Gün Batımı

Banned

Her şey çok açıktı , Arina ile vampir olduğu için ayrılmışlardı.Ama o güzel ilişki bu nedenden bitmemesi gerekiyordu , onun söylediği şeyi ilk önce onun bilmesi gerekiyordu.Kimseden saklanması da gerekmiyordu , hele ki ondan.Ama o ne yapmıştı ; tam tersini , ona söylememişti.Ve böylece en büyük hatayı yapmıştı ki bunun geri dönüşü de yoktu.Biraz sinirlenmişti ama geçmişte kalan bir şeydi fazla üzerinde kalmanın anlamı yoktu.Şimdi bakışlarını göle çevirmişti , uzun bir sessizliği bozan kelimeleri dudağından döküldüğünü fark etti

''-Arina sana inanamıyorum.Başka bir şey demiyeceğim.BENDEN SAKLADIĞIN BU MUYDU YANİ?''

sesini yükseltmişti biraz , onun vampir olmasına aldırmıyordu , aldırmazdı da zaten.Ne olursa olsun onu eskiden çok seviyordu , ve sevgisinin bu aptal küçük ayrıntı bozamazdı.Aslında hiç bir şey bozamazdı.Şimdi onun yüzüne bakarak ayağa kalktı ve gölün yanına doğru ilerledi.Kendini fazla suçlu hissetmişti.Belki de b unu hakketmişti , belki de hakketmemişti ama bağırmakta haklı gibi görünüyordu.Düşündükçe delirecek gibi oluyordu , nasıl böyle bir şey yapabilirdi ki 2 elini de başına götürdü ve öylece gölü izlemeye başladı.

Sinirden ölecek gibi hissediyordu kendini , bir kaç saniye içinde geçmişti.Şimdi kendini daha iyi hissediyordu.Biraz önceki kadar öfkeli ve delirmiş değildi.Acaba oda suçluluk duyuyor muydu ? belki evet , belki de hayır , neyse kafasının bununla yormak istemiyordu , bakışlarını göle geçirmiş öylece güzel manzarayı izlerken onun yanına gelip glemediğine bakıyordu , acaba aşırı derecede tepki mi vermişti ? Evet , çok tepki vermişti olmuş bitmiş bir şey , Ne yine saçmalıyordu.Tabii ki de aşırı tepki vermemişti , bunu söylemesi gerekiyordu ona.Ama söylememişti ve bu gerçekten sinir bozucu bir şeydi.Hele ki ondan ayrılan olduğu için.

''-Neden yaptın bunu?''

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.

Bu sessizlik, Arina'nın sinirlerini bozmaya başlamıştı. Edward'a bakamıyordu bile, ne tepki verebileceğini kestiremez olmuştu. Sonuçta bitmişti, bu zamandan sonra ne olabilirdi ki? Sessizliği bozan şey duyulduğunda Arina birden beyaz yüzünü kaldırdı.

''-Arina sana inanamıyorum.Başka bir şey demiyeceğim.BENDEN SAKLADIĞIN BU MUYDU YANİ?''

Edward'ın yükselen sesi tepkisini belli ediyordu. Arina sustu ve soğuk bir bakış attı. Saklamasının kendine göre sebepleri vardı. Edward'ın bunu öğrendiğinde ne tepki verebileceğini kestirememişti, insan doğasını pek anlamazdı. Belki de bu sinir, ayrıldıklarına üzüldüğü içindi. Ne saçmalıyordu böyle, çoktan bitmişti... Belki de kendisi buruk hissettiğindne Edward'ın da üzülüyor olabileceğini düşünmüştü. Oysa çok geçti. Edward göle doğru yürümeye başlamıştı. Aşırı bir tepki değildi, saklaması saçma olabilirdi ama nereden bilecekti ki? Bunun ayrılmalarına yol açmasını istemezdi ama olmuştu işte. Ayrılmışlardı çünkü Arina birden bire ortadan kayboluşunu, uzun süre gelmediği zamanları ve onunlayken başka bir dünyadaymış gibi dalgın olmasını Edward'a hiç açıklamamıştı. Belki Arina'dan ayrılırken haklıydı.

