AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6  Sonraki
YazarMesaj
Dexasin Danterius

BannedBanned
Dexasin Danterius



Mücadele Tarafı : Karanlık Taraf
Rp Sevgilisi : Myra Francés Méadows => Evlenince iki tane evcinimiz bi\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\' de Gryfindor
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Piton

Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni - Sayfa 4 Empty
MesajKonu: Geri: Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni   Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni - Sayfa 4 EmptyPaz Eyl. 07, 2008 11:37 am

Dexasin somurtarak Büyük Salon'a doğru yürümeye başladı. Partiye ne biri onu davet etmişti, ne de o birini. Partiye gelmemeyi düşünmüştü aslında. Vakit kaybıydı onun için.. Bütün gece bir sandalyeye tıkılıp kalacaktı. Ama Slytherin Ortak Salonu'nda canı çok sıkılmıştı. Neredeyse herkes partiye gitmişti. Gitmeyenler ise yataklarında uyuyordu herhalde, ya da kütüphanede takılıyorlardı.

Gerçi kütüphanenin açık olacağını sanmıyordu Dexasin. Kütüphane sorumlusunun bile bu partiye gittiğine adı gibi emindi. Ortak Salon'da boş boş bekleyeceğine en azından yemek yiyip boş boş beklemeyi tercih ettiği için Ortak Salon'u terketmiş ve şölene doğru yürümeye başlamıştı.

Büyük Salon'a yaklaştıkça sesler daha da artıyordu. Çılgın bir eğlence var gibiydi, kahkahalar tüm koridorları sarmıştı adeta. Dexasin Büyük Salon'a girince yanılmadığını anladı.

Hogwarts, her zamanki gibi gösteriş budalılığını göstermişti. Her yer balkabakları ve mumlarla süslenmiş gibiydi. Dans pisti dikkatini çekti Dexasin'in. Sanki bir grup çıkacakmış gibi hazırlanmıştı. Hey bu iyi haberdi işte!

Etrafa şöyle bir bakındı. Tanıdığı kimseyi göremedi, eh tanıdığı pek kimse de yoktu aslında. Dudaklarını bükerek açık büfeye ilerledi. Ev cinleleri 1 hafta aralıksız yemekler üzerinde çalışmış gibi görünüyordu. Dexasin'in gözleri ışıldadı adeta.. "Yüce Merlin.." diyebildi ancak ve bir tabak kaparak çıtır tavuklardan doldurmaya başladı kendine.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ethelinda Silvia Seymour

GezginGezgin



Mücadele Tarafı : Dark Side
Rp Sevgilisi : Christopher Bill O'Connor
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Henüz yok

Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni - Sayfa 4 Empty
MesajKonu: Geri: Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni   Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni - Sayfa 4 EmptyPaz Eyl. 07, 2008 8:57 pm

"Rusya mı? Rusya'ya mı gideceksin?"

"Bence en iyisi Kovalayıcı olmak."

"...tamamen saçmalıktan ibaret!"

Silvia Ortak Salon'da insanların arasından sıyrılarak yatakhaneye ulaşmaya çalışırken farklı grupların konuştukları farklı konulara kulak misafiri oluyordu. Pek az kişi yaklaşık bir saat sonra başlayacak olan şölen hakkında konuşuyordu. Yine de Ortak Salon'da normalde olmayan bir hareketlilik ve canlılık vardı. Her yer Slytherinlilerin zevkine göre Cadılar Bayramı için süslenmişti. Her bir kişinin de mükemmel zevkleri olduğunu söyleyebilirdi, Silvia. Merdivenlerden çıkarken duvarlara asılmış olan farklı şekillerde kesilmiş balkabaklarını henüz görüyordu. Bunları son anda takmış olmalılardı. Karanlık koridorları balkabaklarının içinde yanan ışıkla aydınlatmışlardı. Gözlerini onlardan almadan yatakhaneye ilerlerken Ortak Salon'dan gelen sesler uzaklaşıyor ve yatakhaneden gelen hazırlanmakta olan kızların sesleri yakınlaşıyordu. Bir tanesi heyecanla kapıdan fırlayıp hızla merdivenleri inerken Silvia'nın omzuna sertçe çarpmış fakat yere düşen o olmuştu.

"Lanet olsun! Önüne baksana! Daha yeni hazırlandım, bu kıyafete bir şey olmasını istemem. Ve sen de istemezsin çünkü o zaman parasını ödemek zorunda kalırsın! İstesen de ödeyemezsin zaten." Silvia kızın saçma ve boş konuşmasını dinledikten sonra soğuk bir şekilde "Bitti mi?" dedi. Kız yerden zorlukla kalkarak kendini beğenmiş bir şekilde başıyla onayladı. "İyi. Çünkü senin gibi beş paralık insanlara harcayacak vaktim yok." diye sözünü devam ettirdi. Merdivenleri çıkmaya devam ederken birden arkasını dönüp ona sertçe bakmakta olan kıza "Ha, bu arada elbisen iğrenç ve ona verdiğin para neyse yazık etmişsin. Sana daha güzel ve pahalısını alabilirdim." dedi aynı soğuk tavrıyla. Silvia onun ne diyeceğini beklemeden yoluna devam etti, yüzünde zafer kazanmışçasına bir tebessüm vardı. Kız ise umutsuzca arkasından ona küfürler yağdırıp duruyordu.

