AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Son İçki Yok!

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2
YazarMesaj
Bradley John Blythe

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Bradley John Blythe



Mücadele Tarafı : Irené
Patronus : Kartal

Son İçki Yok! - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Son İçki Yok!   Son İçki Yok! - Sayfa 2 EmptySalı Ağus. 10, 2010 5:40 pm

"Hmm... Şarap." dedi gülümseyerek. Eline aldığı şişenin üstündeki ufak yazıyı zorlukla okuyabilmişti. Harfler gözünün önünde hafifçe titreşiyor, okunmaz biçimlere bürünüyor ve büyücüyü öfkelendiriyordu. Sonunda ise okumayı başarmıştı. Parti başladığından beri çok içmemişti. Üçüncü bira şişesini koymuştu diğer ikisinin yanına biraz önce. Buna rağmen içerideki gürültü, havasızlaşmaya başlayan ortam ve kupayı kaybetmenin verdiği keder, kafasının güzelleşmesini sağlamaya başlamıştı yavaştan. Zihnini daha güzel bir havaya sokması gerekiyordu. Bu yüzden usul hareketlerle şarap şişesinin tepesindeki mantarı kavradı. Sert ama yarı kontrollü bir hareketle tıpayı çevirmeye çalışırken elinden kaydırdı ve yandaki rafa çarptı. "Lanet olsun!" dedi öfkeyle ve şişeye içinden küfürler savurmaya başladı. Bir yandan da daha kontrollü olmaya çalışarak şişeyi açmaya çalışıyordu. Yanında duran bir Ravenclaw'lı çocuğu dürttü diğer elinle. "Hey, dostum, şu şişeyi benim için açar mısın?" Kim olduğunu anlayamamıştı, merak da etmiyordu o an için. İstediği tek şey şaraba kavuşmak ve onu kafasına dikmekti. Çocuğun tarafından gelen 'pop' sesiyle döndü ve tıpası çıkarılmış şarabı kavradı. Başına dikmeden önce sırtını dayamış olduğu duvardan uzaklaştı ve sallanan adımlarla ortaya doğru yürümeye başladı. Bir yandan da ışıkların arasında görebildiği kadarıyla insanları seçmeye çalışıyordu.

Olivia'nın Tris diye sayıklamasını gördü ve dışarıya doğru hareketlenmeye yeltendi Tris'i buraya getirmek için. Ama çıkışın hangi tarafta olduğunu hatırlayamıyordu. Yarısını içtiği şarap etkisini hemen göstermişti ve büyücü hangi tarafının sağ olduğunu söyleyemezken çıkışı bulabilecekmiş gibi gözükmüyordu. Onu toparlamaya çalışan Persephone'a baktı. Bu kız beş yıldır sınıf arkadaşıydı ama bir kez olsun konuşmamışlardı. Kız şimdi de pek konuşabilecekmiş gibi gözükmüyordu, zira Olivia ile fazlasıyla meşguldü, ama ona daha fazla iş açmak makul gözüktü gözüne. Sarsak adımlarla o tarafa doğru ilerledi. Oliv'i masaya oturtup yüzüne tokatlar atan kızın yanına gelince, Olivia'ya seslendi. "Heey, Oliv! Gel hadi Tris'i alıp gelelim!" Olivia'nın nasıl bir tepki verdiğini anlayamamıştı ama bunu onaylama şeklinde yorumladı. "Ama bana çıkışı göstermen gerek." Bunu söyledikten sonra gülmeye başladı. "Nereden girdiğimizi unuttum."

İlerleyerek kızın yanına yerleşti, hala gülüyordu. Başını çevirip Persephone'a baktı. "Merhaba, siz ikiniz partiye önceden başlamışsınız gibi." dedi kızın yüzündeki yorgun, bezgin, ama her şeyin yanında eğlencenin de izlerini taşıyan ifadeyi görünce. "Ben kupaya bakacağım." dedi uzun zamandır aklında olan bir sorunun cevabını bulmuş gibi başını kaldırarak. Camekanın içine koyulmuş olan kupaların bulunduğu yere doğru ilerledi. Cebinden asasını çıkardı kupaların önüne gelince. Bir elinde şarap, diğerinde asa ile komik görünüyordu. Hangi kupanın o yıla ait olduğunu bilmiyordu, okuyamayacaktı baksa da. "Amaaan, kimin umrunda." dedi ve asasını cama doğrulttu. "Depulso." Asadan çıkan büyüyle, kupalardan birinin önündeki küçük açıklığı kaplayan cam patladı. Etraftaki kızlardan birkaçı çığlık attı bu sesin etkisiyle, ama kırılan cam çok büyük değildi. Müziğin şiddeti sayesinde başka kimse duymamıştı. Kızların çığlıklarının ise sarhoşluğun etkisi yüzünden olduğu sanılmıştı. Asasını tekrar cebine koyduktan sonra uzanıp kupayı aldı. Bir elinde şarap, diğerinde kupa ile insanların dans ettiği yere yürüdü yarı şuurlu bir vaziyette. Ne yaptığının kendi bile farkında değildi. Kupayı havaya kaldırıp şarabı dikti. Bitene kadar içtikten sonra şişeyi indirdi ve bağırdı. "Şampiyon Ravenclaw!" Kupayı kaybettiklerini hatırlamayacak kadar sarhoştu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Juliet A. Valérie

