AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Herşey güzel giderken...

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2
YazarMesaj
Serah Ilsa D. Dixie

GezginGezgin
Serah Ilsa D. Dixie



Mücadele Tarafı : Karanlık Taraf
Rp Sevgilisi : Yook ki..
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Gizilgen

Herşey güzel giderken... - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Herşey güzel giderken...   Herşey güzel giderken... - Sayfa 2 EmptyPtsi Ağus. 25, 2008 1:32 pm

Sihir Tarihi'nin bayıcı ayrıntıları profesörün anlatımıyla hafiflemiş olsa da içini sıkıyordu Serah'ın. Dersin ilk on beş dakikasında sıkılmış ve bakışlarını defterine yöneltmişti. Kurşun kalemiyle defterine rastgele çizikler atarken profesör Monaghan'ın sesi çok uzaktaymış gibi geliyordu. Sihir Tarihi'ne severek kaydolmuştu. Son zamanlarda nedense onu bayıyordu. Diğer dersler de öyle. İçinde anlayamadığı bir bunalma vardı. Bunun nedenini havaların değişmesine bağlamıştı. Ya da çok fazla karanlıkta kalmasına. Psikolojik olarak saçmaladığını düşünüyordu. Bakışları pencereden dışarıya yönelmişti. Mavi gökyüzüne bakarken yüksek bir yerde olmayı istedi. Açık ve yüksek bir yer. Sınıfın sıcak havası boğmaya başlamıştı onu. Çok fazla insan vardı. Çok gereksiz. Balık istifi gibi başkalarıyla tıkıştırılmaktan hoşlanmıyordu, aslında tiksinirdi bundan. Ferahlığı severdi. Az insan olmasını severdi. Her sevilen şey olmuyordu ne yazık ki...

Dışarıya bakmaya devam ederken profesörün sıcak havanın bunaltıcılığını azaltması için açık bıraktığı kapıdan içeriye Perlé gelmişti. Kız kardeşinin kedisi. Sınıfa dikkatini yöneltmesini sağlamıştı. Yanına gelerek cüppesine tırnaklarını geçirmiş ve kucağına atlamıştı. Serah profesörden özür dileyip sınıftan çıkarken Perlé yere atlamıştı. Bir yere koşuyordu. Serah kediyi takip etmeye başladı. Baykuşhaneye gidiyordu. Merdivenleri hızla tırmanırken nefesinin kesildiğini hissetti. Baykuşhaneye hızla giriş yapınca kardeşlerini gördü. Bir de Sintié'nin sevgilisini görmüştü. Sintié'nin ağlamaktan kızarmış gözlerine baktı. Ne olmuştu böyle?


"Ne oldu böyle? "
demişti tereddütle. Alain'in elinde duran mektubu almış ve okumaya başlamıştı. Babalarından gelmişti. Dikkat edin uyarılarının altında asıl haber yazılıydı. Okurken okudu şeyden emin olmak istemişti. Şaka gibi görünüyordu. Annesi. O sevgi dolu kadın, her zaman yanlarında olan kadın artık yoktu yanlarında. Gülümseyişini göremeyecekti. Yatıştırıcılığını hissedemeyecekti. Anılarda kalmıştı. Anılar. O kendi saçma anılarında kalamazdı. Kalbinde bir sızlama hissetti. Her geçen an artan bir sızlama. Mektubun tamamını okuyamadan mektup elinden kayıp yere düşmüştü. Transa girmiş gibiydi kız. Ağlamak istiyordu ama yapamazdı. Dudağı titremeye başladı. Kendini kontrol etmeye çalışsa da onu kaybetmek o kadar kolay değildi. Bunu o kadar kolay kabul edemezdi. Kardeşleri için güçlü olmalıydı. Sağlam olarak onlara destek olması gerek kişiydi. Bir yaş büyük de olsa ablalarıydı onların. Ölüm yiyenlere karşı güçlü bir nefret hissetmişti. Umurlarında değildi. Baş seherbazın karısını öldürmenin bedeli neydi? İnsan hayatı nasıl bu kadar değersiz olabilirdi onlar için? Donuklaşmış bakışları kardeşlerine yöneldi. İkisine yaklaşıp sarılmıştı. Bedeni titriyordu. Konuşabileceğinden emin değildi...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maglor Silimaurë

GezginGezgin
Maglor Silimaurë



Mücadele Tarafı : Chlebos
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Pegasus.

Herşey güzel giderken... - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Herşey güzel giderken...   Herşey güzel giderken... - Sayfa 2 EmptyÇarş. Ağus. 27, 2008 1:43 am

Elini çocuğun omzundan çekmiş ve ayağa kalkmıştı. Baykuşhanedeki hüzün içine yansırken, birkaç baykuşun acılı sesi kulaklarına geliyordu. Sanki bir çığlık kulaklarına doluşmuş bir şekilde bedenini ele geçiriyordu. Bir insan arkadaşlarına bu kadar değer verebilir miydi? Onların hissettiği duyguların aynısını yaşayabilir miydi? İşte bunun cevabı şu an baykuşhanede veriliyordu. Baykuşhaneneye bir kızın girdiğini gördü. Aile fertlerinden biri daha.. Yutkundu ve ilerleyerek kolunu duvara yasladı. Ardından da başını. Soğuk duvara karşı nefesini teneffüs ediyordu şimdi. Aklının bir köşesinde de hep aynı soru vardı.. Ya senin de aile fertlerinden birine birşey olursa..

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/maglor-s
Audrey Autumn

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Audrey Autumn



Mücadele Tarafı : Beyim bilir.
Rp Sevgilisi : Castor.
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Tavus kuşu.