Yatakhaneye girdiğinde hazırlanmakta olan kızların koşuşturmasıyla karşılaştı. Kimisi ortalığın altını üstüne getirerek bir şeyler arıyor, kimisi kıyafetini giymekle uğraşıyor, kimi ise her şeyini bitirmiş makyajla uğraşıyordu. Silvia bir süre olduğu yerde durup olanları izledi. Çabucak hazırlanabilirdi; acelesi yoktu. Neyse ki bir süre sonra ortam sakinleşmişti. Herkes ne istiyorsa halledebilmiş, karışıklıktan kurtulmuşlardı. Şimdi ise sakince hazırlanıyorlar, işi biten çıkıp gidiyordu. Silvia da fazla oyalanmadan yatağının altındaki kutunun içindeki elbisesini çıkarıp giydi. Saçlarını -bu sefer- düzgünce topuz yapıp yanlardan biraz bırakmıştı. Her zaman böyle yapardı fakat bu sefer daha da özen göstermişti. Aynada kendisine baktığında kıyafetin üzerine gerçekten çok güzel oturduğunu fark etti. Daha önce de denemişti fakat o sadece bir kontroldü. Ryan gerçekten iyi tutturmuştu, ona nasıl teşekkür edeceğini bilmiyordu.

Artık hazırdı ve Ortak Salon'a inerek Ryan'ın geleceği saati beklemeye başladı. Az öncekinden daha az kişi vardı şimdi. Hazırlanan çıkıp gidiyordu. Kimisi tek, kimisi partneriyle gidiyordu. Hatta kimisi şölene gitme zahmetinde bile bulunmuyordu. Saçma ve zaman kaybı olarak buluyorlardı.Silvia duvarda asılı olan saate baktığında zamanın geldiğini düşünerek oturduğu koltuktan kalkıp kapıya yöneldi. Tam o sırada erkekler yatakhanesinden Jeremy çıkmıştı, heyecanlı görünüyordu. Silvia onun yanına gelmesini bekleyip
"Çok yakışıklısın. İstikamet Ravenclaw Ortak Salonu önü mü?" dedi yüzündeki hafif tebessümle. Sorunun cevabını tabii ki de biliyordu ama yine de sormuştu. "Dalga geçme!" diye cevap verdi Jeremy endişeli bir ses tonuyla. "Hayır, dalga geçmiyorum. Her şey yolunda gidecek merak etme. Ve bu kadar heyecanlanma." Bunları konuşurlarken kapının önüne çıkmışlardı bile. Silvia o sırada yanlarına gelmekte olan Ryan'ı gördü. Yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi ve ona el salladı. Ryan da ona aynı şekilde karşılık verdikten sonra yanına gelip alnına bir öpücük kondurdu. Silvia Ryan'ın deniz mavisi gözlerinin içine baktığında mutlu olduğunu görebiliyordu. Gitmek üzerelerken Silvia Jeremy'ye döndü, hala çok gergin görünüyordu.

"Ah, hadi ama Jeremy! Bu sadece bir Cadılar Bayramı Şöleni. Ona evlenme teklifi etmeyeceksin. Şimdi sakin ol."

"Biliyorum, biliyorum ama yine de heyecanlanıyorum işte."

"Heyecanlanırsan işleri daha da berbat edersin. Derin bir nefes alıp ver ve her şeyin iyi olacağını düşün."

"Tamam, tamam. Bana şans dile."

"Bol şans."

Jeremy onlardan önce hızla giderken Silvia da Ryan'ın koluna girip yavaşça ilerlemeye başladı. Ryan bir an sessizleşmişti, Silvia'nın ne olduğunu anlaması uzun sürmedi. "Yapma! Jeremy'den de kıskanmış olamazsın. Artık saçmalama derecesine geliyorsun." diyerek konuyu kapatmış ve Ryan'ın söylediği hiçbir şeyi dinlememişti. Sonunda Büyük Salon'a geldiklerinde içerideki canlılıkla içi heyecan dolmuştu. Her şey her zamanki gibi harikaydı. Büyük Salon müthiş görünüyordu. Her yer ışıl ışıldı ve balkabaklarıyla doluydu. Tavanlarda ve her yerde balkabakları aydınlatıyordu salonu.Silvia bir süre bu ihtişamdan gözlerini alamadı. Daha sonra Ryan'ı Slytherin masasına davet etti. Hufflepuffların arasına oturacak hali yoktu ya! Ryan Silvia'ya nasıl hissettiğini sorduğunda Silvia ne diyeceğini bilemedi. Çevresine bakıp "Harika!" dedi. Ryan bu cevaptan memnun görünüyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/ethelind
Kevin Garcia

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Kevin Garcia



Mücadele Tarafı : Tarafsız
Rp Sevgilisi : Yalnızlıksa kaderi kabullenmektir bunu fikri xD
Kan Durumu : Safkan

Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni - Sayfa 4 Empty
MesajKonu: Geri: Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni   Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni - Sayfa 4 EmptyPaz Eyl. 07, 2008 10:20 pm

Kar düz bir tabaka halinde etrafı kapatmış, insana huzur veren bir görüntü oluşturuyordu. Hogwarts'ın içinde ise karın soğukluğu yerine heyecanlı ve meraklı bir hava dolanıyordu. Herkes Cadılar Bayramını önceki geceden kurdukları planlarla konuşmaya başlamıştı ama Ross onlardan biraz daha farklı davranmıştı bu konuda. Bir kaç gündür durmaksızın baykuşlarla mektuplar yolluyor ve durmaksızın heyecanlı hareket ediyordu. Ancak bu heyecanın yanında ufak bir korku da vardı. Planlarını yetiştiremezse büyük bir hayal kırıklığına uğrayacağını biliyordu... Yeni gelenlere ve eskilere her yıl yaptığı gibi şakalarla dolu bir parti yaşatmalıydı. Böylece Şarlatanlar herkes tarafından bir kez daha hatırlanacaktı.