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Juliet A. Valérie



Mücadele Tarafı : Romeo
Rp Sevgilisi : siz daha iyisini bulana kadar:Do Major (k5S
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Dişi Panter

Son İçki Yok! - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Son İçki Yok!   Son İçki Yok! - Sayfa 2 EmptySalı Ağus. 10, 2010 6:03 pm

"Şampiyon Ravenclaw!"
Bunu diyen sese yöneldim.Hatırladığım kadarıyla şampiyon biz değildik.Hoş neden burada olduğumu da bilmiyordum.
Can sıkıntısı...İnsanlarla kaynaşmaya çalışmak...
Geldiğimden beri edindiğim arkadaşlar o kadar azdı ki.Zaten çoğu sadece tanıdıktı.

Sese yaklaştım.Ses Bradley John Blythe'e aitti.Söylediğini pek ciddiye almama gerek yoktu.Zil zurna sarhoş olduğu her halinden belliydi.

Elindeki kupa dikkatimi çekmişti.Ah birinin ona acilen yardım etmesi gerekiyordu.Ve bu kişi benolmayacaktım.Yani snırım...
Sağıma ve soluma baktım.Benim dışımda çoğu kişi zaten sarhoştu.
Yanımda duran kadehteki kırmızı şarabın son yudumunu da içtim.Neden sarhoş olamıyordum?Bu 9.kadehimdiı!Haydi ama;rahatlamalıyım!

Bradley var gücüyle bağırıyordu ve bir elinde boş olduğu belli olan bir şişeyle diğer elindeki kupayla dans etmeye çalışıyordu.
Bu beni olduğum yerde gülümsetti.
Komik görünüyordu.Belki de acınası.Ama acınası olduğunu düşünmemeye çalışıyordum.

Bir kadeh daha şarap aldım elime.Bu seferki yudumum küçük değildi.Oldukça büyük bir yudumdu.
Evet!Sonunda!Ayaklarımın yerden kesilmekte olduğunu fark ettim.Gözlerim buğulanıyordu.
Sonunda başardım derken;midemde bir yumru hissettim.
"Ah sakın bana midemin ve zihnimin bu kadar dayanıksız olduğu söyleme Fee.Sakın bayılma!!!" Diye kendi kendime mırıldandım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/juliet-brooke-t8
Anita Farrel

VII. SınıfVII. Sınıf
Anita Farrel



Mücadele Tarafı : Miras kalan taraf; Karanlık
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Vaşak.

Son İçki Yok! - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Son İçki Yok!   Son İçki Yok! - Sayfa 2 EmptySalı Ağus. 10, 2010 8:14 pm

Bir süre sonra içki kokusu oksijen gibi odayı doldurmuştu. Detaylar daha az belirgin, daha az dikkat çekici hale gelmişti. Bunun sebebi oda değildi, salona girdikleri andan bu zamana kadar herhangi bir şey değişmemişti. Değişen insanlardı, onlar ve düşünebilme yetileri. Anita içkinin kanını kaynattığını hissedebiliyordu. Fred olduğunu sandığı şişeye sarılıp onu tükettikten sonra duvar kenarına çökmüş ve hepsi deli gibi görünen insanları izlemeye başlamıştı yarı açık ağzının yarattığı şapşal ifadesiyle. İnsanların yarı dolu bıraktığı bardakları emekleyerek bir ajan misali tırtıklayıp içmiş ve zamanla şapşal, sarhoş ifadesi keskin, deli bir gülümsemeye dönmüştü. Bakışlarına bir anlam yükleyemiyordu bu yüzden gülümsemesi onu keyifli göstermektense kaçıklaştırmıştı. Ravenclawlılar eğlencenin doruğuna tırmanırken Anita da herkes gibi kendi çapında eğlence yolları bulmuş ve içki sınırını iyice zorlayıp o en temel özelliği olan mantıklı düşünebilme ve utangaçlıktan tam anlamıyla sıyrılmıştı. Arada aptallaşıp insanları inceliyor, diğer bir saniyede çocuksu yaramazlıktaki gülümsemesiyle dolap arkalarında dolaşıyordu.

