamı olmuyordu.. Gözlerini kısıp Stephen'a baktı Myra ve Stephen'ın başına geleceklerden haberdar olup olmadığını merak etti.. Asasını beyaz tenli çocuğa doğru doğrultup

-Aquamenti-

diye mırıldandı, Myra ve anından asadan sular Stephen'a doğru fışkırmaya başladı.. Sadece Stephen değil tüm sınıf neredeyse ıslaktı.. Bunun üzerine Myra eğlendiğini belirten bi' kahkaha atarak..

'Islakken biraz Gryfindorluları andırıyorsun'

dedi Stephen'a uğraştığını belli eden bir ses tonuyla..

Gezgin

Küçük baloncukları patlatmak sıkıcıydı, aslında. Bunun için asaya bile ihtiyaç yoktu. Ya da büyülere... Boşa zaman kaybı gibi geliyordu, ona. Zaten son yaptığı büyülerde odaklanamamış ve yaptıkları işe yaramamıştı. Büyü falan yaptığı yoktu Stephen'in. Sadece asa sallayıp sözcükleri mırıldanmaya başlamıştı. Son derece salakça bir görüntüsü olabilirdi şu an. Ama umursamıyordu, bunu. Arada Myra'ya bakıyordu. O şu an kendisi gibi değildi. Pek sıkılmışa benzemiyordu. Stephen bakışlarını tekrar önüne çevirdi. Asasını kaldırdı ve büyülü sözcükleri mırıldandı. Bu sefer cılız da olsa büyü işe yaramıştı. Daha ne kadar burada kalacaktı? Yorgunluk hissi hakimdi, ona. Çalışmak istemiyordu.

Kendisine doğru gelen suyun etkisiyle ıslandı, birden. Daha ne olduğunu bile anlayamadan kendini sırılsıklam bulmuştu. Myra'ya baktı. asasını ona doğrultmuştu. Myra'nın tam olarak kendisini neden ıslattığını bilmiyordu. Şimdilik sadece tahminlerde bulunabilirdi. Myra bir kahkaha attı. Eh, kendisi için iyiydi tabii. Islanan o değildi ya.

''Islakken biraz Gryfindorluları andırıyorsun''

Dedi. Bir Gryffindorluyu andırdığını mı söylemişti yoksa yanlış mı duymuştu Stephen? Onu mu Gryffindorlularla karşılaştırıyordu? Ah, bu kız bela mı arıyordu? Onunla uğraşmayı zevkli buluyor olmalıydı. Birileriyle uğraşmayı o da severdi, aslında. Ancak daha zararsız kişilerle uğraşırdı.

''Tanrı aşkına Myra. Ne yaptığını sanıyorsun sen?''

Dedi. Ses tonundaki sertlik mimiklerinden anlaşılamayacak olan sinirini anlatmaya yetiyordu.