Akşam üstü olmuştu. Herkes heyecanla giyiniyor ve birbirleriyle sohbet ediyorlardı; Ross ise kimseyle konuşmadan hazırlanıyordu. Acelesi var gibi görünüyordu. Yüzünde ise eskisine göre daha güçlü bir neşe vardı tabi bu mümkünse. Bugün tüm hazırlıklarının sonuydu. Geciktirmek asla ama asla istemezdi. Yatağının başında bir süre sessizce durarak saatine göz attı. Beklediği paketin gelmesine daha zaman olduğunu biliyordu. Bu yüzden yavaş yavaş giyinmeye başlarken dolabından iki torba çıkardı. İçinde yuvarlak fitili olan toplar vardı. Ama bunlar bilmeyenler adına anlamsız gelirken aslında bunlar özel havai fişekleriydi. Bunları şarlatanlar adındaki grupta bulunan kişilere dağıtmayı düşünüyordu. Şölenin tam ortalarında böyle bir gösteririn hem eğlenceli hemde zararsız olacağını biliyordu. Giysilerini giydikten sonra son kez saatine baktı. Şölenin başlamasına az kalmıştı ama kendisinin gitmesi gereken daha önemli bir yer vardı.

Torbayı sırtına atıp Ortak Salondan ayrılan Ross herkese selam verdikten sonra koridorlarda ilerleme başladı. Normal şartlara göre daha kalabalıktı koridorlar ve bu Ross'u yavaşlatıyordu. Yüzün hafif alaylı ifadeyle kendisine yol açmaya çalışırken konuşmak için önünü kesenleri de hızlıca atlatıyordu. Bir kaç koridoru geçtikten sonra daha boş bir koridora girdi. Baykuşhaneye giden koridordu burası. Merdivenlerden çıkarken o farklı kokuyu gene hissetti. Sonunda fare iskeletleri dolu baykuşhanenin içinden geçerken yüzünde bir rahatlama ifadesi vardı. Çünkü beş baykuşun taşıdığı bir sandık hemen önünde duruyordu. İçinden arada bir tıkırtılar geldiğini duyabilmişti... İçindekilerin ne olduğunu biliyordu.


"Yarasalar..."

Ağzından mırıltı halinde bu sözler çıkmıştı. Şimdi gözüne hemen sandığın üzerinde duran mektup ilişmişti acele ile mektubu alıp açtı...


"Sevgili Ross..

Sanırım Cadılar Bayramında eğlence kapanışında bu şaka güzel gidecektir.. Yarasaların geçişi. Ha ama sakın ne esprisi var ki bunun deme... Bla bla bla .......

Söylediğim gibi bunlar eğitimli hepsinin taşıyacağı balkabağı şeklindeki şekerler de diğer sandıkta. Sadece şekerleri çıkarman yeter onlar napıcaklarını bilirler merak etme... İçeriye girmeleri içinde şöyle bir eğitim verdim.. Kapının önünbde gri bir duman oluşmasını sağla . Dumanı gördüklerinde içeri gireceklerdir.. Neyse şekerlere gelirsek öyle sırf iyilik amaçlı değil. Çeşit çeşit özellikleri var. Bazıları kişin ilk gördüğü kişiye aşık olmasını sağlıyor.., bazıları kişilere engel olamadıkları kahkahalar attırıyor..Buna benzer bir çok özellikle dolular. Sana eğlenceli şölenler.."


Ross parıltılı gözleriyle okumuştu mektubu. Böyle bir plan gerçekten eğlenceli bir son yaratabilirdi kendi açısından. Durmaksızın gülenler ve karşısına ilk çıkan kıza aşık olan erkekler. Gerçekten eğlenceli olacaktı. Tekrar saatine baktığında geç bile kaldığını fark etti. Diğer sandığın arkasında duran sandığı büyük olanın üstüne koydu. En üste ise kendi getirdiği çuvalı koydu. Sonra asasını çıkarıp bunları haffiletti.

Büyük Salonun girişine vardığında içerden neşeli sesler geliyordu. Ross herkesin keyfinin yerinde olduğunu fark etmişti. Gruptaki herkesin plana göre hazır olup olmadığını düşündü. Umudu olmalarından yanaydı. İlk önce şu sandıkları gerektiği gibi koymaya karar verdi. Hemen karşıda duran bir heykelin arkasına taşıdı hepsini. Bir süre duraksayarak yorgunluğunu üstünden atmaya çalıştı. Evet büyüyle sandıkları hafifletmişti ama bu kadar yol taşımak yormuştu kendisini gene de. Sonunda elini göğsünden çekebildiğinde nefes alışları normale dönmüştü. İlk önce küçük sandığı açmanın akıllıca olacağına karar vermişti. Yüzündeki sırıtış balkabağı şeklindeki çeşit çeşit şekerleri görünce artmıştı. Son olarak asasını büyük sandığa doğrultu. Kapak yavaşça açılmıştı. İçerde duran yüze aşkın yarasa sessiz bir şekilde duruyordu. Gerçektende duman çıkmadan hareket etmeyeceklermiş gibi görünüyorlardı. Son olarak kenarda kalmış olan torbayı tekrar alarak büyük salona ilerledi. Kimse kendisini fark etmemişti. Herkes neşeyle sohbet ederken bu havai fişekleri dizmesi daha kolay olacaktı. Öncelikle özel olanları kapı önünde görünmeyecekleri yerlere koydu. Bunu yapmasıyla torba biraz daha hafiflemişti Şimdi masaların arasından geçiyordu. Bazıları kendisine gülümseyerek el sallarken kendiside onlara neşeyle selam veriyor ve elindeki torbayı belli etmemeye çalışıyordu. Kendini belli etmemek için her masanın önünde tanıdıklarıyla bir süre muhabbet ederken sessizce poşetin içindeki fişekleride masaların önlerine koyuyordu. Son masanın önünede fişekleri dizdiğinde derin ve rahat bir nefes aldı. Artık kendi yerine geçebilirdi.