Herşey güzel giderken... - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Herşey güzel giderken...   Herşey güzel giderken... - Sayfa 2 EmptyÇarş. Ağus. 27, 2008 2:39 am

Annesinin desteği olmadan tutunamıyordu hayata. Öyle ki onun yokluğunda bir boşluğa düşmüştü sanki, ne dışarıdan gelen sesler ne de tepkiler hiç etkileyemiyordu onu. O sırada Perlé'nin çağırdığı ablalarının ağzından dökülen, belki de kızın hayatında cevap almaktan en çok üzüleceği soruyu duymadığı gibi... Duysa bile cevap veremezdi zaten. Nasıl anlatabilirdi ki artık annelerinin yanlarında olmadığını? Zaten yeterince insana işlemişken içindeki hüzün, bir insanı daha bu acıya nasıl davet ederdi hiç düşünmeden? Gerçi kendisi bir şey söylemese bile Lena öğrenmişti olanları, o Sintié'nin ölüm fermanı niteliği taşıyan kağıt parçasını okuma hatasını göstererek. İşte şimdi biri daha o iğrenç büyücü bile denmeyi hak etmeyen insanların verdikleri acının etkisindeydi. Biri daha en çok değer verdiği varlığın kendisinden zorla alınmasıyla karşı karşıyaydı. Biri daha içindeki bağırışlara, nefrete, çöküşe engel olamıyordu.

Kendisine iyice kenetlenmiş, hala üzerindeki ağır tavırları bozmamaya büyük özen gösteren çocuk olmasa, bu yarı baygın haliyle ayakta bile duramayacağına emindi. Aslında tam da o sırada yere yığılmak, gözlerinin kapanması, bir süreliğine en azından birkaç saat boyunca hiçbir şey düşünmeden boş bir zihinle baygın kalmak en kolayıydı. Ama zaten kardeşlerini kendini bu kadar harap ederek düşüncesizce üzmüştü bir de endişelenmeleri kendisini iyice kötü hissetmesine neden olurdu.

İki kardeşin sarılmasına şimdi ablaları da katılmıştı. Sintié yavaşça onlardan sıyrılmak istiyordu. Alain kendisine sarılmaktan çok daha yorucu bir iş yapıyordu o sırada. Ağlamamaya veya içindeki tüm duyguları dışarı vurmamaya çalışırken, Sintié'nin ağlarken istemsizce kollarına ve omuzlarına vuran ellerini, kızı neredeyse taşımanın verdiği yorgunlukla da uğraşıyordu o sırada. Sintié yük olduğunu hissetmişti ikizine. Yavaşça onun kendisini saran kollarından ayrıldı ve gözlerinde biriken yaşlara rağmen hemen ardından ağlamaya dönüşmesine engel olamadığı gülümsemeyle Lena'ya bakıp yere çöktü. Kucağına gelen kedisini incitmemeye çalışarak okşamaya başladı. Bir kedi olmasına rağmen, artık sahibinden çok daha fazla şey ifade eden kızın ne kadar üzüldüğünü anlamış gibi, inlemeye benzeyen bir sesle miyavlıyor, siyah patisini kızın cüppesine yavaş yavaş sürüyordu. Baykuşhanede adeta bir cenaze havası hakimdi, kimse ağzını açamıyor, gözlerinden dökülen yaşlara hakim olamıyor, bir ölümün getirebileceği hüznün bu kadar büyük olmasına ve ordaki herkesi etkileyen bu olayın suçlularına lanet yağdırmaktan kendini alamıyordu. Sintié daha önce hiçbir şeyden bu kadar nefret ettiğini anımsayamamış bir şekile bakışlarını kedisinden alarak duvara yaslanmış çocuğa yöneltti.

"Maglor... Bunu yapma-na gerek yok. Bi-biz bir şekilde toparlanırız ama seni böyle görmeye dayanamıyorum. Lütfen gi-git." Gözlerindeki hüznün yerini kısa bir süreliğine sevgi almıştı. Maglor'u çok sevdiğini biliyordu ama o ana kadar sevgisinin bu kadar şiddetli olduğunu anlayamamıştı. Onun gözünden düşen yaşların sebebi olduğunu düşünmek kendini zaten berbat hissetmesini sağlayacak oldukça tatmin edici bir neden olmasına karşın buna bir eklenti daha yapıyordu. Kendisine bu kadar değer veren biri mutlu olmayı fazlasıyla hak ediyordu. Kucağından bir hamlede atlayan kedisine bakmada yerden kalktı ve Maglor'un dayanmış olduğu duvara ilerleyerek çocuğun nefesini hissedebilecek kadar yakınına geldi. Yanağına kondurduğu içten öpücüğün ardından ağlamayı azaltabildiği ölçüde keserek Maglor'a sarıldı. Başını omzuna dayadığı anda biraz önceki zayıf hali geçti, biraz daha iyi hissetmeye başladı. Rahatlamış sayılırdı biraz, yalnız olmadığını bilmek, sevilmek gibi güzel düşüncelere yer vermesi için zihnini zorluyordu. Daha önce kimseye bu kadar bağlanmadığını, bu kadar parçası hissetmediğini düşündükçe, annesinin boşluğuna bir şekilde katlanabileceği, dayanmasının çevresindeki insanlar için gerekli olduğunun da farkına vardı. O sırada o kadar mantıklı olmaktan acizdi ki Alain'i tamamen aklından çıkarmış durumdaydı. Gerçi böyle bir yükün altından kalkmaya çalışırken pek de umrunda değildi kimin ne düşündüğü. Sadece yaşadıklarını sindirmeye, en azından kendisine bu kadar zarar vermemeye, bunun en iyi yolu olarak da en saf duygularının nedeni olan insandan güç almaya çalışmakla meşguldü.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Herşey güzel giderken...

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
2 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2

 Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-