Sonunda yine duvar kenarına çöküp sıkıntıdan uzun cüppesinin eteklerini başından aşağı sallandırdı. Kendisini kendisi yapan şeylerden diğer biri de yerleri süpüren cüppe etekleriydi, birinci sınıftan beri bu uzun, gölge misali tutunan cüppeyi giydiğinden ona basmadan yaşamayı alışkanlık haline getirmişti. Orada oturup mahmur bakışlarla etrafı izlerken insanların onun yerde olduğunu görmediğini fark etti. Sonunda o kafayla bunu görünmez olduğu sonucuna çıkardı. Kafasının üzerinden gözünün önüne uzanan cüppeye tapılası bir şeymiş gibi baktı. “Görünmezlik pelerinini buldum!” diye fısıldadı hayranlığın dolup taştığı ses tonuyla. Ardından evreka diye bağıran mucit gibi tekrar etti bağırarak söylediğini. Ayağa fırlayıp etrafta koşmaya başladı. İnsanlar onu görüyordu elbette ama o cüppe yüzünden kimseyi görmediğinden kendini görünmez sanıyordu. Görünmezlik pelerinini bulan benim diye bağıra bağıra insanlara çarparken bir süre kimseye çarpmadığını fark edip cüppenin etkisinin geçtiğini düşündü ama bunu düşünmesiyle beraber birine bodoslama dalması bir oldu.

Çarpmanın etkisiyle yere yapışırken kütleyen kemiklerine rağmen gülüyordu. Sesin sahibini tanımıştı bu yüzden cüppeyi kaldırmadan yüzünde en aptal sırıtmayla sordu. “Hey Stan, bil bakalım ben kimiiiiim?” Sesi iyice laubalileştiğinden ayağa kalkıp yeniden kıkırdadı ve Stan’in etrafında dönmeye başladı. Zıplayıp hopluyor, insanların aksi laflarını ve inceden hakaretlerini duymuyordu. Başı da döndüğünden döndüğünü pek fark etmiyordu ama zıpladıkça midesi çalkalanmaya başlamıştı. “Anita dönme dolabı okula nasıl sığdırdın sen böyle?” Anita dönerken cüppesinin eteğini kafasından attı ve kabarmış saçları ile kaykılmış bakışlarını Stan üzerinde tuttu. “Benim olduğumu bilmemen gerekirdi! Anita değilim ben, ben şeyim… Ben yüksekten ölümüne korkan salak kovalayıcı Stanley’im’ Sen de o sıkıcı asosyal Anita’sın işte. Örüm Jack, örüm Jack, Örüm Jack!” Cüppe eteğini yeniden kafasına atıp gülerken zıplamaya ve dönmeye devam etti.

Dönmeyi kesmesi Brad’in sesiyle oldu. Brad’i desteklercesine yumruğunu havaya kaldırdığında tökezledi ve Ravenclawla ilgili bir şeyler homurdandı. Stan’e baktığında gülümsemesi kulaklarına vardı ve kahkaha attı. “Stan sen çıplaksın! Millet Stan çıplak! Hahahahahahaha!” Topça gibi etrafında dönerken hala gördüğünü sandığı yanılsama sebebiyle gülüyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Juliet A. Valérie

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Juliet A. Valérie



Mücadele Tarafı : Romeo
Rp Sevgilisi : siz daha iyisini bulana kadar:Do Major (k5S
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Dişi Panter

Son İçki Yok! - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Son İçki Yok!   Son İçki Yok! - Sayfa 2 EmptyPerş. Ağus. 12, 2010 1:45 am

Felicity Stan'e yöneldi.
Çıplak mı?
Ah hayır...Buna tahammül edemezdi...
Halüsinasyon görüyor olmalıydı.Yani öyle düşünüyordu.
En azından bayılma tehlikesini atlatmıştı.
Bunun için midesine binlerce kez teşekkür etti.

Sarhoşken arkadaş edinmek daha kolaydır belki de diye düşünüp etrafı gezmeye başladı.
Öğrencilerin boğuk kahkahaları ve odanın loş ışığı başını döndürüyor kulaklarını tıkama isteğiyle baş ettiriyordu.

Gözleri daldı.Dans eden öğrencilerden artık ikişer tane vardı.
Kafasını arkaya attı ve güldü.
Bu iş onu eğlendiriyordu.
Ve bir anda durdu.Gülümsemesi gitti çünkü bilincini kaybediyordu.
Duvardan destek almak istedi.Elini oraya dayadı fakat boşlukla iç içe kaldı ve kendini yerde buldu.
Poposunun üstüne düşmüş herkesi oturduğu yerden izlemeye devam ediyordu.
Anita olduğunu anladığı kız yanına yaklaştı.

"Orada havlar nasıl?Manzara iyi görünüyor?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/juliet-brooke-t8
 

Son İçki Yok!

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
2 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2

 Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-