Herkes birbiri ile heyecanla konuşurken yerine geçti. Gerçekten daha kalabalık görünüyordu salon. Herkesin yüzünde bir gülümseme vardı. Kendilerini yıldızlar içindeki tavan altında güvende ve rahatta hissettikleri belliydi. Şimdi yapacakları şaka ise neşeli atmosferi biraz daha güçlendirecekti. İlk önce Profesörlere göz attı. Onlarda şölenin tadını çıkarıyor ve dönem başı yaşadıklarının stresini atıyorlardı... Ross yüzünde bir gülümseme ile herkesi süzdü. Şaka yapmak için en uygun zaman bu andı. Herkes eğlencenin tadına bakarken başta ufak bir şaşkınlık yaşayacaklardı. Yüzlerindeki ifadeyi hayal etmek bile Ross'u heyecanlandırıyordu.

Gözleriyle Şarlatanlar Grubunda bulunanları aradı. İşaretin ne olduğunu zaten hepsi biliyordu. Havai fişeklerin yerini de hepsi biliyordu. Yapmaları gereken tek şey asaları ile masa önündeki havai fişekleri patlatmaktı. Kapı önündeki özel fişekler kendi işiydi çünkü.. Yarasalar ise kendi başlarına hareket edeceklerdi. Sonunda hepsinin kendisini gördüğünden emin olduğunda başını şimdi anlamında salladı. Ross patlama seslerini duydu. Tavan doğru masa önlerinden rengarenk ışıklar çıkıyor ve patlıyordu. Bazıları ufak şekillere bürünürken bazıları sadece havada uçuşuyorlardı. Ross kendi asasını kapı önüne doğrultu. Kısa bir an sonra daha gürültülü bir patlama oldu hemen kapı önünde. Önce küçük bir sis oluştu. Hemen ardından da kapının biraz üstünde kocaman bir balkabağı oluştu. Gülen ağzı ve gözleriyle görkemli görünüyordu... Bazılarının yüzünde ufak bir korku ve şok ifadesi varken bazıları olanları idrak etmeye çalışıyordu ama bu kolay değildi. Büyük Salon bir anda rengarenk oldu. Kırmızı , sarı, turuncu, yeşil... Vızıldayarak uçuşan renkler birbirine karışıyordu.. Daha kimse bunların şoku atlatamadan ise içeri yüzlerce yarasa süzüldü. Sanki balkabağının ağzından çıkmışlardı. Hepsi birkaç tane balkabağı şeklinde şekerler taşımaktaydı... Kendilerinden korkanları dahi umursamadan herkesin önüne şekerleri bıraktılar...

Ross şimdi herkesi tekrardan süzüyordu. Bazıları sırıtmaya başlayarak havai fişekleri izliyordu. Ancak herkesin gözü öncelikte tavanda oluşmuş yazıya kaymıştı..


"ŞARLATANLAR..."

Bir uğultu halinde herkesin bu ismi okuduğunu rahatlıkla duyabildi Ross ve yüzünde bir gülümsemeyele arkasına yaslandı. Şaşkınca konuşmalar arasında bu şarlatanların kim olduğunu merak edenlerin sesini duyabildi. Sadece gülümseyerek bakındı. Kimse Şarlatanları öğrenemeyecekti bu gerçek hoşuna gitmişti doğrusu. Hepsini süzmeye devam ederken bazılarının açgözlülükle önlerine bırakılan şekerlere hemen saldırdığını görebildi. Bu sırıtışını daha da artırmıştı.. Bu kadar acele etmelerinin acısını da göreceklerdi. Bu gerçeği bilen çok az kişiden biri olmak kendisini memnun etmişti.


Not: Bundan sonra yazacaklar bu rpye dikkat ederek yazarlarsa sevinirim xD.. Özellikle masaya bırakılan şekerler normal değil burdan da hatırlatıyım... Bazıları yiyen kişinin ilk gördüğü kişiye aşık olmasını sağlarken bazıları yiyen kişinin kontrol edemediği kahkahalar atmasını sağlıyor... Buna dikkat ederseniz sevinirim
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Gabriella Adeliné O'Brien

GezginGezgin
Gabriella Adeliné O'Brien



Mücadele Tarafı : Tarafsız.
Rp Sevgilisi : Alain Paul Dixie.^^
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Su Samuru.

Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni - Sayfa 4 Empty
MesajKonu: Geri: Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni   Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni - Sayfa 4 EmptyPerş. Eyl. 11, 2008 12:32 pm

Salon gitgide doluyordu ve Gaby gitgide kendini daha da kapana kısılmış gibi hissediyordu. Kalabalık ortamlardan hoşlanmazdı , hem de hiç. Üstelik giyinip kuşanmak için de pek vakti olmamıştı.. Ravenclaw masasında oturmuş diğerlerinin muhabbetini dinliyordu ama bi' yerden sonra muhabbete katılmayı bıraktı. Sıkılmıştı , balo ve balo tarzı her türlü şeyden gıcık alırdı... İnsanların süslenmek için kastığı yerler gibi gelirdi ona buralar.. Tamam , ne kutlamak istiyorlarsa kutlasınlar ama taş bebek gibi giyinip süslenip püslenmeleri saçmayı Gaby'ye göre.. İç geçirdi ve kendini muhabbetten tamamen kopmuş buldu. Kızlar dedikodu seansına başlamıştı , Gaby ilgilenmedi. Gözleriyle salonu taradı belki eğlenceli ya da çılgınca bir şeyler yapabileceği birini görürdü...

O sırada Ross'ın salondan içeri girdiğini gördü. O anda geçen günlerde yapacağını söylediği şey geldi Gaby'nin aklına. Ross'a doğru el salladı , çocuk sırıtınca bi' "şarlatanlık peşinde" olduğunu anladı Gab. İster istemez o da sırıtmaya başladı ve Ross ona bedeninin arkasında sakladığı poşeti gösterdi çaktırmadan.. Gab ne olduğunu hemen anladı , diğerlerine de haber vermeliydi ama Rose da oradaydı. Kızlar hararetle dedikodu yapıyordu halen , Gab kendine en yakın olan Sintié'nin kulağına fısıldadı ;

" Ross , o bahsettiği şeyi yapmak için burada. Diğerlerine haber ver , işareti biliyorsunuz.. "

Sintié 'tamam' anlamında başını salladı. O diğerlerine Rose'a çaktırmadan planı anlatırken Ross da kapı önlerindeki işini bitirmiş şimdi de masaların arasında yürüyordu. Bütün fişekleri yerleştirmiş olmalıydı ki Ravenclaw masasında yerini aldı Ross , şimdi bütün Şarlatanlar grubu sessizlik içinnde Ross'a dönmüş işareti bekliyordu. Rose da etrafını inceliyor , hiç bir şeyden haber iyokmuş gibi görünüyordu.. * Tanrım , en azından tam olarak yapacağını söylemeliydin Ross! * diye düşündü Gaby. Gaby Ross'ın Yüce Masa'ya göz attığını farketti , hemen o da masaya baktı ama profesörler kendilerini yemeklere kaptırmışlar , içkilerini yudumlayıp sohbet ediyorlardı. Bütün şartlar uygundu , işaret her an gelebilirdi. Gaby asasını masanın altından Slytherin masasının önlerindeki fişeklere doğrulttu. Diğerlerinin de masanın altından başka yerlerde olan fişeklere nişan aldığını farkedebiliyordu , çünkü hepsinin elleri masanın altında hareketlenmişti. Ross kafasını şimdi anlamında salladı - ve patlama sesleri duyuldu. Plan kusursuz işlemişti , Ross'ın yapımı olan bütün fişekler patlatılmıştı. Gaby kendi fişeklerine baktı , Slytherin masasının önünden fırlıyor , öğrencilerin kafalarının üzerinde vızıldayarak uçuyor rengarenk şekillerde patlıyorlardı. Gözü Drakin'e ilişti Gab'in , afallamış görünüyordu , yüzüne bir sırıtış yayıldı. Bunu Gaby'nin yaptığını bilseydi ne düşünürdü acaba...

Diğer öğrencilerin parmaklarıyla işaret eederek kapıya baktıklarını farketti Gaby , hemen dönüp baktı. Kapıda kocaman bir balkabağı belirmişti. Evet , bu da planın bir parçasıydı. Ama planın gerisini bilmiyordu Gaby , bundan sonraki şeyler artık onun için de şaşırtıcı olacaktı. Balkabağının etrafını aran sislerin arasından , balkabağının ağzından çıkıyormuş gibi görünen yüzlerce yarasa süzüldü içeri , Gaby'nin ağzı kulaklarına varmıştı , harika bir fikirdi bu. Her bir yarasa ağzında irili ufaklı balkabağı şeklinde şekerler taşıyordu. Yarasalar eğitilmişti belli ki , hepsi taşıdığı şekerleri öğrencilerin önüne bırakıyordu. Gaby birden kafasında minik bir darbe hissetti ve kucağına bir şeker düştü. İlkin yemeyi düşünse de , Ross'ı tanıdığı için bu şekeri yemenin pek de hayra alamet olmayacağını biliyordu. O yüzden belki lazım olur diye çantasına koydu şekeri daha sonra bu şekerin özelliklerini - Ross'ı tanıyordu , bu şekerin normal bir şeker olmadığını biliyordu o yüzden - öğrenmeyi aklının bir köşesine yazarak. Küçük-büyük bütün öğrenciler önündeki şekerleri yemeye koyulmuştu ama fişeklerin etkisi geçmeden önce havada oluşturduğu yazı herkesin bir kaç saniyeliğine yaptığı herşeyi bırakmasına neden oldu. Havada kocaman yaldızlı harflerde ;