Gözlerini Edward'a dikti, arkası dönüktü ve kafasında bir şeyler tartıyormuşcasına düşünceliydi. Kim düşünceli olamazdı ki? Arina, Edward'ın kendisini vampir dürtüsü açığa çıktığında görmesini istememişti hiçbir zaman... Şimdi anlamıştı işte. Yağmur çiselemeye devam ediyordu ama Arina, yarattığı ıslaklığın farkında değildi. Heryer aniden soğumuştu sanki.

''-Neden yaptın bunu?''

Haklı bir soru... Neden yaptığını açıklamalıydı... Neden açıklasındı ki? Kimseye bir açıklama borçlu değildi, hele de o bağırışmadan sonra. Neler düşünüyordu böyle? Edward'a en azından bunu borçluydu. Söylemeliydi, bilmeye hakkı vardı ve belki de Edward onunla bir daha hiç görüşmek istemeyecekti.

"Belirli zamanlarda vampir yanım açığa çıkıyordu, altın sarısı gözler ve kana susamış bir beden oluveriyordum. Bilemiyorum, genelde bilincim yerinde olurdu ama seni kendime çok fazla yakın tutsaydım eğer, kan içmek için seni bile kullanabilirdim... Ben tehlikeliyim, bilmemen gerektiğini düşündüm böylece kaçıp gittiğim o sıralarda, yani vampir dürtülerim açığa çıktığında, yanımda olamayacaktın. Biraz da benden uzaklaşmandan korkmuştum zaten." diye bitiriverdi.

Sanki güneşli bir günde yapılan geziyi anlatıyormuş gibi sakindi. Ellerini birleştirdi ve Edward'a baktı. Gölün öte ucunda, yıldırımların ışıkları gözüküyordu.

Banned

‘’-Senin için kanımı bile verirdim! Bunu sende biliyorsun.’’ Dedi belki de eskileri karıştırmamalıydı.Hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı.Silvia vardı hayatında, onun gibi birini asla kaçıramazdı.Her şeyden öncede onu seviyordu.Hem Arina’nin hayatında da biri varmış.En azından hoşlanıyormuş.Bakışlarını gölden çevirmeden derin bir nefes aldı.Hayallerinin içinde yüzmeye devam ediyordu, gölün ihtişamlı görüntüsüne aldanmadan sanki içine girmiş, derinlere girmiş ve orada boğulmaya başlamış gibiydi.Hayatsal faaliyetlerinden hangileri çalışıyordu acaba?

Gölün diğer ucunda ki ardı sıra kesilmeyen, ışıkların sesli olmasıyla irkilen, Ryan biraz önceki anıları tam tersi olarak tam bir saniye de görmüştü ve silkelenip bakışlarını gölden almıştı.Derin derin nefes almaya devam ediyordu, kendini kötü hissetmeye başlamıştı.Bunun biraz önce ki olaylarla alakası var mıydı acaba? Neden vücudunun buna böyle bir şeyle tepki verdiğine anlam veremiyordu.Bakışlarını ağır çekimde kıza çevirmişti, ağzından dökülen birkaç cümleyle rahatlamış gibi görünüyordu ‘’-Her şey geri de kaldı –bakışlarını göle çevirerek- Belki de hiç yaşanmamış olarak kabul etmeliyiz.’’

Kendini rahatlamış hissediyordu.Burnundan çektiği derin bir nefesin ardından sesi yanlarına kadar gelen şimşeğin çaktığı yere baktı.Işığın içinde kaybolup gidiyordu.Gölün ucuna düşen yıldırımlar onun üzerine düşse, biraz önceki duydukları kadar kötü olamazdı.Nasıl onu bu yüzden bırakacağını sanabilirdi…Her şeyi geri de bırakmıştı artık, başka şeyler düşünmeliydi.Herhangi bir şey.Çünkü; buna ihtiyacı vardı, olanları unutmaya…Hiç kimsenin ihtiyacı olmadığı kadar.