" ŞARLATANLAR "

yazıyordu. Gaby içten içe Ross'ı tebrik ederek ağzı kulaklarında sırıtmaya koyuldu. Salonda bir uğultu vardı , sanki herkes 'Şarlatanlar' diyordu.. Çevresinde insanların birbirlerine sorduklarını duyuyordu; ' Şarlatanlar da kim? Çok havalıydı! ' ya da kendilerine pay çıkarıyorlardı ' Ben onları tanıyorum , hepsi çok yakın arkadaşımdır..' Ama Şarlatanlar'dan başka kimse Şarlatanların kim olduğunu bilmiyordu ve hiç bir zaman da öğrenemeyecekti. İlerilerde Hufflepuff'lı bir çocuğun şekerini ısırdığını ve sonra hemen yanındaki kızı öpmeye başladığını gördü ; şekerlerin ne işe yaradığını anlamıştı.. İleriden Ross'ın muzaffer bir edayla onlara doğru yürüdüğünü gördü. Yanlarına vardığında üzerinde yanık kokusu gibi bir şey olduğunu farketti Gaby. Hemen yanındaki sandalyeyi işaret etti ve Ross oturdu. Rose'a bir göz attı ve Ross'a doğru fısıldadı ;

" Harikaydın , bu gelmiş geçmiş en iyi Cadılar Bayramı Balosuydu...! Ama yanmış tezek gibi kokuyorsun , fişeklerin fitillerini ateşlerken kendini de yaktın heralde.. "

Asasını Ross'a doğru kaldırdı ve daha önceleri Mia'nın ona öğrettiği bir büyüyü yaptı. Bu büyü , asıl vücut kokuna uygun bir koku yaratıp , o şekilde kokmanı sağlıyordu. Burnuyla havayı kokladı Gaby , yanık kokusu gitmişti ;

" Evet , böyle daha iyi.. Şiimdi söyle bakalım nereden buldun bu yarasaları , bu fikir gerçekten dahiyaneydi! "

dedi Ross'a soran gözlerle bakarak. Kim birine yüzlerce eğitilmiş yarasa yollardı ki , yoksa satın mı almıştı onları Ross?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/gabriell
Charlott Imogen Swénny

GezginGezgin
Charlott Imogen Swénny



Mücadele Tarafı : Ölüm Yiyen^ck xD
Rp Sevgilisi : Kai^mMm..Bi Tanem..AsHkım xD
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Biz daha bebeyiz..Bize patronus vermiyolar! xD

Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni - Sayfa 4 Empty
MesajKonu: Geri: Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni   Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni - Sayfa 4 EmptyC.tesi Eyl. 20, 2008 9:50 pm

Salon dolup taşıyor, her yer insan kaynıyordu. İçerisi öyle bir uğultu içerisinde boğulmuştu ki kimsenin birbirini duyduğunu zannetmiyordu. Myra'yı kaybetmişti şimdi. Zaten bu kalabalıkta bulmakta elbette zor olacaktı. Omzunda gitarı ile herkese çarpa çarpa ileliyordu kalabalıkta. Gözleriyle Kai'yi arıyordu. İşte tam burada platformun önünde buluşacaklardı. Gelmediğini gördüğünde ise *Gelir yakında sanırım*diye fısıldadı ve elinde içeceklerle gelen Gaby'nin elinden bir kadeh aldı. Keyifli bir gecede içmekten büyük bir zevk yoktu Imo için. Hem performansınında artığını söyleyenler oluyordu içtikten sonra. Gitarını sahne arkasına koydu ve çevreyi süzmeye başladı. Orada Leighton ve onun arkasında Suzanne isimli bir kız vardı. İkisinden de haz ettiği söylenemezdi. Kai'nin çevresinde dolanan Hufflepuff'lı sürtüklerdendiler. Onlara ters bir bakış atarak yanlarına gitti ve " Nabersiniz kızlar?" dedi edalı bir tavırla. Elinde ise kırmızı şarabını tutuyordu. Kızlar önce tereddüt etmişlerdi cevap vermek için. Imo ise " Ah! Altınızı mı ıslattınız yoksa?" diyerek bir kahkaha koyuvermişti. Kızların ikisi de aynı anda elbiselerine bakmak için eğildiklerinde ise başlarından aşağıya şarabı boşaltmıştı. Kötülük...*Bunu seviyorum*diyerek oradan uzaklaştı. Keyfine diyecek yoktu. Bir de Kai gelse. Salonda neredeyse tüm tanıdıkları görmüştü. Hepsine yapma bir gülümseme göstererek ilerlemiş ve platformun oraya geri dönmüştü. Yanına gelen Kanlı Baron'a bakarak " Oh..Selam " dedi ve içinden geçtiğini hissetti. Tuhaf ve iğrenç denilebilirdi. Arkasında duran büyük masadan bir kadeh daha aldı ve elini sallıyarak uzaklaştı. 2.kadehi olmasına rağmen nedense dengesini hafifçe kaybetmişti ve saçma sapan şekilde gülüyordu. Nasıl olurdu? 2.kadehte sütler gibi sarhoş mu olmuştu? Kendi kendine acıyarak sahne arkasına giderek oturdu. Gitarını kollarının arasına alarak çalıyor gibi yapmaya başladı. Ağzında ise her zaman ki şarkılarından biri olan "Zombie" vardı. O şarkıyı bir türlü hafızasından silemiyor,her gitarı eline alıştı bu şarkıyı çalası geliyordu. Zaten en iyi çaldığı parça da bu olsa gerekti. Elinde ki kadehi kenara bıraktı ve Kai'yi beklemeye başladı..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Kai D. Malfoy

GezginGezgin
Kai D. Malfoy



Mücadele Tarafı : ♠Ölüm Yiyorum ölüm nası yenir yaa x)♠
Rp Sevgilisi : ♠^Dadlumm^Charlott Imogen Swénny^Bidenem o benim^.♠
Kan Durumu : ♠Pure Blood//Safkan//Bulanıklardan Nefret Ediyorum.♠
Patronus : ♠Köpek Balığı♠(Seçidir bulanık yemez midesine dokunuyo):D

Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni - Sayfa 4 Empty
MesajKonu: Geri: Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni   Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni - Sayfa 4 EmptyC.tesi Eyl. 20, 2008 10:30 pm

Kai yatakhanede hazırlanmış yatakhaneden çıkmıştı.Koridorlarda yürürken aklına gitarını kontrol etmek geldi.Eline aldı gitarını bir süre elini üstünde gezdirdi.Siyah kırmızı çizgiler vardı gitarının üstünde.Deneme yapmaya karar verdi.Koridorlarda yankı yapıyordu.Bir tane Gryfinndor'lu çocuk geçerken Kai'ye baktı.Kai:

"Neye bakıyorsun sen seni gibi Bulanık."dedi.Çocuk başını eğerek uzaklaştı denemeye devam eden Kai.Gitarının iyi olduğunu fark edince.Arkasına koydu ve yola devam etti.Salondan içeriye girmeden önce kendisine çeki düzen verdi.Sarı saçlarını sol eliyle geriye doğru ittiren Kai kapısından yansımasını gördü.Kapıyı açıp içeri girdiğinde inanılmaz bir kalabalık vardı.Kai heyecanlansada sorundeğildi.Bir kadeh aldı.Yürürken herkez ona bakıyordu.Bir kızı gözüne kestiren Kai.Yürürken kıza göz kırpmayı imal etmedi.Arkasını dönüp baktığında kızın zıplayıp arkadaşlarına bir şey anlattığını gördü sanırım onu anlatmakta idi.Kai sahne arkasına gitti.Orada bir anda karşısında İmo'yu görünce saatte baktı geç kalmıştı Kai.Acaba onu çok bekletmişmiydi?Sırtındaki elecktro gitarını çıkarıp duvara dayadı.İmo'nun yanına gidip bir yere oturdu.İmo'nun saçlarına eline sürten Kai:

"İmo çok bekletmedim ya ?"dedi.O anda İmo'nun gözlerinin içine bakıyordu.Kanlanmış gibiydi yorgunmuydu acaba?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
James Simon Lorgoff

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
James Simon Lorgoff



Mücadele Tarafı : SD

Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni - Sayfa 4 Empty
MesajKonu: Geri: Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni   Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni - Sayfa 4 EmptyCuma Eyl. 26, 2008 12:48 am

İçeri girdiğinden beri bir sağa bir sola sohbet ederek masaları dolaşıyordu. Elindeki kaymak birası gitgide dibini bulurken, konuşmalar arasında geçen birkaç cümlede adını duyuyor ve derslerdeki birkaç sohbetten bahsedildiğini anladığında, sohbete dahil olup neşeli şakalar yapıyordu. Bir ara Slytherinli kızlardan birinin elinden bir kaymak birası daha alıp kendi etrafında dönerek kızında geçmesine izin verdi. Oldukça neşeliydi. Şakalar, komik repliklerle dolu bir gece, eğlenceli danslar arasında devam ediyordu. Paula bir ara kendi binasından birkaç kişinin içeri girdiğini görür gibi oldu. Masadakilerle olan sohbetine yarı oturur yarı ayakta devam ederken, arkadaşlarına yanlarına gelmeleri için el sallıyordu.


Herkes öyle neşeliydi ki; açılış şöleninde olanlar unutulmuş, koca bir yılın sonuna yaklaşılıyordu yavaş yavaş. Dersler ilerliyor ve hazırlıklar yapılıyordu. Eve gitmek düşüncesi onu bütün eğlenceden alıkoysa da; şu an için zamanın tadını çıkarmayı yeğliyordu Paula. Tabaklarda duran ufak tefek ordövürlerden atıştırırken, ellerini temizlemek için aldığı peçetesini yere düşürdü. Eğilip peçeteyi almak için hamle yaptığındaysa, yanındaki arkadaşının balkabağı suyunu devirdi.

''Paula, bugün sakarlığın üzerinde bakıyorum. ''
'' Şeyy, tamam, panik yapmayın, düzelticem şimdi. ''

Tekrar doğrulduğunda üzerine başına bulaşan balkabağı suyunu başka bir peçeteyle sildi. Bunlar olurken masadaki herkes gülmeye başlamıştı. Gülmeler arasında şenlik daha da eğlenceli hale gelmişti ki birden bire patlama sesleri arasında görsel bir şölen başladı. İlk anda herkesi tedirgin eden bu patlamalar, ışık huzmelerinin şovuna dönüştüğünde herşey değişmişti. Işıkların şovu '' Şarlatanlar '' imzasıyla bittiğinde, salonda sorular dönmeye başlaıştı.Paula da diğerleri gibi ağzı açık kalmış olanları izlerken, kocaman bir balkabağı kapıdan içeri havalandı. Bu şölenin sürprizlerinden biri olduğunu düşündükleri ürkütücü balkabağının ağzından çıkan yarasalarla, az evvelki kahkahalar çığlıklara dönüşmüşlerdi. Cadılar bayramı kelimenin tam manasıyla olması gerektiği gibi, korkunçtu.

Bütün bu karmaşanın ortasında Paula, içeri girdiğinden beri göremediği Ross'u gördü. Diğerleri gibi pek tepkili görünmüyor sadece gülüyordu. Paula koca şölen boyunca onun yanında olmayışına şakayla karışık sitem etmek üzere yerinden doğruldu. Fakat tam o sırada başından aşağı düşen bir şekerle yerine oturdu. Masaya düşen şekeri aldı ve Ross'un yanına gitmeden önce ağzına atmak üzere jelatinin açmaya başladı. Bir yandan Ross'a doğru yürümeye diğer yandan da jelatini açmaya uğraşıyordu. Kalabalıkta yürümek zorlanmıştı. Boynuna sarılıp '' Bütün gün nerelerdeydin? '' demek üzere adımlarını hızlandırdı. Aynı anda da, aroması ile biraz daha neşeleneceğini umduğu şekeri ağzına attı.

Ağzındaki aromanın yayılmaya başlaması ile birlikte, kapının açılmasıyla birlikte, öylesine kapıya bakan gözleri, birden bire donakaldılar. Kapıdan giren, adının Enrique olduğunu bildiği Syltherinliye doğru koşup sarılmak için inanılmaz bir istek duydu içinde. Kafası allak bullak, kendine engel olamadan adını bağırarak ona doğru koşup kollarını boynuna doladı. O anda hem Ross hem de boynuna sarıldığı Syltherinlinin şaşkın olduğunu gözleriyle görse de, ilginç bir şekilde umursayamıyordu. O anda tek düşündüğü, Enrique'nin yanından ayrılmamaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lisa Angel Black

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Lisa Angel Black



Mücadele Tarafı : Karanlık Taraf
Rp Sevgilisi : hmm buldum sanırım xD William James Dorwell
Kan Durumu : Safkan'ım ve en kısa sürede Safkan bir aileye girmek istiyorum.
Patronus : bilmiorum xD maralı düşünebilirim ^.^

Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni - Sayfa 4 Empty
MesajKonu: Geri: Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni   Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni - Sayfa 4 EmptyCuma Eyl. 26, 2008 10:58 am

Lém, Hogwarts'ta yeni bir döneme başlamıştı. Yaz tatilinde okulunu çok özlemişti. Çünkü arkadaşlarının hiçbiri ile görüşememişti. Hepsi şehirdışına çıkmışlardı. O da bütün bir yaz boyunca çalışıp derslerini düzeltme yolunda büyük adımlar atmıştı. Slytherin binasının en başarılı öğrencisiydi. Şu ana kadar aldığı notların hepsi mükemmeldi ama o daha iyisini istiyordu. Çok hırslıydı. Her zaman daha iyisini yapmak istiyordu. Dört yıl önce Seçmen Şapka, onu bu yüzden Slytherin'e seçmemiş miydi zaten?...

Yeni yılın Cadılar Bayramı'na hazırlanıyordu şimdi. Ne giyeceğini hiç seçemiyordu...


"Tanrım! Dolabım ağzına kadar dolu ama neden hiçbiri bir işe yaramıyor?!"

Derken, gözüne annesinin aldığı elbise takıldı. Bu yaz kuzeninin düğünü için almıştı ona bunu. Çok güzel bir elbiseydi. Beyazdı. Üzerinde mor, yeşil,mavi ve pembe çiçekler vardı. Göğüs hizasından bir kurdele geçiyordu. Dizinden biraz aşağıdaydı eteğinin boyu. Dibinden birkaç santim yukarıdan şık ve sade bir fırfır vardı. Bu elbiseye bir baktı. Gerçekten çok beğenmişti ilk gördüğü zaman. Annesi onun için özel olarak diktirmişti...

Birkaç dakika içinde elbiseyi giydi. Onun yaşındaki hiçbir kız bu elbisenin içine sığmazdı doğrusu. Ama Lém'in avantajıydı bu. Yaşıtlarına göre çok daha uzun boylu ama çok daha zayıftı...

Elbisesini giymişti. Şimdi hafif bir makyaj yapacaktı. Hogwarts katı kuralları olan bir okuldu. Böyle bir okulda kalitesini düşürmek istemiyordu...

Saçını da yapmıştı. Artık hazırdı. Aynaya baktı. Nedense kendini bir türü beğenemiyordu. Oysa çok güzel bir kızdı. Birçok arkadaşı onu bu yüzden çok kıskanıyordu...

Ağır adımlarla Yatakhane'den çıktı. Geçen seneden bu yana Hogwarts'ta hiçbir şey değişmemişti. Sadece etraf çok kalabalıktı. Yüzlerce öğrenci ßüyük Salon'a girmeye çalışıyordu. Etraf çok kalabalıktı.


"Çekilir misiniz? Yol verin...lütfen...Geçebilir miyim? İzin verir misiniz?"

Sonuda kapıdan içeri girmeyi başarmıştı. İçerisi mahşer yeri kadar kalabalıktı...

Hızlı adımlarla Slytherin Masası'na doğru yürüdü. Aynı dönemde olan arkadaşı Minyorin'in yanına oturdu.


"Selam! Nasılsın? İçerisi çok kalabalık, gelene kadar canım çıktı."

Diyerek selamladı onu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Hogwarts Geleneksel Cadılar Bayramı Şöleni

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
4 sayfadaki 6 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6  Sonraki

 Similar topics

-
» Hogwarts Bunu Unutamayacak!

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-